31 Aralık 2009 Perşembe

Düşündüğünden,düşlediğinden daha güzel bir yıl senin olsun!




Bu sene benim yılım olacak demeyeceğim..Bundan sonrası harika olacak diyorum.Bu bir başlangıç bir milat olacak..


Hayatı anladıkça keyfini sürmem kolaylaştı.Zor olan şeylerin ne kadar basit olduğunu fark ettim.Yaşamak nefes alıp vermek sadece.Huzurla nefes alıp verebildiğin sürece en mutlusu sensin zaten...


Herkese bol huzur diliyorum..Huzursuzluk insan katili adeta.İçini bir böcek gibi yiyen bir mahlukat.İlk önce iç huzurunuz hep dengede kalsın..Gerisi zaten gelir..Öyle güzel gelsin ki düşündüğünden fazla,düşlediğinden fazla gelsin,yüreğine dokunsun,senin olsun..Keyfini çıkaracak zamanın olsun..


***resim

30 Aralık 2009 Çarşamba

Kutucumdan bir kutu geldi...


Yazamadım koşturmaktan...
Bir tatlı telaş içindeyim..
Yarına hazırlık içindeyim..Aslında alışveriş kısmını tamamladım da,diğer hazırlık kısmına pek geçemedim.
Üniversiteden arkadaşlarımızı davet ettik,ufak kalabalık bir grup olacağız.Kafamda 10 bin türlü iş var.Ama hala maillerime bloglara bakmaktan alıkoyamıyorum kendimi..

Bu arada öyle güzel sürprizler içindeyim ki kendimi harika hissediyorum..

Kutucum kapı çaldı,aldım kimden kimden dedim..AA benden önce davranmış dedim...Adresi de bir kuştan aldın sanırsam.Bak sormayı da unuttum mutluluktan.Benim gibi çay-kahve seven biri için süper bir hediye.Kartın ayrı bir şahane.Kelebekli kelebekli ;))Kendi tek kişilik çayımı da demlerim,güzel güzel kahvemi de içerim.Çok teşekkür ederim Kutucum yaa,vallahi benden hızlı çıktın..

28 Aralık 2009 Pazartesi

2010 şimdiden ışıklarını gönderdi..









İyi ki Pamuk Prens var.İyi ki annesine bloğunu açtırdı.İyi ki o güzel annesi haydi görüşelim dedi...


Ne güzel bir gündü..Tadı damağımda kaldı sohbetimizin...Öylesine sıcak,öylesine sahicisin ki Sibel seni tanıdığıma çok sevindim...

26 Aralık 2009 Cumartesi

Kızlar gecemiz ,15 likler ve Jacobun Kurt arkadaşları



Kaç gündür yazacağım yazacağım.Ama unutuyorum sürekli..Geçtiğimiz pazartesi günü üniversiteden beri yakın olduğum çok sevgili dostumla birlikte kızlar gecesi olsun yılın en uzun gecesini kutlayalım dedik.Nilin konserine gittik.Üniversite yıllarında şarkılarını dinler,dans eder,hoplar zıplardık.Kız kıza gittik,erkeklerin pek tahammülü yok..Şarkılara eşlik ettik,dans ettik.Eğlendik,etrafta bol bol 15 yaş grubu vardı ama  aldırmadık.Fotoğraflar da çektik.Fakat arkadaşımın makinesinde olduğu için bende yok.Ama Nilin sayfasından geceye ait fotolar..



Yaşımı unuttum,17 yaşıma geri döndüm sanırım.

Dün gece de rüyamda New Moondan Jacobun kurt arkadaşları vardı.Bana sert sert bakıyorlardı Bellaydım galiba ki sert bakışlarla beni süzüyorlardı.
Ama ne  Edward ne de Jacob vardı.Olmadı ki şimdi bu dedim uyanınca.Bari Edward gelseydi.Bu ne biçim bilinç altı sorarım size?Benim rüyalarım coştu,bir anlatsam size,şaşar kalırsınız.Bu ne ki,az kalır yanında.

Hayal gücüm mü çok geniş,bilinçaltım mı şaşkın bilemedim.


