27 Nisan 2011 Çarşamba

Ben bugün bir yaş aldım,oturdum bir şeyler karaladım


Aslında günlerdir içimde binlerce sayfa.Yazdım,yazdım,sildim beğenmedim bazı sayfaları,yırttım attım.
Yeni baştan yeni baştan aldım.
Ben bugün yeni bir yaş daha aldım.
Duyduğum haberler canımı yaktı,içimden durmadan ağladım.

Başa döndüm,bütün hikayelerimin başına.Nasıl büyüdüğümü düşündüm uzun uzun.Her zaman şükrettiğim gibi yine şükrettim beni çok seven anne,babam ve canım ağbim için.Evin küçük kızı olmayı ne çok sevdiğimi düşündüm.Seke seke yürüyüp sarı dalgalı saçlarımı oraya buraya atmayı ne çok sevdiğimi.Annemin benimle evcilik oynamasını.Babama beni kucağıma al dememi.Öyleydi ki ben m'lerin ve n'lerin yerini değiştiren bir çocuktum.Un kurabiyesini çok sevdiğimi bilen annemin her çarşıdan dönüşünde kese kağıdını uzatmasını.Ve bununla birlikte gelen minik hikaye kitaplarımı.Ağbimin silgilerini nasıl yediğimi,kalemlerini ısırdığımı.Babamın ağbime özel olarak yurt dışından getirdiği bembeyaz cetvelini nası boyadığımı.Bunun için saklandığımı ve sonucunda hiçbir şey olmamasını.Gündüzleri ayrı kutlanan doğum günlerimin akşamları da aile dostlarımızla kutlanmasını.Her doğum günüme annemin ayrı bir özen göstermesini.Kocaman kız olmama rağmen kocaman bir panda ayı ile kapıya dikilen babamı.Ağbimin mutlaka her doğum günümde hatıra defterlerime bir şeyler yazmasını.
Büyüdüğümü hatırlıyorum.Dostlarla kutlanan doğum günlerimi hatırlıyorum.
Ve sonra bir doğum günümde ilk defa yalnız kaldığımı,ailemden kilometrelerce uzakta olduğumu.Arkadaşlarıma da boş verin doğum günümü oturup vizelere çalışalım dediğimi.Akşamında müzik dinlerken çok ağladığımı ve bir anda arkadaşlarımın gelip hadi çıkalım demesini.Başka bir doğum günümde ise bütün gün telefon için beklediğimi ve ben çıktıktan sonra arayan sevgilimi.Ve tüm gece eğleniyor gibi yapıp,eğlenmediğimi.
Sevgilimin yaptığı doğum günü sürprizlerini.
Nasıl evlendiğimizi,nasıl eşim olduğunu.
Kızgınlıklarımı,ilk iş heyecanımı.
Hatalarımı,yanlışlarımı.
Sevdiklerimi düşündüm ayrı ayrı.Geçen yıllarda hayatı nasıl anlayıp kucakladığımı.
Ergenlik de üstüme gelen dünyayı yirmilerin başında nasıl salladığımı.Yirmilerin ortasında hayatını kurcaladığımı ve yirmilerin sonunda hayatı artık netleştirip anladığımı.
30lu yaşın bana annelikle gelmesini.Ve beni bir yerden bambaşka bir yere sürüklemesini.
Çok büyüdüğümü.
Bir canlıya hayat vermenin ne demek olduğunu.
Ve yıllar sonra Onun aşkı ile yanmayı.

Hani çok gibi dursa da,ben 30lu yaşları sevdim yetinmedim üzerine bir yaş daha ekledim.İçimdeki tüm sevgileri parlattım her gün için.Şükredince bencillik yapmıyorum ya dedim.Zamanı bir ileri bir geri sardım.Ama ben 30ları da sevdim.
Ve fark ettim ki ilk önce oğlum,eşim ve diğer sevdiklerim için dilek dilerken ve dua ederken kendimi bir yerlerde bıraktım.Sonra gözümü kapadım ve bir hayalimi canlandırdım.Daha fazla umut koydum içine.Ve olacağına inandım.

Ben bugün bir yaş daha aldım ve oturup bunları karaladım.Bu yaşıma umutları yakıştırdım.Hayatı kabullenip,kalbimi canlı tutmayı.

görsel

26 Nisan 2011 Salı

Düşüncelerim hastalandı

Ahh düşünmeyeyim diyorum.Gözümü kapıyorum aklıma geliyor duyduklarım.Düşünüp de sana ne faydam olur ki.Gözümü kapamayayım dedim.Baş ağrısı bırakmadı beni.Hasta oldum bir çeşit.Seni düşünemiyorum.
İsyan etmek doğam da yok.


