30 Aralık 2011 Cuma

En tatlı yılınız 2012 olsun!

Bu yıl sevdiklerinizle hep kucak kucağa olduğunuz,
En sevdiğiniz yemekleri yediğiniz,
Hayallerinizin peşinden gittiğiniz,
Yalanlardan uzak olduğunuz,
Güzel paralar biriktirdiğiniz,

Tarzınızı konuşturduğunuz,

En önemlisi sağlıklı olduğunuz ve sağlıklı şekilde güzel uykulara yattığınız,
Bol bol kitap okuduğunuz,
Kelebeklerin sizin de şansınızın olduğu,
Ailenizle bol bol güzel vakitler geçirdiğiniz,
Belki de prensiniz ya da prensesinizi bulduğunuz,
Gitmek istediğiniz tüm yerlere gittiğiniz bir yıl olsun,yeni yılınız kutlu olsun!






2011-iç muhasebe

Bu artık bir gelenek oldu benim için.Son yıllarda aralık ayında kendi içimde yaptığım muhasebeyi bloğuma da taşımıştım.2009'da şunları yazmışım.
2010'da şunları yazmışım.
2011 yılına dair içimden geçip,yüreğimdeki süzgeçten elediklerim,kafamı meşgul edenler:

  • Şükretmenin mutluluğun temel taşlarından olduğunu iyi biliyordum.Ama son aylarda özelikle her sabah yaptığım şükür egzersizlerimin günümün rotasını nasıl değiştirdiğini anladım.
  •  Bir şey beklemeden,koşulsuz sevmenin,gerekiyorsa ilk adımların atmanın bir zararı olmadığını anladım.Bunu kendim için evim için uyguladığımda huzurumu,huzurumuzu sağladığımı fark ettim.
  • İçimde kendi zıt duygularımı yaşadığımda kendimi nasıl törpülemem gerektiğini daha bir çözer oldum.
  • Her türlü sadeleşmenin nasıl iyi geldiğini gördüm.
  • Hayatımda düşünüp olumlu,olumsuz kafama kazıdığım olasılıkların hepsi başıma geldikten sonra olasılıklarımı hep olumlu olanlarından seçmem gerektiğini fazlasıyla anladım.Şu olur,şöyle de başımıza gelir dediklerimin hepsi oldu.Söylediklerime de,düşüncelerime de çeki düzen vermem gerektiğini anladım bu konuda.
  • Olasılıkların yanı sıra ne dilediğimi dikkat etmem gerektiğini anladım.O yüzden ne dilediğine dikkat et diyorum sürekli kendime.
  • Hep bir amaç,bir araç derken hala bazı şeyleri bulamadığımı fark ettim.
  • Anneliği çok,çok sevdim her ne kadar zor olsa da.

Daha bir dolu düşünce ile en çok kafamı meşgul eden bunlar oldu.Haydi 2012 hayallerimin gerçekleşmesi için gir kapıdan içeri!







27 Aralık 2011 Salı

Nasrettin Hoca gibi

Bu minik adam arabasına bazen ters biner.Evet Nasrettin Hoca gibi.

Yetmez gibi bir de üstüne çıkar ayakta akrobatik hareketler yapar,annenin her defasında yüreği hoplar.Minik adam yere düşer,kayar bazen.Bazen anne havada yakalar.

Böyle böyle minik adam araba kullanmayı öğrenir.Biraz Nasrettin Hoca misali,biraz Süperman misali.

Çantamdaki cüceler

Bir kaç gün önce bir varmış bir yokmuş,güzeller güzeli Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler varmış diyordum.İnsan ne söylerse olurmuş işte bu cüceler çıkıp bize geldiler.
Demir aldı,burunlarını ısırdı,evirdi,çevirdi,baltalarını ellerinden aldı.Ben heder olmasınlar diye şimdilik kaldırdım ortadan.