Yalancı polyanna


                                          
                                                  Bazen yalanlar söylüyorum kendime,
                                          
                                  Şimdi ben dürüst mü oluyorum bunu söyleyince?
                                      
                                                              Yoksa yalancı mı?
                                                  
                                                           Yoksa bir Polyanna mı?

***resim

23 Aralık 2009 Çarşamba

2009-iç muhasebe



2008 hayallerimin gerçekleşebileceğini öğretmişti bana.İstediklerimin bir bir gerçekleşebileceğini..2009 ise aslında bildiklerimi bana ezberletmek için vardı.Bildiğimi sanıyormuşum,ama yanılmışım.Anlamamışım....
Alt alta koyuyorum günlerdir.Toplamıyorum,çıkarmıyorum.Olduğu gibi yazıyorum..

  • Çok öncelerden öğrendiğim değişmez bir gerçeklik vardı.EN AZINDAN KENDİM İÇİN.Ön yargıyı yıkın yıkın diye söylenmesinden içime işlenmiş olsa gerek unutmuşum.Bir insanı ilk gördüğüm andaki hislerim son anda göreceğim hislerim ile aynı olacakmış.Arada hiç bir şey katmayacağım anlamında değil.Biri ile tanıştığımda eğer hoşlanmadıysam sonunda da hoşlanmayacağım.Senelerdir zorladım kendimi hayır sen yanılıyorsun dedim.Ama yok işte,anla artık sezgilerin bu konuda kuvvetli zorlama kendini ön yargılı olma diye.En son yaşadığım tamamen bununla ilgili işte.Ben biliyordum taa seneler önce.Neden zorladım kendimi?Şartlar mı böyle olmak zorunda idi?Neden soyutlamadın kendini?Ki en kolay yapabildiğin şey soyutlamakken.Bildiğimi tekrar ettim,artık kalbime de kazıdım.Sezgilerine güven.Ön yargılı olmamayı başka zamanlara bırak....
  • Uyanır uyanmaz,uyumadan önce günün her saatinde kendini planlayan bir insanım.Bir kaç ay sonrayı bile düşünürüm.2009'da işlemedi bu.En basitinden en önemlisine planladığım hiç bir şey gerçekleşmedi.Benim koyduğum zamanlar tutmadı.Hiç biri bana uymadı.Hayat bana dedi ki dur artık yavaşla,planlama,akışına bırak...Hayatını zorlama,senin dışında bir dünya var.Sen istesen de sen zorlasan da dönüyor.Dönerken seni de içine katıyor.Dur bırak....
  • Başkası için bu da şimdi saçmalamış dediğin şeyleri bir gün gelip senin yapabileceğini...
  • Ne yaparsan yap yaşadıkların sana kar.Gördüklerin,gezdiklerin,yaşadıkların müddetçe ayaktasın.İmkanlarını zorla,git gidebildiğin yere.Bak arkana döndüğünde ne güzel yaşanmışlıkların olacak...(Sahiden de öyle oldu...)
  • Değişen, kaybettiğin çok şey var.Yerine gelir koyarsın, sağlık dediğin şey yıllardır zorladı seni.Şükür ki onarılmaz değildi hastalıkların ama yaşarken sen zorlandın.SAĞLIK olmadan içtiğin suyun bile kıymeti yok.
  • Kendinden önce seni düşünen bir Sevgiliye ve ortak büyük bir geçmişe sahip olduğun için çok şanslısın.
  • Sadece sevgili için değil,sahip olduğun her şey için çok şanslısın....
Bunlar içimdeki seslerden.Bir de sizlerle ilgili söylemek istediğim bir kaç şey var.

Bu yaştan sonra arkadaş,dost edinmek zor derken bu lafları bir bir yuttum.Hele ki şu blog dünyasına adım atarken başıma böyle güzelliklerin geleceğini hiç bilemezdim.Hep derdim nereden karşıma çıkar ki yüreğime dokunacak insanlar..Sanal değil bu dünya ki artık çoğunuz hayatımın içindesiniz ve iyi ki varsınız.İyi ki bu bloğu açtım ve yollarımız kesişti.Sizleri çok seviyorum.

