27 Nisan 2012 Cuma

Bugün benim doğum günüm

İnsan hissettiği yaşta oluyormuş.Eşim 32 mi oldun sen deyince 32 mi,kim oldum.
Bir yerlerde sabitlendi yaş sanki,ilerleyen bir şey var ama sanki senin haberin yok.
Bir peri kızına ihtiyacım var doğum günü dileklerimi düşününce.

24 Nisan 2012 Salı

Su iyi gelirmiş gerçekten

Cumartesi günü İstanbul Akvaryuma gittik.Demirden fazla biz eğlendik diyebilirim.Biraz daha büyüyünce tekrar götürmek gerek.
Su,balıklar bana öyle iyi geldi ki.İçim ferahladı.
Suyla,balıklarla sözsüz bir anlaşmam var ama ben de bilemiyorum.Bana her zaman iyi geliyor.
Zaten o bulutları da dağıttım.Değişen bir şey mi var derseniz,somut olmasa da değişen benim.Yani eski bene dönüş yaptım.
Bilmiyorum böyle düşününce içim ferahlıyor,iyi şeyler olacak gibi.

20 Nisan 2012 Cuma

Sevinçler köpük köpük olsun!

En sevdiğim bitki çayından içtim bol bol.Çilek ve ahududunun birleşiminden güzel şeyler çıkardı elbet ama böyle güzel bir çay çıkacağı elbette aklıma gelmezdi.
Güzel kahvaltı sofraları hazırlamaya çalıştım her sabah.Sevdiğim şeyleri yemeye çalıştım.Yeşillikleri soframdan eksik etmemeye çalıştım.
Biraz alerjim azdı,sabah ağrılarla,hapşırıklarla uyandım.Arka arkasına kesilmeyen hapşırıkları başımı daha da ağrıttı.
Kendimce çözümler ürettim.Mesela yağmur her şeyi silecek dedim,sildi,geçti.Yağmur iyi ki de öyle durmadan yağdı.
Sevdiğim dizileri izleyerek biraz güldüm,keyiflendim.Yaşanan şeylerin ortak olacağını düşündüm hep.
Minik adamın maceralarını izledim doyasıya.Yeni oyunlar bulmasına kah heyecan yaptım kah eşlik ettim kah kızdım.Ama en çok durup nasıl büyüdüğünü anlamaya çalıştım.
Diyeti kenara bırakıp kahveme en güzel arkadaşı seçtim.Hiç pişman değilim.Nasılsa gidecek o 3-5 kilo.Bunun tabi 2 gün önce komşumun beni görüp inanılmaz kilo vermişsiniz,harika olmuşsunuz demesinin de etkisi var tabi.Beni aylardır görmeyince aradaki farkı görüp söylemesi çok hoşuma gitti.Ama tekrar sağlıklı,doğru beslenmeye dönüş yapacağım.
Ve herkes için kendim için bütün sevinçlerin köpük köpük olmasını diledim.Bembeyaz umutların gerçek olmasını istedim.

Bilmiyorum ama bunlar ben de işe yaradı.Hem de fazlasıyla....








18 Nisan 2012 Çarşamba

Gelecek işte biliyorum


Seyhanım dedi ki eski yazılarını oku,iyi gelir.Ben asıl günlüğümü okudum.Burada yazdıklarım değil defter şeklinde olan.Günlüğüm günlükten çıkmış,aylık olmuş neredeyse yıllık.Öyle ihmal etmişim ki.
Defter,kalem çıkaramıyorum ortaya Demir görür görmez kalem istiyor.
Neyse kendimi okudum.En kötü anımda bile ne kadar umut dolu yazmışım.Nasıl enerjik,iyimser.
Biraz yazdım,iyi geldi.Daha çok görüşelim diyerek ayrıldık,günlüğümle.
Sonra biraz konuştum en sevdiklerimle,dertleştik uzun uzun.
Hafifledim dedi Denizciğim bugün postunda.Evet ben de gittim kocaman bir çuval kıyafet çıkardım dolabımdan,hem de kafamdan bir çok şeyi çıkardım bu arada.
Üstüne fazla konuşmaya gerek yok.Sağlık olsun diyorum.
İçimde bir yerlerde o Yıldız var.
Çağırıyorum,gelecek işte.
Hem sabaha bir şey kalmaz.
Çünkü yağmur yağarsa tüm gece caddelere,bütün o düşünceleri de silip götürecek.Sabah yeni bir gün başlamış olacak.