Durum ümit ettiğimden kötü.Bir bildiği var Allah'ın.
Sana duamdan başka ne gelir elden.

Dua ediyorum bol bol,sabır için...

25 Nisan 2011 Pazartesi

ne denir ki

Günlerdir aklımdaydı arkadaşım.Aradım kaç defa son bir kaç gündür.Açmadı telefonlarımı.
Ortak bir arkadaşımızdan aldım haberini.Aylardır sevinçle beklediği bebeği erken gelmiş ve problemliymiş.Ulaşamıyoruz doğru düzgün haber alamıyoruz.
Haberi duyunca dünya üstüme üstüme geldi sanki.
Ne denir ki,tam açmıştım ki yeni sayfayı bir şeyler yazacaktım kaldım cümlelerim..

21 Nisan 2011 Perşembe

İnsanın kendisine sürprizi

Aklına bir şey takılmıştır,
Kitaplıktan bir kitap seni çağırmaktadır,
Zamanın hangi vaktinde koyduğun bu kitap arası güzellik seni beklemektedir,
Açarsın ilk sayfada görünce çiçeği hatırlamaz,sevinirsin,
Kendini de o an çok seversin,
Kendi kendine yaptığın sürprizi çok beğenirsin.

Bugünkü aklımla çocuk olsaydım



Bugünkü aklımla çocuk olsaydım neler neler yaparım diyorsanız,haydi buyrun bir de burada deyin.
Anne sözünde ödüllü 23 Nisan yarışması için buradan tık tık..
Ben çoktan gönderdim bile;))




19 Nisan 2011 Salı

aylar sonra el ele görüldüler


Pazar klasiği,annemlerdeyiz.
-Haydi uyudu,çıkıp işlerimizi halledelim.
-Bilmem çıksak mı?
-Oyalanmayalım haydi.

Aylar sonra el ele görüldülerrr deyince gülmeye başladık.
Demir olmadan dışarı çıktık,bir eksiklik var,çantamda da hafiflik.
Bir kahve molası,beraber kitaplara baktık.Biraz market alış verişi.

Çocuğu yanında yok diye özleyen anne baba olarak da çıkarıp çıkarıp fotoğraflarına baktık güldük,başka şeylerden konuşurken konu hep döndü dolaştı Demire geldi.

15 Nisan 2011 Cuma

Resmen baaa baaa diye heceliyor yahuu!

Bir kaç gün önce babasının kucağında baa baa deyince yanlış duyduk sandık.Tekrar baaa baaa dedi babası ile bakakaldık.Sonraki günler anlamsız şekilde heceler devam etti.
Taaaa kkiiiii az önce mamasını yedirene dek (evet pirinç unlu mamaya da ayın 12si itibari ile başladık) baaaa baaa diyerek ağlamaya başladı.İlk anne demesini beklemiyordum zaten ama yine de Demire demekten alamadım kendimi baba demek haaaa oğlum baba demek:))
Bebekler bir şeye yoğunlaşınca rüyalarında bile görürmüş ya bizimki de 2 sabah önce gözünü açmadan ayağını ağzına götürdü uyanmaya çalışırken.Babası ile epey güldük.O da gözlerini açar açmaz bizi karşısında öyle gülünce gülmeye başladı.
Tabi böyle gülerken ağladığımız zamanlarımız da oluyor.Dün akşam uykusundan ağlayarak uyanan Demir çok zor sustu.Dişlerinden ötürü olduğunu düşünüyoruz.Diş etleri çok sıcak,yanıyor sanki.Jel ve soğuk diş kaşıyıcı ile masaj yapınca biraz iyi oldu ama zor sakinleşti.Dört gözle dişin çıkmasını bekliyoruz.
Ama ben hala şoktayım işte baaa baaa dedi yahu.Kameraya da çektim delil de var elimde.