20 Aralık 2009 Pazar

Ev Güzelleştirme Projelerinden Görüntüler


Faaliyete başlayalı epey zaman oldu.Biraz tembellik yaptık.Ancak yerleştirdik.Daha gelecek raflar süsler püsler var.Ama dayanamadım,fotoğrafını çektim.
Burası mutfaktan bir görüntü.Gelen herkes mutfağımızda zaman geçirmeyi seviyor.Biz de daha konforlu ve neşeli hale getirmek istedik.Biz de şimdi mutfaktan çıkmak istemiyoruz.Kumaşları İkeadan almıştık.

Her yere dağılan kitaplarım için böyle de bir kitaplık aldık.Kitaplar da zevkle yerini aldı.Hayalim duvardan duvara bir  kitaplık.Ama bunu da çok sevdik.Kitaplık Koçtan alındı.


19 Aralık 2009 Cumartesi

Kelebeğin günleri..



Evde oturduğum bu dönemde çalıştığım günlere nazaran daha aktif olduğumu itiraf edeyim.Çalışırken özellikle havanın soğuması ile ters orantılı olarak uyuma saatim bile daha erken olur,koltukta uyuklamaya başlardım.Şimdi geceler uzun yapacak iş çok..Gündüzleri evdeysem bir dünya ev işi var.EE çalışırken detaylı temizlik yapmak zor olurdu.Şimdi günlere bölüyorum,bir gün kapılar siliniyor,bir gün dolaplar düzeltiliyor.Spora devam ediyorum,gündüz grubuna daha çok dahil oluyorum.Akşam arkadaşlarım farklıydı.Şimdi ev hanımları ve emeklilerle diyalog halindeyim.Bu da hoşuma gidiyor itiraf ediyorum.Annem,kuzenlerim,teyzelerim ve arkadaşlarım derken bir bakıyorum bazılarını göremiyorum bile.Daha gelmedin Yıldız diyorlar.Sıra gelmiyor,kimisine..Kuzenle bir takım el işi faaliyetleri içindeyim.Evde mutlaka yemek yapıyorum.Mutfak başlı başına zaman alıyor.Evde olmak hakikaten daha zor.Ama çok güzel.Buna çok ihtiyacım varmış.Her yaptığım olayda beynimi boşaltıyorum.Özellikle son olanlardan sonra daha da beynimi boşaltmaya ihtiyacım var.

Geçen sene oturduğum evde,karşı komşumun kapısını görürdüm her sabah işe giderken,kapıcı ekmeğini gazetesini bırakırdı.Ahh ne zaman ben de evde oturup taze ekmeğim ile kahvaltı edip gazetemi okuyacağım derdim.Demek ki oluyormuş sırası ve zamanı gelince.Ama bir süre sonra çalışmak isterim biliyorum.Alıştığım şey çalışmak.Bir süre daha zamanı var..

Herkese iyi hafta sonları.Keyifli,mutlu,huzurlu....

***resim

18 Aralık 2009 Cuma

Yağmurdan sonra gelen kar..


Evet az önce yağmurdan sonra yağan karı gördüm.Yılın ilk karı klişesini de kullanayım da tam olsun.Neden hava durumunda söz edilmedi anlamadım.Hava kar yağacak gibi soğukta gelmedi bana bugün dışarıdayken,anlamadım.Bol bol ıslandım,uzun zamandır yağmurda yürümediğimi fark ettim.Ben yağmuru sindirmeye çalışırken kar yağmaya başladı.Gerçi şimdi durdu ama bize yer yer beyazlık bıraktı...

***resim

16 Aralık 2009 Çarşamba

Kader seni güldürmüyorsa espriyi anlamadın demektir

Normal şartlar altında(N.Ş.A'da) benim üzgün olmam gerekirdi.Ama değilim,espriyi anladım gerçekten ve gülüyorum.Henüz kahkaha atmadım.Ama yakındır,kahkahalarla güleceğim..

Dün yüreğim kekim gibi kabarmıştı...Beklenen haber gelecekti..