Ama nasıl bir şeydir değil mi bu masallar derken masal kahramanlarının çıkıp gelmesi;)

26 Aralık 2011 Pazartesi

Bir Gün

Bu kitabı okuyalı epey zaman oldu.Kısaca şöyle diyebilirim bir çok kitabın üstünde şöyle iyi kitap böyle iyi kitap diye yazar.Ve bu kitapların çoğunu okuyunca bu yorumların çoğuna katılmam.Ama bu kitabı okuyunca kesinlikle katıldım.Çünkü kitabı çok ama çok sevdim.Kitap bitmesin istedim.Üniversite mezuniyet gecesinde yakınlaşan iki gencin birbirleri ile olan arkadaşlıkları ve aşkı anlatıyor.Belki konu çok bilindik ama kitabın anlatım tarzı çok hoşuma gitti.Karakterlerin iç seslerini öyle güzel aktarmış ki yazar ben de öyle bir anda,böyle bir durumda böyle düşünürdüm herhalde dedim çoğu zaman.Karakterlerin endişeleri,anlık abuk düşünceleri,duyguları güzel aktarılmış.Kitap biterken iki arkadaşımdan ayrılıyorum gibi hissettim.


Geçen gün kitabın filmini izledim.Eğer önce filmi izlerseniz kitabı okumayabilirsiniz.Kitap severler için kitapların filmleri genelde hayal kırıklığı olabiliyor.Çünkü yönetmeni siz olduğunuz hayal dünyasıyla filmdeki kahramanlar,mekanlar ve diğer her şey sizi şaşırtabiliyor.Bunun dışında filme baktığımda kitapta çok etkilendiğim bazı kısımların filmde yer verilmemesi de etkili oldu  çok çok sevmememde.Fakat oyuncular kitaptaki karakterlere uygun seçilmişti.En azından bu açıdan izlemek keyifliydi.
Son günlerde sıcak bir hikayeye ihtiyacım var derseniz kitabı okuyun derim.Hatta kitabı GEZGİN KİTAP yapabiliriz.
Ama filmde kış günleri için bir seçim olabilir .

Mırıl Mırıl

Böyle içimden konuşuyorum.İçimden konuştuklarımın bazıları dışıma da yansıyor.Mırıl mırıl.
Çocuk gibiyim bazen kafamda düşündüklerimi yapamayınca.Oysaki kısa bir zaman sonra unutuyorum bile yapamadıklarımı.
Ama yine de işte çocuk  gibiyim işler düşündüğüm gibi gitmeyince.Biraz dudak büker,huysuzlaşırım.Sonra da hemen unutur önümdekine bakarım.
Yapacak çok şey varken kafamda mırıl mırılım işte.
Ağzımda hep bal-kaymak tadı kalsın istemek gibi bir de his içimde


Bu görsel de baharı ne kadar özlediğimi istinaden.Bir de Sibelim çok sever papatyaları onun için.

22 Aralık 2011 Perşembe

Pardon yeni yıl ruhunuzdan bir parça ödünç alabilir miyim?



Geçtiğimiz bu bir kaç hafta içinde hayaller içinde yılın son günlerini geçiriyordum.Her hangi bir sebepten ötürü değil sadece artık bir şeylerin değişeceğine inancımın yüksek olmasından dolayı hayallerimin de gerçekleşeceğini düşünüyordum.
Bu süre zarfında olumsuz bir şeyler olup beni hayallerimden caydırmadı.Ama ben hayallerimi kaldırıp bir köşeye bıraktım.Üstelik hayallerimi kurarken nasılsa böyle böyle yeni yıl heyecanı gelir düşüncemi de kaldırıp bir yere bıraktım sanırım.
Şimdi yeni yıl geliyor,evet yeni ama 2011 de 2010 nun son günlerinde yeniydi diyebilecek kadar realist bir durumdayım.Evet bu durumumu da sevmiyorum.
Bana da bulaşsın istiyorum bu yeni yıl ruhu yeniden.Bir heyecanla yeniden hayaller de gelsin istiyorum.

Belki bu şarkılar getirir...

görsel

21 Aralık 2011 Çarşamba

Bir Varmış Bir Yokmuş...... once upon a time....

Masalları kim sevmez?Sevmiyorum diyen de hep beklemez mi ki  sonlar hep mutlu olsun,tıpkı masallardaki gibi.
Masalları çok severim ve çok da ihtiyacım varmış yeniden masalları görmeye,duymaya.


Fantastik dizi sevenler,masalların karakterlerini şimdiki zamanda görmek isteyenler Once Upon A Time
 izlesin derim.
Kimler yok ki dizide.Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler,Sindrella,Kırmızı Başlıklı Kız,Pinokyonun babası Gepetto usta ve daha bir çok masal kahramanı.Diziyi Lostun yapımcıları çevirmiş.Tamam Lostun sonunu hepimiz çok başarılı bulmadık.Ama bu masalların sonu zaten belli değil mi?
Karakterler güzel seçilmiş,kostümler,seçilen mekanlar izlemeyi daha da keyifli kılıyor.
Dizinin kadrosu da bir çok popüler diziden aşina olduğumuz kişilerden oluşuyor.Müzikleri de ayrı bir güzel.