12 Nisan 2011 Salı

Demir 6 aylık oldu

Uzaylı dost pijamamdan görüntülerle 6 aylık olduğumu duyuran annemi gün be gün daha mı çok seviyorum ne?Birbirimize yuvarlanıp annemin çılgınca bağırmasına ben de çılgınca eşlik ediyorum.Annem bir yandan ben bir yandan yuvarlanıyoruz ve yüz yüze gelince annem seni,seni,seni çoooooook seviyorum deyince kahkaha atıyorum.
Cuma günü geri geri gidince annem şaşırdı,iyi ki yanındaydım seni yatağın tam ortasına bıraktım sen kenarına gelmişsin dedi.Anneannem de gördü geri geri gitmemi.
Annem hedefler koyuyor karşıma ne yapıp ne edip ulaşıyorum.Bazen yuvarlanıyorum,bazen sürünüyorum.
Oyuncaklarımı yere atmaya bayılıyorum annem yer çekimini mi kontrol ediyorsun diyor bana,yer çekimi ne demekse?
Babam beni omuzlarına alıp evde geziniyoruz ya bayılıyorum!Anneme de tepeden bakıp gülücükler atıyorum.O arada boş durmayıp babamın saçlarını çekiyorum.Saç deyince galiba annemin saçlarını fazla çekiyorum,hep bu dişim yüzünden ben de çok sıkıntı duyuyorum.Hala dişim çıkmadı.
Bazen ilk defa gördüğüm kişileri yabancılıyorum.Ağlamaya başlıyorum ama zaman geçince alışıyorum.
Kendi dilimce bir şeyler söylüyorum annem kaptan mağara adamım benim diyor.Anlatıyorum anlamıyor mu acaba?
Annemin çıkardığı ilginç seslere çok gülüyorum.
Annemle babamın elinde ne görsem almak istiyorum,farklı şeyler görmek hoşuma gidiyor.İncelemeye bayılıyorum.
Anneannemi,dedemi ve kuzenimi görünce sevinçten çıldırıyorum.
Demir

Hamileliğimden önce anne dur hayatını yavaşa al dedin.Yavaşlat kendini,hayatın sesini duy der gibiydin hamileyken de.Şimdi seninle hayatın sesini daha iyi duyuyorum.
Bir insanın büyümesini görme mucizesini yaşıyorum.
Çok kısa süredir anneyim ve bu cümlelerle toz pembe dünyada gibi miyim?
Elbette masal diyarında değilim.Anne oldum diye başım göğe de ermedi.
Bu hayat toz pembe olur mu?Hele hele bir annenin iç sesi susar mı?
6 aydır anneyim,6 ayın her günü farklı sorularla içimi kurcalıyorum.
İşte o sorulardan bazıları hayata öyle farklı bakmamı sağlıyor ki.Ben iyi olacağım,olumlu olacağım ki öyle bir evlat yetiştireceğim.
Çünkü minicik bir bebek bile hissediyor her gerginliği.İfadesi değişiyor.
Elimden geldiğince iyi olacağım.Elbet isyanlarıma da denk gelecek,kızgınlıklarıma da.
Annesinin her halini bilecek ama hani bir gün annem umut dolu biriydi hep,bana da o öğretti umutlu olmayı desin.
İçimi titreten bir ateş sanki,aşk gibi.
Seni çok seviyorum oğlum,nice ayların,nice yılların olsun!

Annen




11 Nisan 2011 Pazartesi

Değişen

Değişen aslında olaylar,durumlar değil aslında.
Çok uzatmayı sevmiyorum,ne küslükleri,ne hüzünlü ruh halini.
Geçen zaman diliminde değişen sadece benim düşünce şeklim.Haydi diyorum kendime dünya bu,eldeki en değerli an şu an.
İyi düşün,olumlu düşün değiştir ruh halini.
Beklediğin dosttan haber de gelmemiştir,o anki durumlar da değişmemiştir.
Yaş aldıkça bakış açım bu oldu.Dur kendine gel,zaman kısıtlı.
Hayatta neler oluyor demek bencillik belki ama olduğunu kabullenip keyfini çıkarmak,anlamak hayata şükür etmenin bir yolu.
Ne kadar zamanın kaldığını bilmiyorsun ki?
Tek garantin şu an.
Onu da hor kullanma diyorum kendime.

İşte böyle değişen zamanlarda hep güzel bir haber alıyorum gelişmeyi bekleyen.Umarım sonuç iyi olur.