Bazen bir şiir umut olur

Bazen bir şiire tutunmak gerekebilir.

****Şiir-İlhan Berk

17 Nisan 2012 Salı

Beklemekten vazgeçmek

Yine çok çok fazla düşündüğüm bir dönemdeyim.
Eski günleri düşünüp durduğum da bir dönemdeyim.
Biraz fazla duygularımı yoğun yaşıyorum son günlerde farkındayım.
Projeler düşünceler aşamasından çıkamadıkça sanki karnım ağrıyor da sorunum var gibiyim.
Haa oldu olacak derken aman da diyorum.
Duygularım gelgitler yaşıyor.Bir an iyiyken bir an hoooop diyorum.
Evet zor günler geçirdik.Etkisini de ben de böyle gösteriyor belki.
Ama ben eski formatıma dönmek de zorlanıyorum.
Yani umutlu,mutlu halime.
Belki de biraz küskünlük var içimde.
Bekleyip bekleyip bir şeylerinde olmamasından küsmek.
Kendime yükleniyorum.
Vazgeçiyorum.
Doğum günüm yaklaştıkça yeni bir yaşa doğru giderken muhasebelerim artıyor.
Ama kendimden en memnun olmadığım zaman dilimindeyim.
Bu kadar kendime kızdığım başka bir zaman dilimim yok.
İşte böyle yaptıkça hem ruhum hem yüreğim ağırlaşıyor.

Ağırlaşmadan her şey değişmeli aslında.
Rüyalarımda olacakmış gibi sanki herşeyin ipucu diye düşünüp rüyalara yatıyorum ama yok işte.
Öyle rüyalarım vardı ki bazen gerçek oldular,bazense öylesine güzel gerçek gibi rüyalar.Ama şimdi ne gerçek ne rüya,sadece öylesine rüya işte..


Ama şimdi hayat daha çok banyodaki musluk gibi.Kırmızıya doğru fazla sıcak,maviye doğru fazla soğuk.Ortasını bulmaya çalışırken istediğin ılıklıkta değil.Ya düşündüğünden soğuk ya da sıcak.
Belki de en iyisi birine alışmak değil mi bu yaşadığımız?


Touch izleyin,izlettirin efendim

                                                                         görsel

Uzun zamandır böyle soluksuz bir dizi izlememiştim.Öyle ki cumartesi uykusuz kalacağımı bilerek de oturdum izledim bir bölüm daha.
Olayların birbirine bağlanması açısından bakılırsa biraz Crash biraz Babil gibi.Olaylar,insanlar birbirine bağlı.Düşününce 6 derece yakınlığı gibi.Ama daha farklı,sayıların olaylarla ilgili bağlantısı.İnsanlarla ilgili bağlantısı.Ama her bölüm sıkmadan akıcı bir şekilde ilerliyor.
Her bölümü izlerken benden çıkan hayret nidalarını duymanız gerek.Nasıl yani,inanmıyorum,aaaa,çok çok enteresan şeklinde.
Anlatmayayım siz en iyisi izleyin mutlaka..

13 Nisan 2012 Cuma

Doğum günün kutlu olsun!

Sevgilim,
Sen içimdeki Karadenizsin benim.
Deli deli dalgalı,
Bir anda taşan,dalgalara boğan,
Bir anda dinen,
Süt liman olan.
Eşim,kocam,sevgilim.

Benim tüm zıt yanım,
Anılarımın içindeki sahici insan.
Anılardaki mavi yeşile dalınca baş kahramanı olan sen..

