12 Ekim 2013 Cumartesi

Demir bugün 3 yaşında



3 yıl once anne oldum ben,her anne gibi hatta daha fazlası hayatım değişti.Biri gelip basıma gelecekleri kulağıma fısıldasa ya bırak Allah aşkına derdim:)
Şimdi gözlerim dolu dolu bu sabah.Ama mutluluktan,mutluluktan ağlamak isteyenler anne olsun derim.yüreği rüzgarlı bir günde ipte sallanan mendil gibi her daim titresin isterse de anne olun derim.Bir de hayatınızda evham,delilik gibi kavramlar da yoksa anne olun. Uykusuz geceler,bazen sadece bunları sen yasiyormussun gibi yalnızlık hissi...
Karşılıksız sevgi diyorlardı annelerin sevgisi için.Nasıl diyordum nasıl ?öyleymis karşılıksız birini sevmek ve bundan delice mutlu olmak.Yureginin her bir noktası sevgi dolu,bir minik insan için.
Ve bir minik insanın gülüşü dünyalar değer olsun dıyorsanız anne olun derim.Çoğu anne icin çocuğu hayatının can damarı,neşe kaynağı belki.
Ama benim oglum başka!İste her cocuktan farklı benim çocuğum demek de annelik ❤️Işte bunlar hep annelik.
(Daha anne olmadan bu şarkıyı dinlerken  dogum yaptıgım günü hayal ederdim ve
benim hikayem baska bir hikayeye dönüşecek ve onun hikayesi başlayacak.)

Şarkı bulutsuzluk özlemi tepedeki çimenlik mobil yükleme yapamadım 

19 Eylül 2013 Perşembe

Demir 35 aylık oldu

Günlerdir anneannenin test sonuçlarını bekledik canım.Yer yer ben stresli olduğumda sana kızdığımda anne üzülme bile dedin. Büyüdün diyerek boşuna demiyorum. Elinden tutup bir yerlere gittiğimizde anne oğul ,kurtardın kendini artık diyorum.
Eh asıl 3 yaşına 1 ay kaldı ve sen 3 olacaksın dolu dolu.İnanamıyorum hala.
Böyle bakıyorum evde bir çocuk,evin asıl sahibi:)


Canım oğlum,iyi ki varsın!


12 Ağustos 2013 Pazartesi

Demir 34 aylık oldu

Her ay değil her gün geleyim buralara diyorum ama olmuyor.Hele bu yaz çok farklı geçti benim için;ders çalışarak geçirdim.İnşallah haftaya geçmiş olacak bu stresim.Belli bir yaştan sonra hele de evde bir ufaklık varsa ders çalışmak öyle zormuş ki.Neyse öyle böyle elimden geleni yaptım.
Sen de isyan ettin zaman zaman çok ders çalıştığımı görmesen de anne yine mi ders çalışıyorsun dedin.Genelde seni uyuttuktan sonra çalıştım.Artık son günler diye yanında da çalışıyorum.Bu satırları yazarken de bana gelmiş tabakla şirinlerini uzatıyorsun.Sözde yemek yapmışsın da yemek ister misiniz diye soruyorsun.30 saniyede bir gelip yemek servis ediyorsun şu an.Bir de yeterli mi diye soruyorsun.
3 yaşına az kaldı.Büyüdüğüne anamıyorum.Hala bebeğimsin diye sevince çok hoşuna gidiyor,Ama bir  süre sonra anne yeter öpme diyeceğin günlerde gelecektir.Sarı kuşumsun sen.Öyle hoşuna gidiyor ki sana güzel şeyler söylemem.Dip dibeyiz seninle.Bazen koltukta otururken resmen kafamın üstünde oluyorsun.Ayrı kalınca da anneannelere bıraktığımda da görüşürüz anne demeyi de biiliyorsun artık.Bu da büyüdüğünün bir kanıtı.
Bu hafta sonu ilk defa 2 gün ayrı kalacağız.Bakalım nasıl olacak.Sınav için Ankaraya gideceğim ve sen anneannenlerle kalacaksın.Üstelik babanda toplantısı olduğu için burada olmayacak cumartesi.Bu da bir ilk olacak bizim için.
Sana kızdıktan sonra genelde bir konuşma yapıyoruz,kendimi sakinleştirip seni kucağıma alıp,seni üzmek istemediğimi anlatıyorum.Ve konuşmaya devam ediyoruz.Az önce bir resim çerçevesini açmışsın ve bana baktın.Anne kızdın mı seni üzmek istemiyorum ve kırmak istemiyorum diyerek sarılmak istedin.
Tabi her zaman böyle değil.Bazen söz dinlememeyi geçtim duymuyorsun bile dediklerimi.Sabır diyorum kendime.
Bir de gerçekten annelerin ruh hali çok önemli.Ben stresliysem bebekken olduğu gibi şimdi de öyle.Ben iyiysem sen de öyleysin.İlk önce kendi ruh halimi düzeltiyorum.Sonra gerisi geliyor.Anneler bu yüzden hep iyi olmak zorundaymış insan anlıyor.