7 Nisan 2011 Perşembe

Ben bugün bahar kokusunuı kalbimin taa içlerine davet ettim


Bütün olumsuz haberleri elimin tersi ile ittim.
Uzun zamandır takmadığım siyah beyaz yüzüğümü taktım ve ona eşlik eden bluzumu giydim.Olmaz diye giyemediğim dolabın bir köşesine terk ettiğim pantolonu da giyince ohh dedim.
Kafam ağaçlarda yolda yürürken açan çiçeklerle başımı döndürdüm.
Çok sevdiğim elmalı kurabiyelerden yedim.
Çok  çay sevmesem de çok güzel demlenen çaydan iki bardak içtim.
Bir bebek ve bir çocuğun nasıl iletişim kurduklarını gözlemledim.
Bir baktım ki Demirin şapkasının içine bahar yaprakları saklanmış,hiç şaşırmadım.

Akşama bir telefon aldım,içimde uzun zamandır sorduğum sorulara,cevaplar aldım.Ve kendime kızdım neden aramadım diye.Öyle güzel bir başlangıç yaptım ki belki aylar sonra göreceksiniz siz de.

görsel

6 Nisan 2011 Çarşamba

mendil

Acaba doydu mu?Rahat uyuyor mu?Üşüdü mü?Terledi mi?Üstü ince mi?Burnu mu akıyor?Ah başını hızlı mı çarptı?Dişi ne zaman çıkacak?Canı çok yanıyor mu dişi çıkarken?
Yeni bir şeyler öğretebiliyor muyum?İyi bir insan mıyım?Ona iyi örnek olur muyum?
Bu sorulardan dahası da var içimde.Eminim daha da eklenecek gün be gün.
İçimde bir ip,ipte asılı bir mendil.Mendil durgun havada bile hafif hafif sallanıyor.
Sürekli pır pır ediyor.
Anne olmak içinde hep dalgalanan bir mendille yaşamakmış.

5 Nisan 2011 Salı

ilk elma ve ilk yoğurt

3 nisan pazar günü ilk elmasını yedi Demir.
Ek gıda konusunda ufak başlangıçlar yapmak istedim ve bugün de yoğurt verdim.
Demir yediklerinden çok kaşıkla ilgileniyor.Kaşığı alıp kendi yemek isteyenlerden olacak belli ki.
Gerçi şu anki kaşık aşkı diş kaşımak isteğinden daha çok.
Bakalım neleri sevecek neler yiyecek?
Biz yemek yerken bizi dikkatle takip ediyor.Anneannesi tatsın diye yerken sularından veriyor arada sırada.
Önümüzdeki aylarda bakalım neler olacak?

hani


Sitem etmesem de ettim işte,sen sitemi sevmesen bile.
Hatırlatmak istedim kendimi,buna rağmen yalnız bırakıldım canım dostum
Dostluğunu özlediğim zamanlarda çok çok yalnız hissediyorum kendimi.
İnan kendime kızıyorum,sana da değil,çünkü suçu birilerine atma evrelerini çoktan geçtim.
Ben de hata ki,böyle.
Her şeye alışıyor insan ama insan dostunun neşesini de özlüyor,sohbetini de.
Sorarım sana sen nasılsın bu kadar zamanda?
Bana sorarsan,
Anlaman için yaşaman gerek......

görsel

1 Nisan 2011 Cuma

Bir minicik kız çocuğu bak duruyor hala

Yazıyorum,yazıyorum aslında ne çok şey yazıyorum, beynimde hepsi.
Bloğa zaman bulunca unutur gibi yapıyorum.
Gecenin üçü mü yoksa sabahın üçü mü desem,düşünüp duruyorum.
Bir çok cümle eski,yeni.
Kendime gülüyorum.Birini duydum 30 yaşındayım dedi.AA dedim yaşı varmış.Sonra kendime sordum sen kaç yaşındasın ki?Alışamadan 3 lü yaşlara yenisi geliyor,pek yakında.
Bir de demiştim ki girerken 3lü yaşlara davulla zurna ile gireceğim.Neredeeee en az mide bulandıracak pastayı bulup getirdi sevgili.Pastamı hala konuşuyor yiyenler.
O zamanında ne güzel doğum günü sürprizleri yapardı.Bir keresinde 20 sene önceki doğum günü video kasedini almış annemden cdye kaydettirmiş.Pasta kesilmeden önce durun dedi.O kasetten olan kişilerin bir çoğu da doğum günümdeydi.Onlara da zaman tünelinde yolculuk oldu.Ağladım tabi küçücük doğum günü kızını izlerken.
Aklıma bu şarkı geldi şimdi.