Şimdi yine o şehirde olsak keşke.
Ve yine çıksak Ganitaya.
Alsak elimize gazetelerimizi bir de kahvaltılıklarımızı.
Sessiz sessiz dalsak gazete satırlarına.
Biraz çay içip seyreylesek o eşsiz manzarayı.
Sonra geze geze caddelerden yürüsek yine el ele...

Neyse işte sözün olsun,
Sözüm olsun,
Şimdi,bugün gidemesek de o mavi şehire..
Bu seneki doğum günü hediyesi o zamana olsun.
Ama bir de içinde Demir olsun.
Demir de Ganitada yeni bir hatıra yazsın bizle birlikte.


Doğum günün kutlu olsun....



İstiyorum!



Net mi olun diyorlar evrene karşı.Öyleyse gayet netim işte!

  • Sağlık olsun istiyorum.Ailem için,sevdiklerim için.
  • Oğlumun neşesi,huzuru hep daim olsun istiyorum.
  • Yeni şehirler görmek istiyorum.Demirle bu sene ilk uzun yolculuğumuzu yapmak istiyorum. Leyleği havada görmek istiyorum aslında.
  • Dostlarımla,arkadaşlarımla daha çok bir arada olmak istiyorum.
  • Okuyamadığım kitapları okumak istiyorum.
  • Para istiyorum.
  • İyi bir iş,yıllardır hayalini kurduğum iş ortamına sahip olmak istiyorum.
  • Kafamda aylardır gezinen bir türlü cesaret bulamayan şeyler için ilham perilerinin kolumdam tutmasını istiyorum.
  • Yiyip,yiyip kilo almak istemiyorum diyeceğim ama daha sağlıklı beslenip askıya aldığım diyeti tekrar hayatıma sokmak istiyorum.
  • Yeni,yeni ne varsa hayırlı gelsin istiyorum.
Ve mümkünse bunlar 2012 bitmeden olsun istiyorum.

Tabi bir de canım Sibelime kocaman bir teşekkür etmek istiyorum yeni blog resmim için.Tam da hayalimdeki gibi oldu işte...

12 Nisan 2012 Perşembe

Demir bugün 18 aylık oldu

Yupppiiii 1,5 yaşındayım ben,soran olursa şu kadar aylığım dediğimde kafaları karışabiliyor.Ne güzel hem büyüdüm hem de düz hesap 1,5 yaşındayım artık:))
Söylediğim kelimeler artık boyumu aştı.Ama cümlelerle daha işim yok benim.Kendimce derdimi anlatmaya çalışıyorum.Galiba en iyi annem anlıyor beni.
Meraklı bücür olmaya devam ediyorum.
Duygularımı daha fazla belli eder oldum.Sevdiğim insanlara içimden geliyorsa o an mesela gidip sarılıp,öpüyorum.Kızıyorsam da öfkemi de gösteriyorum.Artık tepkilerim daha açık ve anlaşılır.
Gezmeyi çok seviyorum.Atta demeleri yeter hemen çıkmak istiyorum.Bazen yürümek istiyorum dışarıdayken bazen annem ya da babağımın kucağında olmak istiyorum.Kendi arabamla hala aramın iyi olduğu söylenemez.Annemler de alıştık artık pek almıyorlar bile yanlarına.Geçen günlerde beni oyuncak arabalara bindirdiler o kadar çok hoşuma gitti ki.Yine götürürler umarım beni oraya.
Annemle geçen gün evimizin arkasındaki parkta oyun oynadık uzun uzun.En çok tahteravalliyi sevdim.Salıncakta sallanmayı unutmuşum binmek istemedim.
Kitaplardaki hayvanları bulup söylemeyi,anneme göstermeyi çok seviyorum.Uyku öncesi genelde uyku kitabını okuyoruz.Annemin şişşşşştttt miyavlama güzel kedi demesine hep gülüp eşlik ediyorum.Ben de şişşşttt diyorum.
Uykuya dalmam hala zor.Son günlerde özellikle zorlanıyorum.Annemi de çok üzüyorum sanırım.Çaktırmıyor ama üzülüyor.Geçen gün biraz huzursuzluk çıkardım.Dayanamadım gittim öptüm sonra onu.
Ayo ya da alo diyerek elime bir şey alıp telefonla konuşur gibi yapmayı çok seviyorum.
Dansla,müzikle aram hala iyi.Müzik duymayayım hoşuma gittiyse başlıyorum hemen oynamaya.Son günlerde de Benim Annem Güzel Annem ninnisini dinleyerek uyumayı çok seviyorum.
                                 Demir

