17 Haziran 2009 Çarşamba

hani

Hani deniz kenarında terk edilmiş kayıklar vardır. İçlerinde kimseler yoktur sahipleri belirsizdir.Dalgalarla hareket eder sadece. Öyle yalnız, öyle sahipsiz, öyle terk edilmiş, öyle eski, viraneyim.

Hani bir film izlersin  ama ses yoktur.Ses gelmez.Anlamazsın ne olduğunu sesler önemlidir.Sessiz bir film gibiyim anlamsız.Yaşamsal hareketlilik ekranda döner durur, ama herşey kayıp gibidir.
Hani bahçeli büyük bir ev vardır. Bahçesinde türlü ağaçlar türlü çiçekler vardır. Belki sarmaşıklar kaplıdır ama güzeldir ev kendi başına. Evin beyaz boyası vardır. Boyaları dökülmüştür. İşte o ev gibi beyaz, sakin, kimsesizim.
Hani üç beş yaşlarında bir kız çocuğunu elinde tuttuğu kırmızı balon vardır.Elinden bir anda uçar gider. İşte o kırmızı balon gibiyim, kız çocuğundan ayrıldığına üzgün, havada savrulup duruyorum.

Hiç yorum yok: