22 Eylül 2010 Çarşamba

20 gün kala


Pazartesi odanın eşyaları geldi tatlı,minik oğlum.Üzerinde boya olmadığı için kokusu da yoktu.Sadece yeni kokusundan dolayı camları açıp iyice havalandırdım.
Kıyafetlerini dolaplarına yerleştirdim vakit kaybetmeden.Nasıl şaşırdım neyi nereye koyacağımı.Hiç böyle minik eşyalarla bu kadar haşır neşir olmamıştım ki.Çoraplarını elime aldım aldım,nasıl koysam ki şimdi bunları deyip durdum.
Şimdilik bir düzen oturttum.Dolabını ilerleyen zamanlarda da kullanabilmen için büyük aldık.3 kapılı dolap olunca minik eşyaların daha da küçük kaldı içinde.Gün gelir bizim dolabımızdan eşyaların taşması gibi seninkinin de taşacağını düşündük.
Şimdi ikide bir odana giriyoruz.Eşyalarına bakıp gülüyoruz.Sabah baban evden çıkmadan önce yine kıyafetlerine baktı güldü.Bir yandan da askıları bana getirip gösterdi.Küçücük montun,küçük smokinin o kadar komik ve güzel ki.Smokinini dayının eşi aldı canım,mevlitte giymen için.Öyle çok parlak değil,tam zevkime göre almış sağolsun.Krem rengi,küçücük yıldızlı bir papyonu var.Alalı zaten epey olmuştu.En canımın sıkıldığı anlarda kutusunu açıp gülüyordum.Pantolonun bile duble paça.
Rüyamda bebek görüyorum arada sırada.Bu gece de gördüm ama sen olmadığını biliyorum.Hep bilinç altı,gördüğüm resimlerden okuduklarımdan,izlediklerimden.Merakla bekliyoruz işte seni canım.

Benim hayatta iddialarım olmadı hiçbir zaman.En mükemmel olayım,en mükemmel işe ben sahip olayım,en mükemmel eşe ben sahip olayım diye.En mükemmel çocuk benim olacak diye de iddiam yok.Babanla bizi tanıyınca anlayacaksın oğlum.En mükemmel çift olalım,biz farklıyızlar bizim hayatımızda yok.Her şeye yetişmeyi çoktan bıraktı annen.Vurdum duymaz mıyım,aksine duyarlıyımdır da bir çok şeye.Ama gereksiz bir yarış gibi kasmam kendimi.İşte olduğumuz gibiyiz,biz canım oğlum.Olduğumuz gibi sevdik birbirimizi babanla.Ben onun yanında ben olduğum için,o benim yanında kendi olduğu için.Gerisi teferruat.Seni de sen olduğun için,sadece sen olduğun için,bize emanet olduğun için,bize bir hediye gibi gönderildiğin için çok seveceğiz.Gerisi sadece teferruat olacak.

20 Eylül 2010 Pazartesi

22 gün kala


Canım oğlum artık çok az kaldı.Hafta sonu babanla doktor işimizi hallettik.Bu arada beraber yemeğe,sinemaya gittik.Sanırım bundan sonra pek fırsatımız olmayacak.Sinemaya uzun süre gidebileceğimizi sanmıyorum.Seni bırakmak istemeyiz.Çok heyecanlı,korku,aksiyon dolu filmleri izlemek istemediğimizden animasyon izleyelim dedik.Herkes çocuğunu getirmişti filmi izlemeye getirmişti.Biz de getirdik ama bir farkla tabi:))Bundan sonra birlikte böyle animasyon filmler izleyeceğimizi hayal ettik.Tabi sevdiğin filmleri bize 50 milyon kez izleteceğini de tahmin ediyoruz.Bu konuda deneyimimiz var.Sevgili kuzenin küçükken bize sürekli sevdiği filmleri izlettirirdi.
D&R'da hep animasyon filmlere baktık.Çok güzel kitaplar bulduk.Dedik biraz daha bekleyelim,öyle alalım.
Az önce elimde üzüm tabağı,boşluğa doğru daldım.Yalnız geçirdiğim son günler dedim kendi kendime.Ev zaten doğumunda epey kalabalıklaşacak.Tabi ben herkesin olmadığı seninle baş başa kalacağımız günleri merak ediyorum.
Bugün odan için mobilyaların gelecek.Aslında çok önceden aldık biliyorsun.Ama daha geç beklediğimiz için seni,erteledik geliş tarihini.
Hazırlıklarımız tamam sayılır.Bir kaç şey kaldı.Hastane çantamızı hazırlamadık henüz.Bu hafta çantayı hazırlamayı düşünüyorum.
Sen de bence artık gelmek istiyorsun,kıpır kıpır duramıyorsun yerinde.Az kaldı gerçekten bebeğim,az kaldı.



resim***

17 Eylül 2010 Cuma

25 gün kala


Hamilelerdeki duygu değişimleri hep konu edilir minik oğlum.Duygusal inişler çıkışlar yaşadıkları,hormonal değişikliklerin duygularını çok etkilediği söylenir.
Sevgili oğlum ben pek hamilelikte inişler çıkışlar yaşadığımı söyleyemeyeceğim.Sadece annelik,çocuk,bebek konuları ile ilgili durumlarda daha duygusal oldum.Mesela geçen gün izlediğim bir filmde ağladım.Ki filmler de pek ağlamam.Anne bebeği babasına bıraktı gitti.Babası hem çalıştı,hem okudu,hem bebeğe baktı.Başına da bir sürü dert de gelince ben dayanamadım ağladım.
Bir de son günlerde sinirliyim.Aslında sakin bir yapım var.Ama sinirli bir yönüm de söz konusu.Sinirliliğim biraz   da hemen yorulmam,bir işi tamamlarken zorlanmamdan.Enerjim azaldı.
Olsun oğlum doğunca sen enerjim yerine gelir.Yorulsam da annelik denilen kavram enerjisiyle gelecek biliyorum.