12 Temmuz 2013 Cuma

Demir 33 aylık oldu


Dün gece seni uyuturken annesinin tatlısı,annesinin bebeği diye sıralarken sen de benim arkamdan komik şekilde bunları tekrarlıyordun.Sesini kalınlaştırıp söylediklerimi tekrar etmeye başlayınca çok güldüm sen de güldün.Karşılıklı gülmek ne şahane!Ama oğlum sabah kalkıp odandan seslenip anne uyuma,hadi kalk demen şahane değil.Öyle böyle değil zor uyanıyorum sabahlar ve uyumak istiyorum.
Uyku deyince şunu düşündüm dün gece yine çok değil geçen sene bile şunu diyordum şöyle yanıma yatsan da beraber uyusak diye.Evet birlikte uyuyoruz,sen uykuya dalınca seni odana götürüyoruz.Sonra dedim ki şöyle bıraktığımda kendin uyuyacağın günler ne zaman gelecek dedim?Kendime kızdım aman Yıldız daha düne kadar uyutmak zordu bak görüyorsun büyüyor işte,büyüsün sağlıkla da gerisi geliyor,büyüyor.Senle oturmuş,komiklikler yapıyor,şakalar yapıyor.Daha neler neler.
Uzun süreli misafirlerimizin olması ardından babanın evde olması senin düzeni biraz bozdu.Ah dedim oğlum huy değiştirdi.Neyse ki dün herşey normale dönmeye başladı.Ama bir kaç gün huysuzdun,öğlen uykularına direndin.Belki de öğlen uykularını bırakmak istiyorsundur.Belki bırakırız bu yaz biterken.
Sayılara bakıyorum da 3 yaşa az kaldı diyorum.Bebeğim büyüdü diyorum.Şükür diyorum.
Aslında neler neler diyorum da biraz fazla susuyorum..

14 Haziran 2013 Cuma

Demir 32 aylık oldu

Ah bebeğim canım oğlum yazacak çok şey var elbet ama günlerdir bir çok şey yaşıyoruz ülkemizde.Sayfalarca yazdım sana bugün gün gelir sen de okur daha iyi anlarsın diye.Burada da yazayım ki gün gelip bu yazıları toplayıp aldığımızda mutlaka olsun tüm yazdıklarımın arasında.
28 Mayıs'ta Taksim Gezi parkı için insanlar toplandı ve Parka sahip çıkmak için Park'ta sabahlardılar.30-31 Mayıs'ta uyurken üzerlerine gaz bombası atıldı ve günlerce Taksim,Taksim civarı ve Ankara İzmir de hatta bir çok ilde bir sürü olaylar yaşandı.En acısı 4 kişi hayatını kaybetti,binlerce kişi yaralandı ve bazı insanlar uzuvlarını kaybetti.
Günlerdir gelişmeleri takip etmekten seni ihmal ettim bir kere onun için özür dilerim.Ama hayatımda bu kadar çok bilgi akışının içinde olmamıştım.Elimde telefon tüm yaşananları takip etmeye çalıştım.
Gidemedim çünkü annenler haftalardır yok İstanbulda onlar dışında da seni saatlerce kimseye bırakamazdım.Aklım kalbim hep oradaydı hatta hala orada.
Ne bir siyasal görüş uğruna ne de başka bir şey adına çoğu insanın yaptığı gibi günlerdir iyi şeyler olmasını bekledim.
Dersen ki anne günler geçmiş neden iyi şeyler olmadı.Oldu aslında oğlum birlik olamayacağımız umudumuzu yeniden yeşerttik.
Mesela anneler dün Valinin çocuklarınızı alın uyarısından sonra parka gidip el ele tutuşup oradaki evlatlarına sahip çıkması gibi.
Ve dahası da oldu.