20 Aralık 2011 Salı

Saklanan Balkabağı

Bal kabağım neredesin?






Mantılar

Çok küçükken martılara mantılar derdim.Anne mantılara bak diye her gördüğümde sevinçle gökyüzünü gösterirdim.Evet ben küçükken hem mantıyı hem de martıları çok severdim.
Geçen hafta güneş henüz bizi terk etmemişken,evde arabaya alıştırma,ısındırma turları atarak Demiri arabasına bir şekilde yerleştirip sahile çıktık annemle.Demir arabasını sevmez,o gün neyse belki de martıların aşkına belki de güneşin aşkına uyudu arabada uzunnn uzunnn.Yoksa araba bir elimizde Demir diğer elimizde dolaşmaktan artık arabasını yanımıza almıyorduk son zamanlar.


Demir uyurken,annemle sahilde sevdiğimiz bir yerde mantı yedik.Mantı yedikten sonra,martıları gösterdim anneme.Anne bak çok manidar oldu,mantı yedik,mantıları gördük...

o kadar martıdan tek birini yakalamışım bir de denizin terki diyar halini





18 Aralık 2011 Pazar

Günün Bonusu

Günün bonusu bizim için;
Demire Yıldız nerde diye soran babasına gülüp bana bakıp yeniden gülmesi,arkasından benim Ali nerde dememle aynı şekilde babasına dönüp gülmesi.Şaşıp kaldık,isimlerimizi de öğrenmiş iyice.
Demir için ;
Televizyonun yan taraftaki düğmesini keşfedip televizyonu açıp kapamasıdır.Zaten dekoder kendinden geçti,Demirin açıp kapamalarıyla şimdi kendinden geçme sırası televizyonda.


16 Aralık 2011 Cuma

Hafta sonu sinema molası

Evet bu geçtiğimiz hafta sonu yine bir sinema molası verdik.Bakalım başarabilirsek ayda bir sinema günü yapacağız.
Çocuk olduktan sonra bambaşka oluyor evliliklerde.Mesela ben son günlerde sadece evin içinde anne-babaymışız gibi hissediyorum.Sohbet bile edilmiyor an geliyor.Böyle tuhaf bir durum.
Şafak Vaktini izlemeye gittik.Film başlamadan bir kahve içimi oturduk,biraz sohbet ettik.İyi geldi bu sohbet,alakasız konularda konuşup,gülüştük.Zira bu evde yapmadığımız şeylerden biri işte.

Filme gelince serinin diğer filmlerini de izledikten sonra bunu izlememek olmazdı.Bu film benim ergen yanıma hitap ediyor kabul ediyorum.Filmin ilk yarısı aşırı duygusal modda iken ikinci yarısında aksiyon vardı.Serinin diğer filmlerine nazaran Şafak Vaktini daha çok sevdik.Haa bu sefer bizden önceki seansa girmedik.Temkinliydik.Yeni gelen filmlerin fragmanlarına bakınca bir kaç film ilgimi çekti.
Sherlock Holmes Gölge Oyunları.İlk filmi çok beğenmiştik özellikle müziklerle bütünlüğü unutulmazdı.Sherlock Holmes hikayelerinden daha çoook film çıkar.
Karanlık saat isimli film de yine dünyayı ele geçiren uzaylılarla ilgili bol aksiyon içerikli bir filme benziyor.
Bir de Ejderha Dövmeli Kızı İsveçten sonra Warner Bros da çekmiş,serinin diğer filmleri demek ki buradan gelecek.



15 Aralık 2011 Perşembe

Hakkımda 7 şey

Denizciğim beni mimlemiş.Düşündüm taşındım,yazmadığım çizmediğim bir şey var mı diye pek bulamadım.Ama aklıma gelenleri de şöyle sıraladım:


  1. Çok sakinimdir ama bir de sinirli halim vardır ki görmeyin.Gerçekten görmeyin.Ama bu sinirim çoğunlukla kendime zarar.Kendimi yer bitiririm bu sinirlilik hallerimde.
  2. Fazlasıyla affediciyimdir.Tek şeyi affetmem zor çoğu insan gibi haksızlığa uğradıysam kalbim çok kötü kırılır.
  3. Beni ilk tanıyanlar soğuk bulur,sonra da bunu bir güzel itiraf eder çoğu,soğuk buldum ilk tanıdığımda ama hiç de öyle değilmişsin diye.
  4. Bir gün nedense "o kitabı" mutlaka yazacağıma inanırım.
  5. Kahvaltıda tuzluları önce yer,balı reçeli en son yerim.
  6. Düzen takıntım var(dı).
  7. Soğuk kanlıyımdır ama sanki anne olduktan sonra telaşlı bir yanım ortaya çıktı.
Mimi ilk görünce düşündüm düşündüm bulamadım sonra da yazacak başka şeyler de buldum.O da başka mim konusu olsun.

