28 Şubat 2010 Pazar

Eyyvah Eyvah,julie&Julia ve Funny People

Puslu,yağmurlu bir gün için size 3 keyifli film önerim var.Biri sinemalarda yeni vizyona giren Eyyvah Eyvah.Ata Demirer ve Demet Akbağ başrollerde oynuyor.

Demet Akbağı izlerken o kadar keyiflendim ki,gerçekten büyük bir oyuncu kendisi.Filmi izlemeye giderken çok fazla beklentim yoktu.Ama bir çok sahnesinde güldüm,eğlendim,hoşuma gitti.Aslında vizyonda yeni bir çok film var.Geçen hafta izlemeye film bulamazken bu hafta çok güzel filmler vizyona girdi.Sevgili haydi bu filmi izleyelim deyince kıramadım,ama iyi ki de izlemişiz dedik.
Diğer blog yazarları arkadaşlarımın sitelerinde görüp izlemek istediğim bir film vardı.Nihayet izleyebildim.Filmin sıcacık bir öyküsü var.Julie&Julia

İzlerken içinde bizden,hepimizden kareler göreceksiniz.O yüzden seveceğinizi düşünüyorum.

Son film ise bir Adam Sandler filmi -Funny People.Film biraz fazla uzundu.Konu çok enteresan olmasa da başlarda filmi izlemek keyifliydi,uzadıkça biraz sıkmaya başladı.



***kaynak 1
      kaynak 2

24 Şubat 2010 Çarşamba

Hayat puzzle yapmak gibi


Hayat puzzle yapmak gibi.Parçalar gözünün önünde dursa bile göremezsin.Sanki kutunun içinden eksik parçalar çıkmış diye düşünürsün.Oysa oradadır gözünün önünde.Bazen parçaları denemeden yerine yerleştiremezsin.Bazen de bir parçayı şak diye yerine koyarsın.Eğer bakıp göremediğin renkler varsa karşında bir an yerinden kalkıp uzaklaşmalısın.Puzzle bir kenara bırakmalı,bir süre ara vermelisin.Belki de o gün ara vermelisin.

Hava al,bak dönünce daha kolay olacak devam etmek.

Hayat da puzzle yapmak gibidir.Bazen hava alıp,mola vermek gerekir.

Bazen dışarıdan farklı açılardan bakmak gerekir.

Ama en sevinçli an resmin tamamlandığı andır.

Söyleyin bakalım sizce o an hangi andır?

22 Şubat 2010 Pazartesi

Beklerken,beklerken mutlu olmak

İnanamamak tüm olanlara,şaşkın gibi kalmak ortada.Şükürler olsun demek,tekrar inanamamak..

Mutlu olmak,içinden coşan enerji ile,
Devamı olacağını bilerek,
Sevgi ile beklemek,beklemek...


Şans getireceğini de bilerek,
Şanslı olduğunu hissederek..

20 Şubat 2010 Cumartesi

Percy Jackson ve Olimposlular:Şimşek Hırsızı


Fantastik filmleri çok severim.Filmin fragmanlarını izleyince ilgi çekici geldi.Dün akşam filmi izledim.Fakat bana Yüzüklerin Efendisinden sonra hepsi yalan dedirtti.
Bu filmde seri kitaplardan uyarlama.Serinin daha 4 kitabı daha olduğu düşünülürse,filmin devamı gelecek.
Hikayeye başlangıç güzeldi.Eski Yunan mitolojisi ile ilintili karakterler,tanrıların insanlarla yaptıkları evliliklerden yarı tanrı çocukların olması.Fakat konu Yunan mitolojisi ile ilintili ise Yunanistanı,Egeyi görmek isterdim.Yer altına giriş için yapılan kovalamacada Las Vegasın olması,yeraltı dünyasına girişin Holywooddan olması belki bu ünlü şehirlerin cehennemle özdeşleştirilip bir gönderme yapılmış olmasına dayandırılmış olabilir.Ama tanrıların kenti Olimposo girişin Empire State binasından yapılması hepten yok artık dedirtti.
Sinemada aksiyon,bilim kurgu izlemenin dışında filmde beğendiğim başka unsurlar yoktu.
Hafta sonu için sinema keyfiniz başka diğer filmlere de göz atın derim.

19 Şubat 2010 Cuma

Nereye savurdu beni şimdi


İlgili ilgisiz bazı şarkılar o zamanlara ait olsun,olmasın götürür beni eskilere,kodlar kendini hatıralar notalara.O mutlu olduğum mu,genç olduğum mu,özgür mü yoksa saf olduğum günlere mi alır götürür.Bırakır beni bir süre soluklatır beni.Dur dinlen der,özledin.Nicedir içinde değildi eskiler ve hatıralar.

Ve hatırlatır bana umutların vardı hayallerin.Şimdi ne oldu deme,bekle..


Ahh Damla kız  aldırdın götürdün beni bu şarkıyla...Ve ağlattın...

Peri kızım baş köşemde

Tatlişko Yazın güzel annesi Deniz çok güzel bir mim göndermiş.Evinizin bir köşesi ve dinlediğiniz müzik mimi.

Evimde baş köşelerimden birinde yer alan bu peri kızını çok seviyorum.O kadar güzel ki,eve her gelenin de dikkatini çeken bir peri kızı.En baş köşede en güzel hali ile salınıyor tam karşımda.Çok fazla köşenin resmini çektim ama bu peri kızını sizin de görmenizi istedim.


Son günlerde en çok dinlediğim müzik geçen hafta Damlakız ile Taksimde dolaşırken almış olduğum Rachmonioff cdsi.Yaş aldıkça klasik müziği daha fazla sever oldum.Elimde bir şeylerle oyalanırken,puzzle yaparken,kitap okurken dinlemekten inanılmaz zevk alıyorum.


Sergei Rachmaninoff Vocalise Opus 34, No. 14



Siz de dinleyin bir bestesini bakalım sevecek misiniz?

Şimdi mimi paslamaya geldi sıra ilk aklıma gelenleri yazayım,yorum yazanlar yanıtlamak isteyenler de mimi alsın,cevaplasın isterim.

Kuzucum artık telaşlar bitti,haydi mim zamanı
Damlakız
En pembe şekerim
Pofidik Şekercim

Bugün çok güzel bir cuma,herkese güzel hafta sonları dilerim.Bir aksilik çıkmazsa benim de çok güzel bir hafta sonum olacak.Pazar günü çok yakışıklı bir prens ile tanışacağım.Adı gibi pamukk.

Dışarısı şu an çok güneşli biraz yürüyüşe çıkıp,güneşi yakalamalıyım!

16 Şubat 2010 Salı

3 film birden(Aşkın 500 günü,Kolera Günlerinde Aşk,Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar

Son zamanlarda çok fazla film izliyorum.İzledikten sonra yazmayı unutuyorum.Ya da ilginç,güzel gelmiyorsa hiç yazmasam iyi diye düşünüyorum.Bir de bu sıralar The Bing Bang Theory izliyorum üst üste.3. sezona geldikçe daha bir komik olmaya başladılar.Orada yer alan Sheldon adlı karaktere bayılıyorum.Bu diziyi daha sonra anlatabilirim.
Gelelim filmlerimize.Aşkın 500 günü.Aylardır izleme derdindeydim.Sinemada olmadı,dvdsini bulamadım.Derken geçen cuma buldum ve aldım.12 şubat gecemiz için izlemeye başladık.Geçen hafta Damla ile buluştuğumuzda soundtrack albümünü alacaktım.Damla dur bir filmi izle dedi.Peki dedim,ilk önce film.

Dilimize çevrildiği ismi gibi aşkın 500 günü anlatılmış fakat zaman sıralaması yok.Zaman karışık olarak verilmiş.Müzikler süper,çok çok sevdik.Film de güzel.Detaylara girmeden izleyin derim,izlemediyseniz.Yes Man filminden hatırlayacağımız Zoey Deschanel ve Joseph Gordon-Levitt başrollerde.


İkinci filmi geçen hafta izledik.Kolera Günlerinde Aşk.Javier Bardem'in başrollerde oynadığı film,Nobel ödüllü yazar Gabriel Garcia Marguez 'in romanından uyarlanmış.Umutsuz bir aşkın bir insanı ne hallere sürükleyebileceğini anlatan bir hikaye.Filmi izlerken bazı yerlerde sıkılsak da sonlara doğru daha bir heyecanla izledik.


Son filmi ise 2.kere cumartesi izlemiş oldum.İlk izlediğimde sinemada yakın bir kız arkadaşımla izlemiştik.Filmdeki hikayeler ne kadar doğru diyerek evlerimize yol almıştık.

Gerçekten biz farklı anlamlar çıkarmakta çok başarılıyız erkeklerin yaptıkları karşısında.Aslında onlar düz mantıkta düşünüyorlar.Aslında iyi de yapıyorlar,beyinlerini gereksiz şekilde doldurmuyorlar.Çok fazla düşündüğümüz ve de gereksiz yere kendimizi yorduğumuz çok oluyor.En güzeli erkekler gibi neyse o,düşüncesini kafamıza yerleştirirsek daha mutlu olabiliriz.

Erkeklerin söylediklerinden ya da yaptıklarından gizli anlamlar çıkarmaya çalışmak saçma.
Filmde bu sözünü ettiğim düşünceler üzerine kurulu.Gerçek hikayeler.Kadınların sürekli farklı anlamlar çıkararak bazen bütünü kaçırmaları.Detaylara yoğunlaşmak bazen bütünü kaçırmamızı sağlıyor.Erkeklerin hiç mi hatası yok diyeceksiniz.Elbette var.Onlar da bizim detaycı olmamızı farklı beyin yapılarına sahip olmamızdan kaynaklandığını anlamak için biraz daha çaba gösterebilirler.

Filmin kadrosuna gelince.Çok kalabalık bir kadro.Başrollerde Jennifer Aniston,Ben Afleck,Drew Barrymore
Scarlett Johansson var.




14 Şubat 2010 Pazar

Sizin Sevgililer Gününüz hangisi?


Bizim günümüz bugün değil.Bize ait bir çok gün var.Hatta her gün bile olabilir.Belki bugüne denk gelen organizasyonlar,hediyelerimiz de olmuştur.Ama denk gelmiştir,caf caflı 14 şubat, renkleriyle bizi içine çekmiştir.Ama bugün bizim günümüz değil sevgilimle.

Mesela bizim için 12 şubat daha değerli bir gün.Güzel bir film,abur cuburlarımız ve keyifli saatler geçirdik 12 şubatta.Bunu zaten hep yapıyoruz.Farklı bir şey değil gibi geliyor böyle söyleyince.Söyleyin nedir farklı olmak zorunda olan?İlla allayıp,pullayıp,harika planlarımız var demek mi?

Huzurlu olmak hayatta en önem verdiğim şeylerden biridir.Sevgili ile yan yana güzel bir film izlemek en güzel anlardan biridir.Başını omzuna dayaması,hatta filmin bazı kısımlarında uyuklaması.Uyuması onun huzuru,senin mutluluğundur.

Arada farklı şeyler yapmak mutlaka gerekir,farklı bir yere birlikte seyahat,hiç gitmediğiniz bir yerde baş başa yemek yemek,ansızın hediyeler alıp vermek,bunlar sizin sevgili gününüze denk gelirse daha güzel değil midir?Ya da herhangi bir güne.

***resim

11 Şubat 2010 Perşembe

Yağmurlu İstiklal,su gibi,yağmur gibi Damlakız,kitap kokusu,mutluluk uykusu

Karşımda duran parlak camdan gerçeğe dönen güzel insanlar olacağını bilir miydim bu günlüğe başlarken.Hayır hiç aklımın köşesinden geçmezdi.İyi ki de geçmedi.Ne güzel sürprizler oldu hayatımda.Her gün ayrı bir renk,her gün ayrı bir el yüreğime dokunuyor.Zaman geçtikçe sahici insanlar tanıdıkça hayat daha mı güzel geliyor?

Neredeyse ay oldu, şu hafta sonu bu hafta sonu bululaşım diye.En sonunda madem işsisiz ikimizde zaman bu zamandır dedik,hafta içi olsun dedik.Taksimde çarşamba için sözleştik.Konuşa,konuşa,gezdik.Kitaplar elimizde,kitap kokusu içimizde,kahve elimizde,sohbet dilimizde.Damla gerçek,Damla tam karşımda.Damla çok gerçek,yazdığı gibi,okuduğunuz gibi.

Damla sahici,öyle kendi gibi,yalan yok,açık adres,ismi gibi.Hatası bile olsa cesur itiraf ederken,olduğu gibi.Heyecanlı,deli dolu,japon çizgi film kahramanları gibi kocaman gözleri ile sen konuşurken gözlerini açarak ilgiyle dinleyen biri.Sevdiğini mutlu etmeyi seven biri.Kaşla göz arasında ben kitaplar arasında o bana kitap almış fark edememişim.Telefonlarımız için aldığı süsten kendisine de almış ama daha vermeden bizlere kendisi de kullanmamış.Birlikte kullanmaya başlayalım diye.Bir de Pinokya var ki şu an karşımda yerini ona söyledim bile.Fil de buz dolabımda yerini aldı,uğur getirir inşallah Damlakız.