Hala bekliyoruz oğlum hala..


Umarım daha da eklerim,umarım düzelmen şeyler olur..

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Demir 31 aylık oldu

Canım oğlum,minik arkadaşım,vicdan azaplarım ,büyüyorsun hem de hızla.
Zor uyuyan bir bebek oldun her zaman.Hep hayal kurardım.Ne zaman ben oğluma sarılıp uyuyacağım ne zaman derdim.Birbirimize sarılıp uyuyoruz şimdi.Kitap okuyarak seni uyuttuğumu hayal ederdim,şimdi sevdiğin kitapları okutuyorsun ve bu esnada uyuyorsun.Olmadı bana masallar anlattrıyorsun.
Günlük olayları da anlattırıp sen de bir şeyler anlatıyorsun.Ben yokken olan herşeyi bana anlatıyorsun.minik aklınla istediğin her şeyin alınacağını sanıyorsun ya dudak bükmelerine üzülmüyor değilim.Elbette üzülüyorum.Ama her istediğimiz olmaz deyince daha bükülüyor dudaklar.
Yemeklerde aran bozuldu yine.Üstüne varmıyorum.Tüm gün az az yediğin öğünlerden sonra uyumadan önce tost yer misin deyince evet dedin ve afiyetle yedin.Sen de benim gibi bir tost seversin.
Bu aralar Sılanın şarkısı Aslan gibiyi çok seviyorsun ve arabada dinlemeye bayılıyorsun.Şimşek Mcquin ve Örümcek adam en sevdiğin hikayeler arasına girdi.Henüz çizgi filmlerini keşfetmedin,hikaye kitaplarıyla takılıyorsun.
Sayı satarken 8i unutuyorsun ve bir de neyse 10,5uğu da ekliyorsun.Özellikle merdivenleri tek tek çıkarken sayıyoruz seninle.
Sabahları yine erkencisin,annen gibi yeterli uyuyum fazlasına hiç gerek yok diyenlerdensin.
Bir sarıldın mı sanki eksik parçalarım tamamlanmış gibi hissediyorum.Sanki tüm yaralarım kapanır gibi.
Vicdan azaplarım,yaşam enerjim hep senden.

12 Nisan 2013 Cuma

Demir 30 aylık oldu

Demir artık tam 2,5 yaşında.Kocaman oldu gözümde.Büyüdükçe siması değişiyor,kendisi değişiyor,bu değişimi bizlere de yansıyor.
Öyle dialoglar geçiyor ki aramızda yazmadığım için unutuyorum.Yazmam gerek aslında.Söylediği kelimelerle bizi şaşırtıyor.Hatta olaylara bakış açısı ile daha da şaşırtıyor.O da bir minik insan diyorum.
Duygularıma karşı çok anlayışlı anne neden üzüldün bile diyor eğer üzgünsem.Kızgınsam kızma anne diyor.Sevinçliysem o da keyifleniyor.Yani karşısındaki insanın duygu akışını takip ediyor ve mutlaka konuşuyor bununla ilgili.
Geçen hafta okula gitmeden önce ona bak biz baba ile artık okula gideceğiz ve sen de biz yokken anneanne ve dede ile kalacaksın dedim,açıkladım,peki anne dedi.Bırakırken de görüşürüz dedi o uyku mahmurluğu ile.Bu halini görünce de artık oğlum büyüdü dedim.
Kitap okuma saatlerimiz çoğaldı artık.Uykularından önce mutlaka bir sürü kitap okuyoruz.Okuduklarımızı mutlaka ya kendi anlatıyor ya da bize anlattırıyor.Üstelik kendi uydurduğu hikayeler var çokça.Bir dolu hikayeler anlatıyor.Uzun uzun.Peki bunları sen yaparken ben neredeydim oğlum diyorum bazen.Sen evdeydin anne diyor bana.Hayal gücü çok gelişmiş.
Ayrıca çok da tatlı dilli oluyor bazen.Bana geçen gün güzel annecim hadi gel şöyle yapalım dedi.
Hatalı olduğu durumları bilip şaka yaparak ortamı hafifletmeye de çalışmasını biliyor.
Tepkileri ile artık ben büyüdüm diyor canım oğlum.