Pinkim,Syhnm,Cafenohut hadi sıra sizde;)

13 Aralık 2011 Salı

Hayalperest



2012ye günler kala ben hayaller,hayaller içindeyim.Hayatımın belki de en çok hayal kurduğum günlerini yaşıyorum.Bu kadar hayalperest miydim bilmiyorum.
Yeni yıl yaklaşırken farklı sevinçler yaşayan biriydim.Şimdi ise hayallerimin sevincindeyim.Kendime şaşıyorum.Ama bunun da var bir nedeni.
Ve hayal kurarken sürekli Teoman içimde bana bu şarkıyı söylüyor..

12 Aralık 2011 Pazartesi

Demir bugün 14 aylık oldu

Oyuncakları seviyorum da kaşık,kepçe,kap,kaçak,saklama kapları,kavanozlar,kumandalar en sevdiğim şeyler.Hele iki tahta kaşık olunca elimde gibi batari çalıyorum mutlaka.
Annemle aylardır müzik dinliyorduk ve bazen dans ediyorduk ya şimdi ben de müzik duyduğumda parmaklarımın ucunda ,biraz da zıplaya zıplaya dans etmeye başlıyorum.Çok eğleniyorum o anlarda.
Bana kaç yaşındasın dediklerinde havamdaysam biyyy diyorum.Saat kaç dediklerinde saate bakıp bıdı bıdıı bişiler diyorum.Dedem öğretti saati söylemeyi:))Ağzımı,burnumu,kulağımı soranlara gösterebiliyorum.Hoş bazen şaşırdığım da oluyor,yeni yeni öğreniyorum.
Benden istenilen nesneleri götürebiliyorum dedikleri kişiye.Ben de kitaplarımı alıp anneme götürmeyi ve bana okumasını,birlikte resimlerine bakmayı seviyorum.Dedemle gazete okumaya da bayılıyorum.
Makarna favorim,peynirle aram bozuldu son bir kaç aydır.Su içerken hep boğulcak gibi oluyorum ama süt içerken rahat içiyorum.
Bazen şaşırtıp insanları onlar konuşurken söyledikleri kelimeleri söylüyorum.Ama kendi dilimde çok konuşuyorum bıdır bıdır.


                                                          Demir


Ben 14 aydır anneyim sayende.İnsan olan yanımı her gün sorguluyorum.Bu zamana kadar yaşamadığım bir çok şeyi yaşıyorum.Mutlulukları,huzuru.Bunun yanı sıra uykusuzlukları,yorgunlukları.Ama anne enerjisi denilen şey doğruymuş.Uykusuzluktan gözlerin de kapansa haydi diyor içinden bir ses.Yeterliliklerimle,yetersizliklerimle yürüyüp gidiyorum kendi annelik yolumda.
 Çok an var senle anlamlaşan,güzelleşen.Ama bir an var ki,onda eriyip bitiyorum.Kahkahanın bulaştığı an.O an dünya öyle güzel ki,o kahkaha nasıl bulaşıcı,her şeye değer.O anı anlatacak kelime bile bulamıyorum.Harikulade,eşsiz,neşe verici..Bütün kelimeler yetersiz.
Seni her gün bir önceki günden daha da çok seviyorum...
  
                                                      Anne







11 Aralık 2011 Pazar

Crazy,Stupid Love


Artık dizilerimi izlemekten film izlemeye fırsat bulamıyorum.Yeni izlediğim bir kaç dizi daha var.Person Of İnterest,New Girl,Happy Endings ve yakında Once Upon A Time izlemeyi düşünüyorum.Tabi Demir erken uyudukça ama şaşıbeş oldu uykular o kadar geç uyuyor ki.Neyse uzun zamandır izlemeyi düşündüğüm Crazy Stupid Love'u izlemeye karar verdim.
Filmin konusu bu zamana kadar çevrilenlerden pek de farklı değil.25 yıldır birlikte olan bir çiftin kadın kısmının yaşadığı duygusal boşluklarla kocasını aldatıp,bunu kocasına itiraf edip boşanmak istemesi ile film başlıyor.Bunun çevresinde gelişen olaylarla devam ediyor.Kadın eşiyle konuşurken diyor ki:
"Ne zaman biz olmayı kaybettik?"