Sabah erkenden uyandım.Kalktım salona geçtim,televizyon karşısında uyukladım.En sonunda yatağıma geri döndüm.Uyku kardeşim neredesin dedim,uyku geldi.Rüyalara daldım,evin içinde dolanıyordum.Ama kendi evim değil.Bir anda piyano grdüm.Benim piynommuş üstelik(Piyanomolmasını isterdim her zaman,süper yetenekli olup harika parçalar çalacağımdan değil ama belki bir kaç şey çalardım.)Piyanm acaba çalışıyor mu derken tuşlara bastım harika sesler geldi,ne güzel dedim kendi kendime güzel şarkılar çalarım...Sonra şarkı devam etti.Ama gerçek hayatta,telefonum çalıyormuş meğer.Uyandım arayan Damlakızmış,beynimde sesleri kodluyorum insanlarla,aa diyorum şu,yok değil,aa diyorumm tanıyorum ama yok sesi çıkaramıyorum.Damlacon saati fark etmedim,dedi üzüldü.Halbuki ben işten çıktığımdan beri ilk defa uyumuştum.Çok uyuyunca başı ağrıyanlardanım.Aslında iyi ki uyandırdı,önemli bir sebebi vardı.(Bir dahaki konuşmamızda nedenini anlatacağım Damlocan)
Günlerdir bir kuşun yolunu beklemekteyim.Bekledim,bekledim.Bu akşam nihayete erdim.Gelme zamanını uçma zamanını beklemiş.Aynı Damlo gibi o da bugün benim mutluluğuma çalışmış.




Yüzüğüme bayıldım.Bak görebilsen keşke parmaklarımda..Rengi en sevdiğim renkler..Canım benim..


Şimdi ben bu kız gibi bulutlardayım.Aslında başkası olsa aldığı bu haberden yıkılırdı.Çok ağlardı.Ama biliyorum yolun sonu aydınlık.Gökyüzüm masmavi,pamuk bulutlarım var..

Bir mimle daha sizlerleyim şekerler..

Syhnım mimlemiş,cevapları vermekte Yıldıza düşmüş,o halde alalım kalemi elimize,yok klavyeyi alalım,yazalım bakalım Yıldızda neler varmış..


1-Kullandığınız parfüm markası ?

Güzel kokuları koklamasını seven,kendine yakışanı mutlaka almaya çalışan biri olarak sürekli parfümümü değiştiririm.Son olarak SJP Covet kullanıyorum ve çok sevdim.
2-En son okuduğunuz ya da okumakta oldugunuz kitap ?
Shantaram adında kocamannnnnnnnnnnn bir kitap okuyorum,yarısındayım, Bay Linin Hint macerasını sevdim

3-En son izlediğiniz film ?
Neşeli Hayat(Adı neşeli idi,adının neşeli olması kendisinin de neşeli olmasını gerektirmiyordu,fakat dram deseniz ben etkilenmedim yaşanan dramdan,komedi-dram deseniz pek gülemedim,pek sevemedim işte)
Son günlerde sinemada güzel film izleyemiyorum tavsiyesi olan var mı?

4-Okumaktan zevk aldığınız kitap türü ?
Hemen hemen her tür kitap severim.Ama en çok romanları severim..

5-Vazgeçemediğiniz,beğendiğiniz giyim markanız ?

Başka biri çıkar hemen vazgeçerim,Syhanın dediği gibi her an aldatabilirim:))


6-Saç renginiz ?
Doğal olan mı şimdiki mi?Her zaman değişir bu saçların rengi,en çok kızıl kahve tonlarında olur bu aralar sarı tonları..

7- Göz renginiz ?
Bu göz rengi sarıya döner bazen yeşil taneler girer içine ela gibi olur ama özetle bal rengidir,bal gibi bir renktir:))

Mimi paslamaya gelince haydi
Damlocan,
Pinky(Dön annem artık çok özledik seni,gel hemen mimi yanıtla:))
Görkemcimm

***resimler

15 Aralık 2009 Salı

Kapalıçarşı..(dizisi değil fotoğrafları)

Kapalıçarşı diye yazınca dizisi akıllara gelmesin diye hemen yazdım parantezde.Bu fotoğraflar geçen haftaki Eminönü gezisinden.Makinemin şarjı bittiği için çok çekemedim.Ama bu fotğrafları  da sizle paylaşmadan geçmek istemedim.








