28 Mart 2011 Pazartesi

Pazara gidelim bir elma alalım

Pazara gidelim,bir elma alalım,pazara gidip bir elma alıp naaaapalımmm!
Ben şimdiden şarkılara başladım.Hele Demir için uydurduğum şarkıları bir duysanız.
Pazara gidelim dedim dedim cumartesi günü Demiri semt pazarına götürdüm.Çok kalabalık olmaması ve gürültünün az olması ile evden çıkar çıkmaz uyuyan Demir pazarda da uyumaya devam etti.Kucağımda sling ile taşıdığımdan dolayı da fazla tedirgin olmadı.Etrafı inceledi.Rengarenk meyve tezgahlarını gösterdim.Bir ara pazarcılarla konuştu bile kendi dilince.Üstelik bir sürü tanıdık gördük,onlarla da konuştu.Hoşuna gittiğini düşünüyorum.
Biraz da deniz kenarına inelim diyecektim ama bir gün içinde fazla yormak istemedim.
İlk pazar maceramız güzel geçti.

25 Mart 2011 Cuma

Mandal izi

İçim çıfıt çarşısı gibi.
Ne yöne baksan başka bir şey.
Bir de kalbimde bir mandal izi.
Ütülersen geçer,ama kafamı değil.
Kalbime bir kaç ütü darbesi,dağılır bütün kırışıklıklar.
Ütülersen geçer.
Hadi geçsin mandal izleri.
Ben sevmem kırışık gezmeyi.



22 Mart 2011 Salı

Siz değişin her şey değişsin


İnsan çocuğu olunca büyük konuşmamak için söyleyeceklerini hep hassas bir terazide tartmalı.
Anne-baba çocuğu 30 yaşını aşmış olsa bile eleştiriyorsa dememelisin ki siz nasıl yetiştirdiniz?
Sonra kendine dön,bakalım sen nasıl yetiştireceksin.
Otur empati kurmaya çalış.
3 yaşındaki çocuk saldırgan tavırlar içindeyse diyemezsin ki sen yaptın.Bakalım sen neler yapacaksın?
Otur empati kurmaya çalış.
Zor,eleştiri oklarını çıkarmadan önce sus diyorum kendime ,otur empati kurmaya çalış.
Dr. Quantum ( DR.Fred Alan Wolfe) diyor ki siz değişin,her şey değişsin.Ve diyor ki bana göre karşılaştığım herkes Tanrı'dır.Etrafımdaki insanların bana Tanrı'nın gözleriyle baktıklarına inanırım.Onlara eşit biçimde nezaketle davranırım.Herkese sevgi,saygı,anlayış ve hep iyi sürprizlerle karşılaşma isteğiyle yaklaşırım.

görsel
Dr.Quantumun yazısının devamını bu ayki Tempo dergisinde bulabilirsiniz.

19 Mart 2011 Cumartesi

Sorular,sorular yine tarih oldular

Aklımda bir sürü soru.
Cevap vermeden bırakıyorum olduğu yere.
Orada yığılsın kalsın,oldukları gibi.
Çok mu kaderciyim,çok mu duacı,çok mu oluruna bıraktım.
Bıraktığımı mı sandım.
Kendimi öyle mi kandırdım.
Değiştim mi sahi?


Hayat herkese hem iyi,
Hem de kötü davranır 

18 Mart 2011 Cuma

Anı saklama aygıtı


Kimi dosyalarını saklar,kimi fotoğraflarını,en sevdiği şarkılarını.
Hard disk,harici disk ne dersen de..
Ben en sevdiklerimi saklamışım.
Onlarca,tonlarca fotoğraf kopyalamışım içine.
Anı saklama aygıtı diyorum artık,
Baktıkça hatırlayıp güldüğüm anılara,
Şimdi yepyeni bir klasör ekledim,
Hepsini geride bıraktı...

***fotoğraf önceki dosyalardan..

14 Mart 2011 Pazartesi

Daha önce de demiştim ama..


Son 1 yıldır değiştim,çok şey değişti,hayatım değişti.
Ama içimde yenilenen bene daha çok maneviyat gerek.Bunu hissediyorum son günlerde..
Şükür ki huzur çokk...
Değişebileceklere karşı inancım da tam.
Evet olumsuz çok şey çok şu an dünyada ve ülkemde..
Ama yeni şeyler söylemek lazım..
İsteyince oluyor biliyorum ve hissediyorum..