En son kalkarken masadan bütün torbalar birbirini karıştı ya da ben hepsini almak istediğimden tüm kitaplar bende kaldı.

Sanki eskiden kalma bir gün ama yeni öylesine,yürüdük yağmurla ve ıslandık güle güle.

10 Şubat 2010 Çarşamba

Güneş ve yaratıcı Blog Ödülüm

Sevgili Kendindenkendinegöçen ve Syhanım bana yaratıcı blog ödülü vermiş,ben de teşekkür ederek kabul ediyorum.Bu blog ödülünü,

Herşey güzel olacak-Duygu
Fotoğraf Penceresinden Ceyda,
Zeynebin sesi
Zeynebin Kelebekleri
Yaz Aşkı Deniz
Tibetin Güzel Annesi
Pinkyime
Görkemim kara kuzum( o şimdi en güzel gelin)
Damlocan( öğlen gördüğümde de verebilirim)

Güneş bulutların arasından bir gidiyor bir geliyor ama yine de güneşli bir gün diyebiliriz.Azıcık görsem bile mutlu oluyorum.(Güneş enerjili Kelebek)

Güneşin tadını çıkarın şekerler!

9 Şubat 2010 Salı

Kuzucuğumun portakallı keki

Kuzucum en çok içinde portakal parçaları olan keki severmiş.Şimdi aylardır diyetteyim diyeceksin.Canımı neden çektiriyorsun diyeceksin.Ama dün kek dedik,neyli dedik,bugünün şerefine senin için yapmak istedim.Umarım her şey yolunda gitmiştir.

8 Şubat 2010 Pazartesi

Bugünün mutluluk reçeteleri


Siz de benim gibi romantik-komedi filmleri sever misiniz?Ben severim,izlerken kafam inanılmaz dağılır.Fragmanını görünce merak ettim,romantik-komedi filmlerinin kötü bir kopyası mı yoksa keyifli izlenecek bir film mi diye düşündüm.Adı da kendi gibi Romantik Komedi olunca sanki kötü bir kopya gibi geliyor değil mi?Ama izleyince öyle olmadığını anladım.Çünkü filmi izlerken eğlendim.Hem de çok eğlendim.Abartılacak süper bir film değil ama keyifli bir film olmuş.Dün sevgili Mianın postunu da okuyunca daha da merak ettim.Gürgen Öz gerçekten çok başarılıydı.Avrupa Yakasında bence gerçek performansını gösteremedi.İlerleyen zamanlarda daha iyi projelerde görmek isteyeceğim,izlerken keyif aldığım bir oyuncu.En çok güldüğüm sahnelerden biri de yandaki fotoğrafta bulunan sahneydi.
Yeni bir puzzle aldım bugün.Sevgili seçti,artık uzun süre benim kararsız kalmamdan ötürü mü bunu seçti yoksa WOW sevgisinden mi,bilemiyorum.Yerini bile tarif etti,bak bir duvara bunu asalım,diğerine de buna benzer bir puzzle alırız,onu asarız dediği için iyi alalım dedim.Evde bir puzzle daha var,tamamlanmış,çerçevelenmeyi bekleyen.Bilin bakalım ne var o üzerinde?Kelebekli tabi ki.
Son bir kaç aydır yakın bir arkadaşıma gittikçe okuduğum,karıştırdığım bir dergi vardı.NTV Tarih,bu ayki sayısını artık kendim alayım,okuyayım dedim.İyi ki de aldım.Yine harika bir sayı.Bir de harika panoramik poster hediyesi var.Acaba onu da bir yerlere assam mı diyorum ya da annem daha çok beğenir gibi.
Tempo dergisinin bu ay verdiği küçük kitapçığın konusu gurme seyahatler üzerine.Hayallere daldım.Bak kuzucum burada neresi var?
Bugün gazetede okudum.Bir gastonomi uzmanı bir de şarap uzmanı iki bayan hobilerini mesleğe dönüştürüp Keyfince Yaşa'yı kurmuşlar.İlk seyahatlerini de Yunanistan'a yapmışlar.Ne güzel bir iş değil mi?Böyle bir işim olsa,gezsem,yeni yerler görsem,yesem,içsem,yeni tatların tadına baksam.
Bunun hayali bile güzel!