Dün akşam uyumayan Demir ile salonda baş başaydık.Üstüne varıp,inatlaşmak istemiyorum elimden geldiğince.Durumu anlatıp,bekliyorum.Ya da ilgisini başka yöne kaydırıyorum.Uyku konusunda ısrar etmedim.Loş ışıkta gölgesini gördü.Son günlerde gölgesini görüp takip ediyordu.Anne,Demir diye bizim gölgelerimizi gösterip hareketlerimizi inceledi.Sonra kendisi uzun  uzun inceledi gölgesini,oynadı falan.
O an kafamda yine bir şey dank etti.Anlamak için zaman gerekiyor.İncelemek gerekiyor.Sabır gerekiyor.Öğreniyor işte.Bilmediği bir çok şey var.Yeni öğreniyor.Böyleyken ondan bazı şeyleri beklemek ne kadar yanlış olur.Öğrenecek işte kendi başına.Orada durdum onu inceledim.Sıkılana kadar baktı gölgesine.Ama yine de ona garip geliyordu.
Gözlem yapıyor işte.Tıpkı babasının masaya koyduğu fincanı alıp mutfağa götürüp,mutfak tezgahına uzanıp bırakması gibi.Gözlemiş bizi,boşalan bardak,fincan götürülür.
Bilmez,görmemiştir dediğimiz şeyleri bile görüyor.O halde dikkat etmeli işte.Yaptıklarımıza,söylediklerimize.
İyilikleri ve güzellikleri öğrenmeni istiyor işte anne kalbi oğlum.
Son günlerde annenin kalbi çok yoruldu oğlum ama sayende hayata dört elle tutundu hep.Dokunduğun hayatımı güzelleştiriyorsun ya içimin gülen yüzü,senin de hayatını hep güzelleştirenler olsun..

Seni bu dünyada benden fazla seven yok derken kendimden korktum belki geçen gün.Ama öyle işte...

Annen


10 Nisan 2012 Salı

Yenilenme zamanı

Yenilenen bir kalp,
Yenilenen bir deri,
Yenilenen bir yaş,
Yenilenen düşünceler,


şimdi yeni şeyler söylemek lazım...

7 Nisan 2012 Cumartesi

Hepsi geçecek



Bir anda enerjim yüksekken bir anda yerlerde sürünüyor.Bir şey yapmak gelmiyor içimden.
Hepsi geçecek biliyorum.Sürekli bunları söylüyorum.
Bugün hastaneden çıkamayacak babamlar,pazartesine kaldı.Hayırlısı ile bir çıksalar.
Yemek yapmak istemiyor,yemek yemiyorum mesela bazen bugünlerde.Bazen de saçma sapan şeyler yerken buluyorum kendimi.Evin minik insanı için bir şeyler yaparken kendim yemeyi unutuyorum.Ya da karbohidrata hücum ediyorum.Şu an diyet falan düşüneceğim en son şey içine girdi.Bir çok şey gibi.
Elimdeki yanık feci bir hal aldı.Su topladı,patladı falan derken dehşet durumda şu an.O da geçecek biliyorum.
Her şey gibi.Geçmesini istediğim bir çok şey gibi.
Hepsi geçecek....
Neyse ki böyle bir minik insan var ki evde beni güldürüp,kafamı dağıtıyor..