Burada da demiştim...

görsel

12 Mart 2011 Cumartesi

Demir 5 aylık oldu


Bugün 5 aylık oldum ben.Büyüdün diyor annem bana.Artık rahat rahat dönüyorum olduğum yerde.Annem panik oluyor beni artık bırakmıyor koltuğun üstünde.Beni kucaklarına aldıklarında da yönümü değiştiriyorum.Dönüyorum bakmak istediğim yöne.Sürekli su içiyor annem kucağında ben varken ben de bardağını çekmeye çalışıyorum.
Haydi spor zamanı diyor annem ve yüzüstü bırakıyor beni.Ben de yüzüyorum olduğum yerde.
Offff çok kaşınıyor dişlerim.Çok sıkıntı duyuyorum.Umarım hemen çıkar ben de rahatlarım annemler de.
Çığlıklar atıyorum eeeiiiiilllllll aaaaaaaaaa daha neler neler.
Annem yanıma uzanıyor bazen birlikte izliyoruz etrafı sonra bana dönüyor muhabbet ediyoruz beraber.
Dedeme bir kucak açışım var herkes kıskanıyor.Beni uyutuyor dedem kucağında ya başımı koyu veriyorum omzuna uykum olduğunda.
Haa bu arada tırtılım hala bir numara!
Demir
Oğlum dediğimde dönüp bakan biri var.Başkasının kucağındaysa bana gülen biri var.Kendimden önce düşündüğüm biri var.Bir şey olacaksa bana olsun ona bir şey olmasın dediğim biri var.
Bir arkadaşım demişti ki 4.-5. aylarında daha iyi anlayacaksın anne olduğunu.Evet insan acemilik günlerini atlatıp artık bebeğini ve kendini de anne olarak tanıyınca her şey daha bir kolaylaşıyor.
Anneyim ben diyorum kendi kendime.Bak hayat nasıl değişti.
3 kişi oturuyoruz koltuğa ve gülüşüyoruz.
Evde bir ses var artık.Hem de bazen çığlık çığlığa.
Yalnız değilsin diyor bana.
Kolumu tutuyor bazen konuşurken,büyümüş gibi geliyor gözüme.Bazen uyurken de büyük hali gözümde canlanır gibi oluyor.Büyüyecek ve neler yaşayacağız diyorum.
Dişsiz ağzı ile kocaman gülüyor ya bana,neşesi beni sarıyor.
Diyorum ki bebeğim,güneşten enerji alırdım eskinden şimdi yaşam enerjim sen oldun benim....
Annen

10 Mart 2011 Perşembe

diş mevzusu

2 aydır devam eden diş sıkıntımız tüm hızıyla devam ediyor son 1 haftadır geceleri geç uyumamıza sebep.
Canım uğur böceğim öyle bir sıkıntılanıyor ki elimizi kapmaya çalışıyor.İlaçla masaj yapıyoruz ya diş etlerine rahatlıyor.
Ama artık çıksın diyorum,son günlerde omzumuzu bile ısırır oldu kucağımızdayken.Akşam vakitleri daha fena.
Salyalar aldı başını gidiyor zaten,bir de aşırı tükürük hali söz konusu.Bu tükürüklerle balon yapıp ses çıkarıyor ki bu hali çok komik.Zaten genizden ses çıkarıp kendi sesini dinliyor.Çığlık atıyor bazen bilerek.
Diş çıkınca diş buğdayı yapacağız.Çocukluğumda hatırlıyorum bir kaç böyle bir diş buğdayı merasimine denk gelmiştim.Değişik bir olay gibi gözükürdü,çocuk halimle bakardım.
Şimdi partiye dönmüş bu merasim.Çocukluğumdan bu yana hiç denk gelmedim diş buğdayına.Bakalım biz kısa sürede yapabilecek miyiz?
Burada şöyle diyor diş buğdayı için;

Anadolunun birçok yöresinde hala uygulanan bir gelenek de diş buğdayı geleneğidir. Diş buğdayı eski bir Türk geleneğidir. İlk dişinçıkışını kutlamak için yapılan diş buğdayı, çocuğun dişlerinin daha sağlam olması, çabuk büyümesi ve rızkının artması niyeti ve dileğiyle bu kutlama aile arasında yapılır. Bebek ilk dişini çıkardığında yakın akrabalar davet edilerek diş buğdayı hazırlanır. Dişbuğdayı, kaynatılmış buğdayın şekerle harmanlanıp üzerine nar, ceviz, meyve şekeri gibi süsler konulmasıyla hazırlanır. İçine boncukveya yüzük gibi bir şey saklanır. Saklanan eşya kime çıkarsa çocuğa çeşitli armağanlar alır. Diş buğdayı töreni ritm tutup şarkı söylenerek 
düzenlenen bir eğlenceyle kutlanır. Bu adetin bilinmediği ya da uygulanmadığı yerlerde, genellikle çocuğun dişinin çıktığını ilk görenin çocuğa bir gömlek dikmesi ya da hediye alması adeti vardır.