14 Aralık 2009 Pazartesi

...bu şehir ardından gelecektir..(mim)...




Sevgili Stuven beni mimlemiş.Benim için önemli olan 5 yeri sormuş.
  • Manisa doğup büyüdüğüm yer.Havası gibi insanları da başka.Hala rüyalarımda...
  • Dikili (özelikle Bademli Köyü) ve Ayvalık egedeyken yazlarımı geçirdiğim yerler
  • Artvin-Arhavi soylarımın uzandığı yer.
  • Trabzon sevgili ile tanışmaya vesile olan şehir,sevgilinin şehri.
  • İstanbul anne şehri,bolca çocukluk anıları,bolca akraba,sonra iş zamanları,yerleşik hayatlar,ne onunla ne onsuz işte öyle bir şehir...
Bu yerleri düşünürken Ezginin Günlüğüne ait Şehir şarkısını söyledim hep.Ezginin Günlüğünden ilk dinlediğim ve de çok sevdiğim bir şarkıdır..

Sıra geldi mimi paslamaya Tibetin güzel annesi haydi sen söyle şimdi en sevdiğin yerleri..İsteyenler yanıtlayabilir..

***resim

11 Aralık 2009 Cuma

Göz kararım,kararsızlığım..



Geçen gün çorba yaparken sanki iki kişilik değil 10 kişilik yaptığımı fark ettim.Ölçmeden biçmeden ama pekte ziyan etmeden yemek yaparım.Pilav yaparım hiç ölçmem.Bazen kafama göre kek yaparım ölçmeden.Göz kararıdır herşeyim.

Ben de bir kararsızlık hali yaparken durup düşünüyorum.Bir anda yolum şaşıyor..

2 gündür kombi bozuk doğal olarak buz gibi.Ama tam havanın çok soğuduğu bugünlerde demedim ki şanssızlık bizi buldu diye.Sustum kaldım, o noktada kararlı kaldım.Kombici geldi bugün 3.defa.Şansınıza bulunmaz parçayı bulduk yoksa çok beklerdik dedi.İçimden dedim ki şansızlığa bak diyerek hayıflansaydım kesin günler sürerdi parçayı bulmak.

Belki göz kararım kayboldu,kararsızlığım var.Ama şansım çok....

Bugün cuma herkese iyi hafta sonları!

Sertabın sesinden (eski Sertab şarkıları gibi geldi bana) dinlemek isterseniz buraya tık tık

10 Aralık 2009 Perşembe

Şehitlerimizin ardından..




Sakın haberleri kanıksamayın...
Gözyaşı dökerken unutmayın...
Tepkinizi verin..
Serabın yılbaşını evde geçirmek isterken hayata gözlerini yummasını unutmayın...
7 gencecik fidanın yitip gidişine susmayın...

Günlerdir içimde deli dalgalar..Yazamadım,içimde bir tortu,anlatamadım..Sadece ağladım,şimdi bu satırları yazarken ağladığım gibi..
Gencecik hayatların bitişini görürken aklımda hep o gülümseyen fotoğrafları beliriyor...
Dayanamıyorum...
Bütün bunlar olurken DUR denilmemesine anlam veremiyorum...
Kaçıncı yazışımız,kaçıncı isyanımız,kaçıncı canımızın yandığı?

8 Aralık 2009 Salı

Arkadaş...



Arkadaş deyince benim aklıma hep kollarını omuzlarına atmış çocuklar gelir demiştin...

Evet canım gerçekten öyle ,sanki uzun zamandır görüşemediğim arkadaşımdan telefon bekler gibiydim.Sesini duyunca çok eskiden tanıdığım birine benzettim ya da eskiden de tanıyordum..Bu kadar kibar bu kadar içten olur bir insan dedim..İyi ki aradın,iyi ki tanıdım,bak bu yüzden bugün bloğumu daha çok seviyorum..

