29 Haziran 2010 Salı

Her şeyden birazcık

Rüyalarda başlamış annelik-kaybetme korkusu.Bu aylarda olur diyorlardı.2 gün sözde kendimden geçmiş yatmışım.Uyanıyorum deniz kenarında oğlum oğlum diye ağlıyorum.Her gün karnımı izlemekle kafayı bozduğum için rüyamda da karnıma bakıyorum hareket yok.Sonra karnımda alien var gibi hareket etmez mi sözde oğluşum.Karnım bir orada bir burada.Ama ben sevinçliyim o iyi diye.Bir de bana ait olmayan turuncu spor ayakkabılarını giymeme ne demeli rüyamda.Onu da geçtim kendimi enteresan şortlu bir gelinlikle evlenir görmem ve bir türlü istediğim saç modelini yapamamam?Sürekli uyandığım için rüyalarımı hatırlamam kolay oluyor.

Bulantı zamanlarım da( kimine göre aşerme zamanları olarak adlandırılıyor) sinemaya gitmeyin bırakın film izlemek bile zulüm gibiydi.Kitap okumaktan söz edemiyorum bile.Bilgisayara bile bakamaz olmuştum.Şimdi eski dostlara dönüş içindeyim.Marc Levynin Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey adlı kitabını severek bir çırpıda okudum yeniden kitap okumaya başlayınca.Alice Harikalar Diyarındayı sinemada izleyemeyince bulup izledik.Çay saati vakti masadaki olanlara gülmekten kırıldım.Tavşanın her dediğine güldüm durdum.En son ise Remember Me isimli filmi izledim.Çok bunalım ilerledi.Ama sonu gerçekten tahmin etmediğim gibi bitti.Filmin başından beri neden 2001,neden 2001 yılındalar diye düşünüp durdum.

Kahve-kek keyfinin yerini süt-kek almalıymış.Hamileler dikkat etmiyor yediklerine diye eleştirirdim eskiden.Eskiden çok da süt içerdim.Demek o bulantılar,ruh halim,sevdiğin ve en önemlisi içmek zorunda olduğun sütten bile soğutuyormuş.Şimdi süt eski dostum olarak hayatıma dönmeli.Ki geç bile kaldık.Doktor bile artık size süt içmek zor mu geliyor diye uyardı.

İç karartıcı hava,kapalı güneşsiz yaz olduğuna inanamıyor değil mi insan?Elbiselerimizi bile giyemedik.Hele Damlocanın hediyesi mavi elbiseyi daha giyemedim.Denedim salındım evde kocaman karnımla tabi.Şaşkınlık içinde açtım paketi.Ahh dedim yaramaz kız.Elbiseli fotomu koysam mı diye düşünmedim değil.Çok teşekkür ederim Damlacım tekrar.

26 Haziran 2010 Cumartesi

Şair ceketli çocuk için..


Işte Gidiyorum Kazım Koyuncu - Click here for another funny movie.

Bana biraz renk ver


Aç kapıyı ne olur dısarda kaldım
Çok üsüdüm sıcagına bel bagladım
Tahlisizlikler üst üste geldi
Kendimi güc bela yanına attım
Sana inandım koştum geldim
Dünde ne vardı unuttum geldim
Dünya yansın koyverdim
Bana biraz renk ver
En basından biliyordum adalet vardı
Hic kimse duymasa bi duyan vardı
En kötü kararlardan beterdi kararsızlık
Niyetlenince Tanrı yolumu actı
Sana inandım koştum geldim
Dünde ne vardı unuttum geldim
Dünya yansın koyverdim
Bana biraz renk ver


Günlerdir misafirler ağırlamaktayız.Geçen hafta sevgilinin annesi vardı.Sevgili mutluydu,anne yemekleri,anne sevgisi.Hamileyken birilerinin destek olması çok güzel bir şey.Annem aylardır mesaideydi.Dinlenme sırası ona geldi.Sevgili zaten sağolsun hiç yormuyor beni.Kızıyor hatta her şeyi yapmaya çalıştığım için.Sevgilinin annesi gitti bu sefer benim çok sevdiğim bir ablam geldi.Annem ağırlıyor ama ben de sürekli gidip geliyorum oraya.Çocukken yanında hiç ayrılmazdım.Onunla vakit geçirmeye bayılırdım.Eski günleri anıyoruz,gülüyoruz,saatlerce sohbet ediyoruz.Oğluma çok güzel minicik hırkalar ördü.Annem dün dedi ki,bak ne kadar çok seviyordun ablanı,çocuğuna bile yetişiyor dedi.Ablam yok diye üzülme bak uzakta olsanız da birbirinizi bırakmayın dedi.Zaten sık sık görüşemesek de görüşmeye çalışırız hep.Bir de bana en sevdiğim tatları da beraberinde getirmiş.İzmir teneke tulumu en sevdiğim peynirdir.Yerken mest olurum.Ne kadar burada marketlerden alsak da o tadı bulamam.Yeşil zeytinler de aynı şekilde süperler.