Bir de Damlakız var.Onun ayrıntıları sonraya.



7 Şubat 2010 Pazar

güzel günler bizi bekler eyvallah dersin olur biter

güzel günler bizi bekler eyvallah dersin olur biter
güzel günler bizi bekler eyvallah dersin geçer gider
bıraksam kendimi şöyle oh ne rahat
bu da geçer gülüm yaşamana bak

alınacak dersler var sorulucak sorular bu da geçer gülüm bizden bu kadar.



Elimden gelen tek şey umut etmek ise,sonuna kadar umudum var.
Büyüdükçe farklılaşır bir çok şey insan değişir,gelişir.Aslında büyümek bademi sevmek gibi.Çocukken çerez tabağında ilk önce fıstıkları yerdim şimdi ise bademleri.Büyümek de badem sevmek gibi.Zevklerin değişiyor,gelişiyorsun.Umutları bırakmıyorsun.Ya da bırakıyorsun.Ama bırakınca hayatta seni bırakıyor bir yerlerde.
Değişmeyen şey umutlarımın hep olması.Bir çocuk hep umutludur bir çok şey için.Ben de umutluyum hala küçük bir çocuk gibi.
İçimde hala güneşli günlerin özlemi,az kaldı diyor bir yerlerden iç sesim.Onca olan şeye rağmen ağlamadım,sızlamadım.


Yola devam ediyorum,şükür ki...


Şarkı için tık tık

4 Şubat 2010 Perşembe

Küçük Kelebek Yıldız


Mimler peşi sıra geldi.Ama bu mim çocuklukla ilgili bir mim,bizden,çocukluk günlerimizden.

1.Mimleyen kişiyi ve linkini vermemiz gerekiyor ilk maddede;
Tibetin yüreği çok güzel,yüreği kocaman annesi

2.Çocukluğunuzda anne ve babanızla (ya da aile büyükleriyle) yapmış olduğunuz ve sizi siz yapan şeylere katkısı olan bir olay, bir aktivite, bir eylem… Ve hangi yönünüze katkıda bulunduğu…

Aslında çok fazla şey var.Ama ilk aklıma gelen kitap okuma alışkanlığıma yapmış oldukları katkı.Okuma yazma bilmeden daha bir dünya kitabım vardı.Ben daha çok küçük yaşlardayken kitap almaya başladılar.Her dışarı çıktıklarında mutlaka ellerinde bir kitap ile dönerlerdi.Aldıkları kitapları bana okur,sonra ben de onlara aklımda kalanları söyleyerek okur gibi yapardım.

3.Çocukken oynamayı en çok sevdiğiniz oyun ve oyun aparatı?
Evcilik oyunlarını severdim.Özellikle bu yazımda söz ettiğim canım arkadaşımla saatlerce evcilik oynardık.En sevdiğim oyuncak barbie bebeklerdi.Kağıt bebekleri kesip biçmesini çok severdim.Bir de ağbimin oyuncakları ile oynamayı severdim.Resimde de oynamayı çok sevdiğim oyuncak at var.

4.Sokakta oynar mıydınız?
Pek oynamazdım.Biraz nanemolla bir çocuk olduğum için annem üzerime fazla titrerdi.Arada çıkar oynardım.

5.Çocukluğunuz ve ilk gençliğinizle ilgili keşke farklı olsaydı dediğiniz bir durum/olay
Çocukluk ve gençlik dönemimi çok güzel geçirdiğim için çok şanslıydım.Ama biraz prenses gibi büyüyünce üniversitede ilk yılımda burnum sürttü fazlasıyla.Hatta ilk sene annemler ev tutalım dediğinde yurtta kalmayı ve burnumun biraz sürtmesini kendim istemiştim.
Herkes tarafından sevilmek gerçeklerle karşılaşınca tepe üstü çakılmanı sağlayabiliyor.

6.Çocukluk ve ilk gençlikle ilgili iyi ki böyle olmuş dediğiniz bir olay…
Öyle güzel bir ailem var ki,iyi ki  onlar benim ailem.Bu da zaten en büyük olay.

7-Varsa çocukluk dönemine dair bugünü etkileyen bir olay, anı…
Bugünü etkileyen bir anı yok öyle aklıma gelen.Ama bugünkü Yıldızı etkileyen bir dünya anım var..

Bu mimi Pofidik şekerciğime (iyileşince cevaplarsın kuzum),Zizim bizime , Ceydaya,Ayciye paslıyorum.