Kuşlar gibi cıvıldasın o şen sesin...

4 Aralık 2009 Cuma

6 ay sonra ne olacağını bilmek ister miydiniz?



FlashForward dizisini izliyorum son bir kaç gündür.Evde hasta modunda olunca dışarı çıkmayayım evde vakit geçireyim dedim.
Dizimaxte 3.bölümden sonra izlemeye başladım. Şimdi  de ilk bölümleri ve sonraki bölümleri izliyorum.Son bir kaç aydır bir arkadaşım tavsiye ediyordu her izlediğinde.Dizimaxte denk gelince dizinin başını sonunu yakala Yıldız hemen dedim.






Diziyi Lostun yerine aday gösteriyorlar.Lost başlarken bizi koltuklarımızdan zıplatmıştı.Henüz bunda öyle bir gerilme heyecan fırtınası yaşamadım.Konu enteresan izleten de bu.İzleyenler de benimle aynı görüştedir eminim.
Dizi gerçek olsa,biz de günün birinde 2 dakika 17 saniye sürede bir rüya görsek, 6 ay sonraki hayatımızı görsek,ne yapardık?Neler hissederdik?
Hani her kahve içtiğimizde fal baktırmak isteriz,merak ederiz,ne olacak,ne olacak diye,gerçeğe benzer bir rüya görsek, 6 ay sonraki bir günü görsek...(herkes 29 nisanı görüyor.29 nisan tarihi Lost ile bağlantılı imiş.)

6 ay sonraki sizi merak eder miydiniz gerçekten?

***resim

3 Aralık 2009 Perşembe

Faranjit,evde dinlenmeler,kitap açlığım;Zaman Yolcusunun Karısı ve Shantaram




İki yıl öncesine kadar faranjit denen bir rahatsızlığım yoktu.Kapalı mekanda çalışmanın ben de yarattğı tahribatlardan biri de bu sanıyorum.

Hava değişikliği,tüm ortamların mikrop yuvası olması dönüşte boğazımda hassasiyet,yutkunma güçlüğü yarattı.Biraz ilaç takviyesi alsamda engelleyemedim.Ne mutlu bana şimdi sulanan gözlerim,düğüm düğüm boğazım,şırıl şırıl bir burnum var.Bir de aşırı hassas ruh hali.Bu nereden çıktı hastalığın etkisi mi bilmem.Ama sabah televizyon izlerken bir dizide bir konuşmaya denk geldim.Ödül alan bir kadın şöyle diyordu;BAŞARI BİR İNSANDA GÖRDÜKLERİMİZ DEĞİL,GÖRÜNEN ŞEYLER DEĞİL,TAA İÇERLERDE KALPTE OLUR,ASIL BAŞARI KALPTEN GELENDİR.Ben ağlamaya başladım,gözlerim zaten her daim sulu sulu,sağolsun faranjit.

Kendime hasta demekte istemiyorum.İyiyim ama bu domuz gribi ile birleşirse hiç iyi olmayacağım.Domuz gribimde kuş gribi ile birleşirse...2 gün önce bir doktor umarız kuş gribi domuz gribi ile birleşmez dedi.Hemen ertesi gün haberlerde birleştiği haberini gördüm.Bir süre sonra virüsten değil panikten gideceğiz Allah korusun..

Bu arada zaman bol tabi okunamayan kitaplar okunuyor.Nasıl bir kitap açlığı içindeyim bir bilseniz.Hepsini okumak istiyorum hepsini..Kitaplar da sürükleyici olursa ooh deymeyin keyfime.


Zaman Yolcusunun Karısı adlı kitabı okumaya epey önce başladım.Ama araya bir dünya kitap alınca bu kitap kaldı.Başta okurken biraz kitaba uyum sağlamak zor oldu.Bazı kısımlarda sıkıldım.Ama sonradan çok kısa sürede okudum ve bitirdim.Filmini görmeyi çok istedim ama sinemada izleyemedim.Dvdsini bulacağım,kitap kadar etkilenir miyim bilmem.Çünkü kitaplarda karakterleri biz resimlendiririz.Filmlerde bir başkalarını görünce hikaye değişince hayal kırıklığı yaşarız.Filmden bir kaç hoş kare buldum.Mesela okurken kafamda canlandırdığım erkek karakterle filmdeki çok benziyor.Ama kadın karakter için daha farklı birini hayal etmiştim.