Misafir modu,nostalji modu derken dün de kontrolümüz vardı.Oğlumuzu görmek süper bir şey.Hele bazen monitörü izlemeyi bırakıyorum,sevgiliyi izliyorum.Gözlerini ışıldarken görmek ayrı bir duygu yaşamamı sağlıyor.Sevgili dün artık son noktayı koydu.Bu bebek aynı sen dudaklar,ağız,çene,gözler.Bilemiyorum ama benziyor sanırım.İnşallah 3,5 ay sonra göreceğiz net şekilde.Duruşundan dolayı kalbini inceleyemedi doktor tam olarak.Haftaya tekrar gideceğiz.Baş aşağı duruyordu yaramaz bıdığım.Bir türlü değişmedi.Şimdi kalbinin de sağlıklı olduğunu öğrenince daha da mutlu olacağız.

Doktordan sonra ona ilk masal kitabını aldım.Masal okuyacağım ona şimdiden.

Seneler önce bütün renkleriyle boyamıştı sevgisizliğimi babası şimdi sıra oğlumda içimde en güzel renkleriyle...

14 Haziran 2010 Pazartesi

Son günlerde


Hamilelik anneliğe alıştırırmış insanı.Bazı anlarda yavaşlaman gerektiğini öğreniyorsun.Kendinden önce minik bir bedeni umursaman gerektiğini.Hamilelikte yaşadığın uykusuzluklar uykusuz gecelere hazırlık olsun diye sanki.

Kimisi kolay hamilelik zamanları geçirir,benim pek öyle olmadı.En ağırlaştığım günlerde yoktum,yazmadım.Hiç bitmeyecek sandım.Hala hassasiyetlerim devam ediyor.Ama en azından eskisi gibi değil.Koku manyağı oldum resmen.Kokulara karşı hassasiyetim bulantı ve kusmalarımı inanılmaz tetikledi.Her şeyin kokusunu almak gerçekten felaket bir şey.Zaten burnu iyi koku alanlardandım.Bir kaç ay önce herkesi koku yüzünden çıldırttım.Sevgili parfümünü süremez oldu.Annem deli gibi çarşaf değiştirmek zorunda kaldı.Yemekler balkonda pişti.Hala da dayanamıyorum.Mutfağa aylarca giremedim desem.Buzdolabını açınca kusuyordum desem.Yaşadıklarımı bir nebze anlatmış olurum.Neyse ki epey azaldı.Şükürler olsun.

Hamilelikten ötürü kaçırdığımız,atladığımız çok şey oldu.Lostkolik olarak Lostun son 12 bölümünü ancak geçen hafta izledik.Son sezon geldiğinde artık bir çocuğumuz olur izleyemeyiz diyorduk 2-3 sezon önce.Bizim doğmadan izlettirmedi zamanında.Anne olup da bu cümlemi okuyanlar sen daha dur diyecekler eminim.Bir de doğsun dizi neymiş diyecekler.

Sinemakolik olduğumu da yakından takip edenler bilir.Bir çok filme gidemedik.Şimdi onları izlemeye çalışıyoruz.

Bir deniz,tatil planları dönüyor etrafımda.Herkese diyorum bensiz plan yapın.Belki gelirim belki gelemem.Saatim saatime uymuyor.Cumartesi gecesi sırt ağrımdan nefes alamadım.Bütün gece uyuyamadım.Biraz fazla yürüyüp hareket ettim sanıyorum.

Ama bütün bunların içinde en güzeli bebeğimin pıtırık pıtırık hareketlerini hissetmek.Sabah saatleri belli.Artık öğlenleri de faaliyete geçti.Pıtırık pıtırık döndükçe içimde tarifsiz duygular yaşıyorum.


Bu resimde yılbaşında  wish listemde kolaj resimler hazırlamıştım.Otomatik program bu resmi ilk başa atmış.Demek ki bebek yolda,ilk bebek dileğim gerçek olacak demiştim.Gerçekten de ilk gerçekleşen dileğim bebek oldu.İnşallah diğerleri de gerçek olur.

***resim

11 Haziran 2010 Cuma

uykular



Uykular kabusların kuytusunda...

Sevgili kabusların koynunda,elini tutamadım,tutamadıkça ağladım...

Gecenin bir yarısı uyandım,sevgilinin eli elimde,tutamadı sonra bıraktım,bir titreme,bir korku aldı bedenini sanki düşer gibi,sarılamadım,tutamadım,ağladım..

Sonra bizim olan en küçük parçamıza sarılmak istedik,o uykusunda,anne kuytusunda,unutsun istedim kabusları,sevgilinin unuttuğu gibi sabah olunca..

8 Haziran 2010 Salı

keşke


Keşke bildiklerimizin,düşündüklerimizin gerisinde neler olduğunu bilebilsek.Ama yok bilemiyoruz.Bildiklerimiz düşündüklerimizle mi sınırlı hislerimizle mi?

Keşke sadece sevgilerimiz yeterli olsa yetmediği anlar da tıkanmasak.

Keşke arınabilsek tüm kaygılarımızdan.

Keşke zamanın az kaldığını daha iyi bilsek.Dünya zamanı az,gerek yok diyebilsek.

Keşke sevdiğim bir kelime değildi.Keşkeleri kurmasaydım cümlelerimin başına.


Ve dindirse keşke bu müzik biraz içimdekileri

Duygusallık had safhada oluyor derlerdi,doğru diyorlarmış.