Evet biz olmayı kaybediyoruz.Bunu anladığımız zaman acı çekiyoruz,başa dönemiyoruz,geri sarmaya çalışıyoruz,zaman çoktan geçmiş oluyor.Genelde kadın fark edip acı çekiyor,boşlukların sızısı içini yakıyor.Sorgulamalar başlıyor.

Aslında bu konuya ilişkin çok kitap,film,dizi var.Bir şeyler gözümüzü sokuluyor ama farkına varmıyoruz bu tarz hatırlatıcıları bile.Çünkü bu tarz konulu film vb.ler için:

  • Erkeklerin %90'ı asla izlemez,okumaz.
  • Erkeklerin %5'i silah zoruyla izler,okuması zaten düşünülemez.
  • Erkeklerin %3'ü izler ama kendimde değildim,zorla izledim der.
  • Erkeklerin %2'si izler,hak verir.
  • Kadınların %70'i izler,hayatın böyle olması gerektiğini düşünür,erkeklerden romantik komedi tadında hayat bekler.
  • Kadınların %25'i hayatta izlemez,okumaz böyle şeyleri.
  • Kadınların %5'inin haberi bile olmaz.
Şaka bir yana hayat bu filmler gibi işlemiyor.Ama bize bir şeyler olduğunu da hatırlatıyor.Hoş ben de izlemekten sıkılıyorum artık bazı filmleri.Gerilim,korku filmlerini de bırakalı beri kendimi sıkmayacak filmler izleme arayışında olunca soft filmler tercihinde oluyorum.Ama bu filmlerin bazılarının hatırlattıklarına da katılanlardanım.

****% ler tamamen uydurmasyondur.Herkes istediğini izleme ya da izlememe konusunda serbesttir.Genellemeler hayatta işe yaramayabilir.

10 Aralık 2011 Cumartesi

Cosmic Love




Son günlerdeki yeni keşfini dinledikçe keyif dolarsın

İlk defa yaparsın bu tuzlu kurabiyeleri beğeniyle yenilir,sevinirsin,

Alakasız bir şekilde markete gidipte bazı kitapların %50 indirimli olduğunu görürsün,sevinirsin

Kitabın adı Yazlıktır ama sen kışın okur,kafanı dağıtırsın.

Bebeğin uykusunda kahkaha ile güler o an sevinmek değil hayat kendini sıfırlar sen de kuş gibi rahatlarsın.



O kahkahalı,gülmeli anın fotosunu ya da videosunu bir gün mutlaka çekmeliyim!





8 Aralık 2011 Perşembe

Yılın en çok hayal kurulan ayı:Aralık

Geçen gün kuzenimle konuşurken şöyle dedi gerçekleşmesi mümkün hayallerim var bir de gerçekleşmesi çok zor olan hayallerim.İkisini de hayal ederken mutlu oluyorum.

Ben de dün gece gerçekleşmesi zor olan hayallerimi düşündüm şu iki resmi Pinterestte görünce.

Aralık olunca istekler konusunda sanki arsızlaşıyormuşum gibi oluyor. 
Ama fena olmazdı değil mi derken ,öncelikli hayaller aklıma geliyor,onlar olsun onlar olsun diyen iç sesimi de susturamıyorum.
Neyse gerçekleşebilecek hayallerimiz bol olurken,gerçekleşmesi hep kolay olsun.


7 Aralık 2011 Çarşamba

Çılgınca Ağlamalar

Arabada bir kıyamet bir gerilim ağla ağla durmadı Demir,eve geldik 1-2 saat geçti yine başladı.Artık gelecek dişlerden mi,yoksa evdeki misafirlerden sebep ona az ilgi göstermemden mi yoksa 1,5 yaşa doğru giderken büyüme durumları mı yoksa hepsi birden mi bilemiyorum.Uyku saatleri de saçma sapan.
Benim böyle ruh halimi mi anlıyor bu çocuk diyorum bazen de.
Gerçi ona çaktırmasam da bir anda cadaloz modumda gözler önüne serilebiliyor.