12 Mart 2013 Salı

Demir 29 aylık oldu

Dün gece uyumadan önce sana da iyi geceler dedi Demir bana ve ben bir hayal kurdum.Aslında o an birden zihnimde canlanıverdi.Demir büyümüş,delikanlı olmuş ve bana anne diyor,öyle güçlü bir andı ki sesini duydum kafamda.Anne demesi görüntüsünden daha netti.Birden bu kadar büyüyecek mi ya dedim.Şaştım kaldım.
Geçen gecede uyumadan önce kendi kendine konuşuyordu,anne büyük,baba büyük,Demir küçük ;ben küçüğüm.
Evet küçüksün bebeğim de ne zaman 29 aylık oldun büyüdün hiç fark etmedim sanki.
Büyümeni böyle izlediğim için çok şanslıyım.
Artık bir çocuksun,bebeklikten çıktın.
Bazen sana kızsam anında kendime kızıyorum ,insan en çok sevdiği kişiyi böyle üzer mi diye.Ama yorulduğum anlar oluyor.
Dün uzun zamandır ağlama krizi yaşamıyor diye düşünürken anneannenin evine girmek istemedin ve dakikalarca ağladın,2 yaş hallerin,o an ne yapsam olmadı.Sakin ol diye diye durdum kendime hep bekledim ağlamanın bitmesini ağlaman bitti ve sanki o ağlayan sen değildin.
Kelime dağarcığın o kadar gelişti ki dediklerine bazen şaşırıyorum.İyi ki varsın dediğimde bir kaç gün önce sen de varmıştın derken dün gece sen de iyi ki varsın dedin bana.
İyi ki varsın oğlum,iyi ki !

1 Mart 2013 Cuma

Bahar Geldi Benim İçin

Zamanı var işte her bir şeyin.Yeni blog resmim canım Sibelimden.Nasıl teşekkür etsem az.Ben anlatsam bu kadarını anlatamazdım,bir anda karşıma çıktı ve bayıldım.Tabi ki baharı bekledim aslında bana günler önce geldi.
Başlangıç yapmak gerek taze taze dedim.
Unuttum sanki buraları gibi.Aslında her gün yazmak aklımdaydı.Ama kaçtım,bir dipsiz kuyuda gibiydim aslına bakarsan.Çıkamadıkça battım sanki.Sonra kendi kendimi sarstım.Ne güzel diyorsun canım arkadaşım insan insanın kurdudur diye her anlattığımda.Öyle ben de kendimi yedim bitirdim.Bir amaç derken karşıma bir amaç çıkardı.Hazırlanmayı düşündüğüm bir sınav karşıma çıkardı.Bir çeşit öğrenciliğe dönüş yapacağım ardından da zor bir sınava gireceğim.Daha ne zaman kursa başlayacağım,eğitim alacağım belli değil.
Ama bana bir amaç ver Allahım dedim ve karşıma çıktı.
Umarım iyi sonuçlar olur.Olmazsa artık bundan da vardır bir hayır deyip yolumuza bakacağız.
İşte bu bahar çalışma zamanı dolu olacak belli ki,yeniliklerle gelecek bana.