Şimdi elimde kocaman bir kitap var.Beni ilk cezbeden enteresan bir adının olması.SHANTARAM.
Bir de kapağında yazan KADER SENİ GÜLDÜRMÜYORSA ESPRİYİ ANLAMADIN DEMEKTİR  cümlesi etkiledi.
Yeni okumaya başladım ve çok rahat okunan bir kitap olarak başladı.Fakat böyle kalın kitapları okurken şekilden şekile giriyorum.Nereye elimi koyacağımı bilemiyorum.Hele de şimdi evde bir yandan yatıyorum faranjitten zor oluyor ama kitap güzel gidiyor.(Shantaram kelime anlamı olarak Barış Adamı demekmiş)Bu kitap da filme uyarlanacakmış.Hatta Johnny Depp oynayacakmış ama vazgeçilmiş.Film 2011 tarihine ertelenmiş.

2 Aralık 2009 Çarşamba

Bir bayramdan kalanlar..








İzmir-Bergama dolaylarında Egeyi özleyen Yıldız yollardaydı...Doğduğu yeri eski dostlarını ziyaretteydi...

Bayram ziyaretleri bitince madem görmemişti Sevgili Akropolu haydi güneşi kaçırmayalım,tarihe yolculuk edelim denildi...



27 Kasım 2009 Cuma

Herkese iyi bayramlar


İki ara bir dere,ben pc peşinde,herkes bayram peşinde,ben iki satır yazma derdinde...

Çocukluğumun geçtiği yerdeyim..Ayrıntıları yazacağım dönünce..

Böyle olmuyor..Çat kapı misafir telaşları..Ayy üstümü de değişemedim ben cicilerimi de giyemedim...Telefon açmam gerek uzaktayım...


Herkese iyi bayramlar diliyorum..Mutlu mutlu ,güzel güzel ,güneşli, bol ziyaretli, bol yemekli, bol gülmeli bir bayram sizin olsun...

Bu kır çiçekleri de ben de size olsun...

***resim

25 Kasım 2009 Çarşamba

Kasım geçmeden..November rain..

Çok uzun, çok eski bir hikayesi var bu şarkının..

Her daim dinlediğimde bana hep anlatacağı başka bir şey oluyor bu şarkının..

Do you need some time...on your own
Do you need some time...all alone
Everybody needs some time...on their own
Don`t you know you need some time...all alone


I know it`s hard to keep an open heart
When even friends seem out to harm you
But if you could heal a broken heart
Wouldn`t time be out to charm you



24 Kasım 2009 Salı

Öğretmenler Günü Kutlu Olsun

Üzerimde hakkı olan, olmayan tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun...

Dünyadaki en zor işlerden birini yapıyorlar.Saygım sonsuz,tabi işini hakkı ile yapanlara..

Gününüz kutlu olsun,ne güzel bir gurur taşıyorsunuzdur içinizde,bir çoğumuzun hayatına etkiniz var.

Aşk var-Bülent Ortaçgil


Bu şarkı salı sabahının mutluluk reçetesi olsun dedim.Ne zamandır mutluluk reçetesi önerilerim olmadı.Farkındayım kendim bir çeşit polyannaya dönüştüm kimileri için.Biraz evde otur bak sıkılıp iş iş diyeceksin diyenler de olabilir.Haklıdır da...O zamanlar sıkılmaya da razıyım,hazırlıklıyım yani..Bir insan ne kadar hazırlıklı olursa o kadar hazırlıklıyım...

Ama şimdi bırakın da kuru fasulyeden ve dolap silmekten mutluluk duyayım..

Anlatacakları var hayatımın bana..Bazen bir nehirle birlikte sürükleniriz..Gideriz bir yerlere..Şimdi benim o nehri dışarıda durup izleme vaktim Sevgili Günlük...

****Şarkı için buraya