5 Nisan 2012 Perşembe

Bir önceki gece babamın çok ağrısı olmuş.Babam hiç uyuyamamış dolayısı ile annem de seferber olmuş çok zor bir gece geçirmişler.Sabah da makineler sökülmüş ve yürütmek istemişler.Çok zorlanmış ve yorulmuş,öğleye doğru yanına gidince çok yorgunum dedi ve uykuya daldı.Ben gelmeden önce ağlamış.Bunu duyunca bittim.Çok çok kötü oldum.Annem de çok yorgun.Babam o kadar hassas ve saygılıdır ki eşinin yanında bile rahat edemez.Dolayısı ile yanında annemden başka kimse kalamıyor.Babam iyileşsin çabucak diye dua ederken,annem de hasta olmasın diye dua ediyorum sürekli.Çünkü eve geçince de ayrı bir bakım olacak.Cumartesi günü belki çıkabilir babam hastaneden.
Dün arayıp da sesimi duyan herkes beni merak etti,sesim çok kötü geliyor diye.Ama bugün çok daha iyiyim.Sabah babam aradı beni,ilk defa telefonu eline aldı ve kızımı arayacağım demiş anneme.Demiri merak ediyor babam çokça.Aralarında müthiş bir bağ var onların.Hayırlısı ile bir iyileşsin de bu görüşemedikleri zamanın acısını da çıkarırlar.
Bugün daha iyiyim,arayan,dua eden,iyi dileklerde bulunup yorum bırakanlara herkese çok teşekkür ediyorum.
Kafamda elli bin düşünce varken buralara kaçmak bir kaç satır yazmak nasıl iyi geliyor bir bilseniz.Sanki karşımda bir sürü dostum var da konuşup da konuşuyorum.
Böyle anlarda bütün yaralarım çok açık oluyor.Çok çok hassaslaşıyorum.Belki de kaşımamam gereken yaraları da kaşıyorum.Kendi canımı da yakıyorum.İnsanları suçlamayı bırakalı beri kendime oldu bütün suçlamalarım.
Çok gereksiz böyle zamanlarda bunları düşünmem diyerek sabah babamdan aldığım telefonla kafamdan attım hepsini.
Sonra dedim ki insan bu yaştan sonra da bu hayalleri kurar değil mi dedim kendi kendime.Çoğunuz ne var ki yaşında diyeceksiniz ama gönül bazen çok çok şey istiyor işte...

3 Nisan 2012 Salı

Şükür..

Babam dün ameliyat oldu ve ameliyatı iyi geçti.Dün akşam saat dokuz gibi uyandı ve bu sabah yoğun bakımdan odasına alındı ve durumu iyi.
Zaman bir kaplumbağanın sırtında ilerledi dün,geçmek bilmedi.
Neyse çok şükür ki iyi.
Çok tuttum kendimi ağlamayacağım dedim.Hatta sabah girmeden babam gelin öpeyim sizi deyince ağbimle bana o an bile boğazıma bir düğüm attım.Benim hakkım sizden yana helaldir demez mi?Düğümü daha da sıktım.Çıktık odadan,nefes almak zorlaştı.Ağbim merdivenlerden inerken koyverdi kendini mutlaka.Biz asansörle indik.Ben hala katı haldeydim.
Epey bekledim ameliyat 5 saate yakın sürdü.Uzun süreceğini bildiğimiz için eve döndüm.Demir uyumuştu,uyuyunca beni görsün diye döndüm.Sonra amcamlar geldi.İşte o zaman oldu olan.Çay verirken Demir atıldı,Demire gelmesin diye ben atladım .Demir korktu başladı ağlamaya.Ben daha da çok korktum ona bir şey oldu diye.Neyseki üstü kalındı ve bir şey olmadı.Ama onun ağlamasına ben daha da fena oldum.O bir patlama oldu ve başladım ağlamaya.Ağlamadığım zaman için de ağladım.Ama yine de çok ağlayamadım.
Sonradan susunca ikimizde elimin yandığını gördüm.4 parmağım yanmış meğerse anlamamışım acımı.
Ama ağlamam lazımmış diyorum.Her şeyin acısı geçer.Yeter ki sağlık olsun...

Babam iyi olsun