12 Şubat 2013 Salı

Demir 28 aylık oldu

Demir son günlerde iyice hareketlenmeye başladı.Havalar soğuk olunca,evde oluyoruz çoğu zaman ve koltuk tepelerinden inmiyor.Hayal gücü çok geniş örümcek adam,süpermen ve bazı kahramanların gazetede resimlerini gordu,oyuncakçilarda gördüğü oyuncaklariyla da hemen bağlantı kurup sorular sordu.Demez olaydık ben süpermen oldum uçarım diyerek koltuk tepelerinden uçtu .Son günlerde unuttu da insanlar uçuşmaz,kuşlar uçar dememizle biraz unuttu.
Şarkılar söylüyor,hikayeler anlatıyor.Bir de düşünürken eemm diye de başlamıyor mu gülesin geliyor.
Şimdi de Şirinler favorisi sürekli bana anlattırıyor uyumadan önce.Anne susadım diyerek uyumamak için elinden geleni yapıyor.Olmadı süt istiyor.Süt içmeyi gerçekten çok seviyor.En sevdiği şeylerden biri.
Sıcakkanlı gerçekten Demir uzun zamandır görmediklerini unutmuyor.İlk defa gördükleri ile bile kaynaşabiliyor.
Kızdığımı anlayıp anne bana neden kızdın diye soruyor.Ben de anlatıyorum.
Bazen özür dilerim bir daha yapmayacağım diye diye defalarca beni deli de edebiliyor.Uykusuz oldu mu çekilmez durumda.Bir yerde uyuyakalmaz asla.Uyuyalım mı diyorum benim uykum gelmedi diyor.Evet diyor.
Şakalar yapamayı,güldürmeyi seviyor.Anne sen beni gıdıkla,ben de seni gıdıklayayım diyor.
Geçen gün yengesi ona soruyor kuzenin aşk maceralarını dinlerken peki senin sevgilin var mı Demir deyince benin annem var,annem dedi.Şimdi öyle der tabi büyüyünce oooo kimdiler neler yaşayacak.
Son 1 aydır 2 yaş krizlerini yaşıyoruz.Yalandan falan ağlıyor.Uyku,yemek düzeni alt üst.Üstüne varmasam da ben de dayanamıyorum son zamanlarda,çok çok zorlanıyorum.Sakin de kalamıyorum.Atlatacağız da çok zor oluyor.
Öyle böyle büyüyor işte balkabaği.


29 Ocak 2013 Salı

Umut Işığım


Şöyle kalbimi ısıtacak,duygusal,yer yer eğlenceli bir film izlemek istiyorsanız Umut Işığımı mutlaka izlemelisiniz.
Biz bu cumartesi eşimle izledik ve çok sevdik.
Bradley Cooper yakışıklılığından çok bu filmde oyuncluğu ile göz dolduruyor.Kadın oyuncu ise Açlık Oyunları filminden tanıdığımız Jennifer Lawrance.
Biri eşinin aldatması sonucu kafayı sıyırmış bir adam diğeri de eşini genç yaşta kaybetmiş bir kadın.Yolları kesişiyor ve hayatları birbirine dokunuyor.
Ayrıca filmde Robert De Niroda var.Oyunculuklar gerçekten etkileyiciydi.

Hepsi bir işaret

Tırtıl kozasından çıkıyor dedi usulca sokulup bana.Beklemene değecek,çok sabrettin dedi.Bütün hayaller gerçek olacak dedi bana.O sırada elimdeki tepsiye baktım.Üzerinde Floransa'ya benzeyen bir şehir vardı.Belki de Floransaydı,bu bana hediye gelmişti,Floransa'ya gitmemden çok önce.Yine aynı ses bilir miydin bir gün gideceğini ama çok istiyordun ve gittin,gördün dedi.
Tırtıl kozasından çıkacak,korkma uzun ömürlü bir kelebek olacak,beklediğine değecek.
Peki az kaldı,çok az dedim o sese ve tepsiyi yıkayıp,kenara kaldırdım.

28 Ocak 2013 Pazartesi

Rüzgarla Gelen



Syhnm artık kitap yorumu yapmıyorsun gözümden kaçmıyor deyince son zamanlarda okuduğum ve çok etkilendiğim bu kitabı paylaşmadan geçmek istemedim.
Vietnam savaşı sırasında gazi olup,ruhsal ve fiziksel yaralarla dönen bir babanın 4 evladı ve eşini bırakmak zorunda kalıp,geride kalan ailesinin başına gelenleri anlatan bir kitap bu.Anne 3 kız bir de oğlu ile ayakta kalmaya çalışıyor.Başlarına gelmeyen kalmıyor.Bu kadar acılı bir hayat hikayesi insanı sıkmadan ilerliyor.Ve her şeye rağmen aile olmak ile ayakta kalıyorlar.Böyle hikayeler fazla acıklı gelir bana.Ama anlatım sıkmadan,sizi içine de alarak öyle bir ilerliyor ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.
Tüm bu yaşananlar dünyada bir çok insanın başına gelebiliyor,benim başıma gelmedi oh demek bencillik dedim okurken sık sık.Ama şükretmek için bir çok neden dedim kendime.
Böyle bir aile hikayesi hoşunuza giderse mutlaka okuyun derim.