7 Mart 2011 Pazartesi

Kar yağınca..


Bebeği uyanmıştı kucağına aldı,battaniyesini bebeğinin omuzlarına attı.
Usulca perdeyi araladı.Rüzgar hızla esiyor camın kenarından uğultu yapıyordu.
Arka bahçenin çimlerine düşen iri kar tanelerine baktı.Hızla yağan kar hızla eriyordu çimlerde.
Belki tutar dedi.Geçen kış yağan karı düşündü.Ne çok,ne çoktu.
Ve sonra geçen kış yaşadığı ruh halini düşündü.Ne çok,ne çok şey değişmişti.
Anne olmuştu,şimdi her türlü olumsuzluğa rağmen günleri değişmişti.
O şimdi bazı günleri sanki arka planda hep Frank Sinatra şarkıları duyarcasına yaşıyordu,kulaklarını tıkarcasına başka şeylere.Hani duyunca mutluluk huzur getiren şarkılarla..



görsel

Ne zaman bitecek bu durum?

Yeni kayıt diyorum yazacak bir çok şey var diyorum.
Yazamıyorum bir şeyler..
Bir bakıyorum,kimsecikler yok.
Sanki kendi mahallemin ıssız sokaklarında tek başıma gibiyim.

4 Mart 2011 Cuma

Baharın 4.günü

Takvimler baharı gösteriyormuş,
Martın 4'ü olmuş,
Henüz böyle güzel çiçekler açmamış,
Ya da o daha görememiş,
Öyle çok özlemiş,
Öyle çok özlemiş ki baharı,
İçinin renkleri coşsun istemiş,
Bugün baharın 4.günüymüş,
Sonra fotoğraflara bakmış,
Çok çok özlemiş arkadaşını,
Bakarken gözlerine arkadaşının fotoğraflarda eski günleri hatırlamış,
Sonra çok özlemiş eski günleri,
Takvime bakınca şaşırmış,
Ne çok,ne çok yıl olmuş,

Bugün baharın 4.günüymüş,
Yasaklar sürüyormuş,
Çok çok canı sıkkınmış,
Yasaklananlara,
Yasak olanlara,
Yaşananlara

Bugün baharın 4.günüymüş,
Bir şeyler yarım kalmış,
Güneş çıkmayınca,
Sıcaklık düşünce,
Evet yarım kalmış..

3 Mart 2011 Perşembe

Çocuklar bebeklik döneminde mi şımarır?

Herkesin düşüncesi farklıdır tabi.
Ama dün çok yakın bir arkadaşımla telefonda konuşurken çok da her ağladığında kucağına alma canım sen de deyiverdi.Çocuklar bebeklik döneminde şımarırlar deyince ben öyle düşünmüyorum dedim.İhtiyacı var ve bunu anlatmasının tek yolu ağlaması.Üstelik kucağına alınca nasıl şımaracak bir bebek.Hahh işte dediğimi yaptılar diye mi düşünecek?Yoksa ben değerliyim ve şu an anne ya da babamın kucağındayım diye mi rahatlayacak.Ben rahatladığı ve buna ihtiyacı olduğu düşüncesindeyim.
Okuduğum son kitapta ağlamanın bebeklerin üzerindeki gerilimi aldığını belirtmekte.Hakikaten Demir bazen ağlayarak uyanıyor.Çünkü gün içerisinde ağlatmamaya özen gösteriyorum.Ağlayarak uyanıp kucağıma alıyorum sakinleşiyor ve derin uykuya dalıyor.Gün içerisinde gerilimleri artıyor olabilir gerçekten.
Peki siz ne düşünüyorsunuz deneyimli anneler ya da düşüncelerine her zaman değer verdiğim anneler?
İlla anne olmak gerekmiyor tabi gözlem,deneyim,araştırma ne varsa düşüncelerinizi almak istiyorum.

Blogların kapalı olduğu bugünlerde sesimi kimler duyar bilemiyorum.

2 Mart 2011 Çarşamba

Bloğuma Dokunma


Buraya en mutsuz olduğum,en sinirli olduğum zamanlarda bile böyle gözlerim dola dola bir post yazmamıştım.
Yazmak anlatmak yok.
Paylaşmak yok.
Ohh diyecek birileri yazmasınlar.
Ne var ki yazıyorlar hayatlarını,yasaklansın gitsin.
Umurlarında olmayacak birilerinin.
Bir çok önemli olayın olmaması gibi,anlaşılmayacak.
Yine uyuyacak birileri.

Yazmanın,konuşmanın,paylaşmanın bunları düzeyli yapmanın suç olabilmesini aklım almıyor.
Yapmayın Allah aşkına,yapmayın.
Rahat bırakın bizim gibileri..