16 Eylül 2010 Perşembe

26 gün kala


Canım oğlum hazırlıklarımıza hız kazandırdık sayende.Dün odanın halısını hallettik.Cumartesi gelecekti mobilyaların fakat cumartesi doktora gitmemiz gerek.Biliyorsun annende bel fıtığı var.Normal doğum yapmak isterdim ama bel fıtığından ötürü korkum var.O yüzden bel fıtığımle ilgilenen doktoruma gitmem gerekli.Böylelikle kadın doğumcumuz da sezeryan ile doğum için onayını versin.Pazartesi de mobilyaların gelmiş olacak.
Odana bakıyoruz babanla,daha eşyaların yok ama şimdiden çok sevdik bu halini.Sen de seversin umarım miniğim.
Seninle müzik dinliyoruz şu an ben bu satırları yazarken sen de müzik dinliyorsun.Bazen tepkiler veriyorsun,bazen sessiz kalıyorsun.Ama sevdiğin müzikleri şimdiden öğrendim.Sana bir liste bile yaptım.
Odana geçtiğinde benim ipodum senin ipodun olacak.Ipod için bir sistem alacağız kısmetse sen de müzik dinleyeceksin.Beyin gelişimi için gerekli diyorlar.Bütün bunların ötesinde sen de dünyaya gelince anlayacaksın ki şimdiden anladın bence müzik dünyadaki en güzel şeylerden biri.Anneannen de bize dinletirmiş bebekken.O zamanlar öyle mp3 çalar falan yok tabi.Radyolar var.Beşiğimizin yanına koyarmış.Belki de o yüzden çok seviyorum müzik dinlemeyi.Bilemiyorum.Ama çocukluk günlerime dönünce bazı anılarımda arkada hep güzel fon müzikleri var.
Fon müziği deyince yıllar önce çok sevdiğim bir arkadaşıma demiştim ki bu şarkıda kendimi, şöyle hayal ediyorum.Hastane odasındayım,arka fonda bu şarkı çalıyor.Bebeğim kucağımda,işte benim öykümün artık değiştiği yerde bebeğimin öyküsü başlıyor.Yaşam değişiyor.Şarkının giriş kısmı bana hep bu hayali canlandırır.

Hangi şarkı mı?İşte bu şarkı 
Bulutsuzluk Özlemi - Tepedeki Çimenlik |


15 Eylül 2010 Çarşamba

27 gün kala


Aslında canım oğlum daha geç bekliyorduk seni.Ama madem erken geleyim dedin.Gel,başımızın üstünde,canımızın en derin köşesinde yerin var.
Biraz ağırdan aldık hazırlıkları daha vakit var diye.Şimdi bizi heyecanlandırdın,harekete geçtik hemen.
Etrafımızı minik eşyaların sarmıştı.Beşiğine bakıp seviyordum hep.Dedin ki eşyaları sevmeyi bırakın ben geliyorum.Beni seversiniz dedin.İyi de dedin.
Annen yoruluyor artık oğlum.Ellerim ayaklarım birer kütük misali şişti.Ayakkabılar olmaz oldu.Terlikle gezmeyi sevmeyen annen her yere terlikle gitmeye başladı.
Uyumak da zor artık.Sürekli uyanıp tuvalete gidiyorum.Ama bu da bir hazırlık süreci diyorum kendime.Sen uyandırdığında ya da senin için uyandığımda rahatsızlık çekmeyeyim diye.
Hareketlerim kısıtlı,gezip tozmak ne zamandı unuttum.Oğlum diyorsun ki anne alış ben gelince öyle eskisi gibi gezip tozmak yok.Ama biraz büyüyeyim beraber iyi bir ikili olacağız.Babam da farkında zaten diyorsun.Oğlunla gezersin dediğini duyuyorsun değil mi canım oğlum.
Evet biraz panik yapıyorum çaktırmadan.Nasıl bir anne olurum diye sana.Küçücük bedenin kollarıma verildiğinde ne yaparım,her şey kendi kendine mi gelişir.Göreceğiz diyorsun şimdi tekmeleyerek beni.

Odan için hazırlıklarımızı yapacağız bugün.Anneannen kaç gündür kıyafetlerini yıkıyordu.İyi ki beklemedi daha çok.Minik minik kıyafetlerini gördükçe daha da çok heyecanlanıyoruz.

Panik yapma anne diyorsun değil mi?Annen aslında çok sakin ve sabırlıdır.Sen de tanıyınca hak vereceksin.Ama kabul et oğlum hayattaki ilk tecrübem bu.Anne adayı olmak bile zormuş.Başarırız diyorsun değil mi?




4 Eylül 2010 Cumartesi

Öylece içimden geldiğinden

Şimdi benden,bizden,bizim de ötemizden,
İçimden,en derinlerden,salladığımda gönül ağacımın altına dökülenlerden,
En sessiz yerimden,
Kelimelerimin aslında hiç bitmemesinden,
Tüm acılara karşı direnmemden,
İşte her şeyi çözümlediğimden,
İçimdeki sukunetten,
Hayatı anladığım andaki gülümseyişimden de

Öte asıl içimin gülen yüzleri,
Size bakmak..
Hayatı anlamak...