21 Ocak 2013 Pazartesi

En azından kendini mutlu etmek bu benimkisi







Sebepsiz ağlayabilirim,sinir krizi geçirebilirim,keyifden kahkahalar atabilirim.Bunların hepsini 1 saat içinde yaşayabilirim.Ama kendimi bu şekilde hoş tutmak için elimden de geleni yaparım.
Bu mu elimden geliyor o zaman bunu elimden gelen en iyi şekilde yaparım.
Kahvemi yapar 20 dakika oturur,dizimi izlerim.Olmadı iki satır bir şeyler karalarım.Bu belki 1 dakikalık da olsa zaman alır ama bunu yaptığıma bile şükrederim dönüp de baktığımda.

13 Ocak 2013 Pazar

Demir 27 aylık oldu

Bugünü 12si sandığım için 27.ayımız bugün sanıyordum.Dün itibari ile 27 aylık oldu Demir.
Son 1haftayı hastalıklara geçirdik.Doktor hafif bronşit dedi ve antibiyotik verdi.Demir ilaç içmekten nefret etti.Öyle ki içirirken bana yardım edin beni kurtarın demeye başladı.Söylediği kelimelerle hepimizi şaşırtıyor her gün.Geçen gün anneme sana yardım etmemi ister misin anneanne deyince annem kalakalmış.
Babamın onun için çizmiş olduğu resimlerin hikayelerine bayılıyor.Babam her resmi için ona bir hikaye anlatıyor ve bir kere anlatması yeterli.Sonra akşam babasına anlatıyor bu resimleri tek tek göstrerek.Sulu boya,pastel,hamurlarla oynamayı o istediğinde yapıyoruz.Bir aydan fazladır Oyuncak Hikayesi çizgi filminin karakterlerine takılmış durumda.Baş karakter Woodyi elinden düşürmüyor ,onunla uyuyor,onunla geziyor,her yere onu götürüyor.Diğer kovboy kızı çok aramamıza rağmen bulamadık.Girdiğimiz oyuncakçılara onun sormasını isteyince ben başaramam anne dedi,neden başaramazsın ki derken en sonunda birine sorabildi ve ben başardım sordum anne diye öyle çok sevindi ki.
Eskiye göre biraz daha çekimser,daha sosyaldi.Şimdi biraz daha mesafeli.Anlaşabieceğini düşündü mü hemen sohbete başlıyor.
Kitapları eskisi gibi sevmiyor ben de ara verdim,biraz ortadan kaldırdım,özlemesi için.
Uykusu geldi mi çekilmez oluyor gerçekten,uykuya da zor geçtiği için huysuzluk yapabiliyor.Kıyafet konusunda takıntılar devam ediyor.Ama ben ona anlattıkçe ve zırlaşmadıkça tamam anne diyor.Ben de mümkünse ne istiyorsa onu giydiriyorum.
Birlikte yürüyüş yapmayı seviyor.Hasta olduğu için bir tek kar yağdığında çıkamadık.Çok yağmur ve sert soğuk olmadığı sürece 15 dakikada olsa bir yürüyüş yapıyoruz ve be gerçekten ikimize de iyi geliyor.Markete birlikte gidiyoruz ve alışverişin bir parçası olmayı ve yardım etmeyi seviyor.Aldıklarımızı kasaya birlikte yerleştiriyoruz.Böyle anlarda büyüdüğünü daha çok anlıyorum.
Korktuğunda,kızdığında,üzüldüğünde uzun uzun konuşuyorum.Öyle ki yüksek seslerden daha bebeklikten beri korkan Demir motor sesinden de korkuyor geçen gün motor geçerken o sadece motor korkmama gerek yok ki dediğini duydum.Korktuğu şeylerin üstüne gitmesini biliyor kendi yöntemlerince motordan korkması ve oyuncak motorlarla oynamayı sevmesi gibi.
Benim uydurduğum hikayeleri hala çok seviyor özellikle uyurken anlattırıyor.
Tuvalet eğitimine henüz başlamadık,kakası gelince söylüyordu ama artık söylemeyi bıraktı.Ben şu an üstüne gitmiyorum ama yavaş yavaş başlamak niyetindeyim.
27 ay nasıl geçti evet anlamadım ama baktığımda artık bir çocuk ve ben o çocuğun evde dolaşmasını,evin içinde dolaşmasını zevkle izliyorum.