Geçer elbet..


6 Aralık 2011 Salı

Nasıl bir bilinçaltım var benim?

Artık günlerden beri süre gelen ruh halimin katkısından mı yoksa yatmadan önce yediğim çikolatadan mı bilmem dün akşam gördüğüm rüyaların hepsi birbirinden ilginçti.Fantastik film tadında gördüğüm rüyalarım beni şaşırtsa da hoşuma gidiyor çoğu zaman.Aslında bazılarını yazmalı,unutmamalı.Ama bazen de fantastiğin de ötesine geçiyor,karman çorman.
Artık birinin bizi(bir grup insanı) iki kapının önüne getirip hem de sıradan iki kapının önüne getirip bunların ardında ejderhalar var demesi de neydi?Açtığımız kapılardan birinin arkasından ejderhanın e sinin bile olmadığı ama onun haricinde bir diskonun olduğu bir yer.Evet disko,afili afili dolaşan insanların olduğu bir disko.Aman yarabbi bir de kırmızı beyaz kıyafet giyenler vardı ki görmenizi isterdim.
Ondan önce de bir deniz kenarında devasa şırıngalarla örnek almaya çalışan bir takım insanlar vardı.
Hem şırınga neden?
Kenan Doğulunun başka bir rüyada olup Kıvanç Tatlıtuğun olduğu başka bir rüyanın olması da ayrı bir konu.Deli gibi hayranları olsam neyse.Hadi Kıvanç Tatlıtuğ sürekli gözümüzün önünde Kenan Doğulu ne alaka.
Bir de üstüne giydiğim montun yanması da cabası.
Of daha bu rüyaların içinde neler var da yazmıyorum o saçmalıkları.
Fringe,Game Of Thrones,Person of İnterest ve daha bir çoğunun da etkisi vardır mutlaka.

Yani bilincim alt üst olmuş,aklımdaki her şeyde işin içine girmiş.Bilinç de böyle bir şeymiş işte

5 Aralık 2011 Pazartesi

Ne çok

Şöyle ağız tadıyla yaşayamadı içimdeki öfkeli Şirin,çünkü ne zaman uygundu,ne mekan.Kızmak belki de bir miktar kırmak istiyordu ama sessiz Şirine dönüştü.Çünkü zaman o zaman değildi.
Anladı ki ne kadar içine atıp kızarsa mesela insanın beli bile daha çok ağrıyordu.Düğüm düğüm olmuş omurların ağrısı kafa ağrısı ile hiç çekilmiyordu.
Evet bir şeyler yapmalıydı ama ne?Gitti işte ama yerine sessiz Şirini bıraktı.
Ne çok,ne çok kelime birikmişti.
Ve ne çok anlamsızdı,anlamamıştı.
Neyse..


İyi niyetleri beklemekten başka çözümü olan????

4 Aralık 2011 Pazar

Tahterevalli


İçimde bir tahterevalli.Tahterevallide çoğu zaman ağır basan şişman bir Polyanna.Karşısında kim olursa olsun onu gökyüzüne zıplatıp,ortadan kaldıran Polyanna bu sefer şaşkın.
Şimdi tahterevallinin bir ucunda şişman öfkeli bir Şirin,Polyanna gökyüzüne doğru uçtu.
İşte şimdi bütün iyi niyetlerim uzun bir yola çıkıp benden uzaklaştı.

***görsel


2 Aralık 2011 Cuma

Hafta Sonu İçin

Şimdi biz arkadaşımla,geçtiğimiz pazar günü  önümüzdeki hafta sonu görüşelim diye konuştuk ama bir ihtimal şimdi bize misafir gelebilir.
Bu sefer plan yapmadık şöyle yaparız,böyle yaparız diye eskisi gibi.O yüzden beklemedeyiz,hadi bakalım.


1 Aralık 2011 Perşembe

Tatlı İlaç















Sesim en kısık seviyede.Hatta sessiz konuşuyor gibiyim.Faranjit aldı,uçurdu sesimi.Sesimi çıkarmaya çalışırken cadaloz bir hal alabiliyorum.
Ne içersem ne yaparsam yapayım bir süre böyle.Ama en güzel ilaç işte bu tavşan.Geçen sene 3 aralıktaki fotoğrafıyla bugünlerdeki fotoğrafına bakınca dedim ki vay  bizim fasulye nasıl büyümüş böyle!