23 Ekim 2012 Salı

Saklı parça

Geçen gün instagramda bir fotoğraf paylaştıktan sonra ben bakmayı 30 yaşımdan sonra öğrendim diye yazmıştım.
Meyve,meyveydi benim için sebze de sebze.Deniz sadece deniz,gökyüzü sadece gökyüzü.İçtiğim kahve o an için güzeldi sadece.
Kendime döndüğümü sanıyorken ne kadar kendimden uzakmışım meğer.Ne kadar 'benden' uzakmışım meğer.
Şimdi biraz daha yaklaştığımı hissediyorum.Kayıp parçayı bulmama az kaldı biliyorum.
Tamam oldum,olgunlaştım dememe daha var biliyorum.
Ama saklı koyduğun parçayı başka yerlerde ararken içimde olduğunu fısıldadın ya bana, şükürler olsun.

19 Ekim 2012 Cuma

Tam da şu dakikalarda

Bir yandan sabah içemediğim kahvemi hazırlıyor bir yandan da düşünüyordum.Hayırlısı olsun deriz bazı olaylar için.Hayırlısı değilse olmasın.Olmayınca yine de üzülürüz.Sanki hayırlısı olsun diyen biz değiliz.Hayırlısı demek değilmiş diye kabullenmek ne de zor diye kendi kendime dü
düşünüyordum.
O esnada cuma selalarını duydum.İçim bir an sustu,gelen sesi dinledim.Pencereyi açarak daha çok ses gelmesini sağladım.Ama bitmişti.Duymam gereken yerde duymuştum işte.
Tam da o dakikalarda.


16 Ekim 2012 Salı

Yer Deniz Serisi

Ne zamandır kitap postu yazmadım.Okumadığımdan mı?Hayır,tabi ki okumaya devam.Bu arada okuduğum bir sürü kitap oldu.En azından en son yazdığım kitap postundan bu yana.Açlık Oyunları Serisi en hızlı ve severek okuduğum kitaplar arasında oldu.Karolini bayılarak okudum.Bir de Yerdeniz Serisi ile tanıştım ki bilmeyenler bilsin istedim.Ursula K.Leguin kitaplarını kitapçılarda sürekli görüp merak ediyordum.Karıştırıp bakarken Yerdeniz Serisi-1 Yerdeniz Büyücüsü kitabını aldım ve bayıldım.Fantastik bir dünya ama anlatım o kadar farklı ki.Anlattığı dünyaya hooop bir balonla seyahat edip konuyorsun sanki ve o dünyanın içinde yaşıyorsun.Bana öyle güzel zengin bir hayal dünyasının kapılarını açtı ki,fantastik kitap seviyorsanız okuyun derim.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Demir 2 yaşına girerken

Bir koşturmaca bir telaş derken Demirin doğum günü de geçti.Geçen sene pek bir şeyden haberi olmayan bebeğim doğum gününden önce süslediğim salona girince şaşkınlıkla etrafa baktı.Beğendin mi oğlum deyince beğendim dedi.
O telaş,gelen çocuklar,misafirler bayıldı,bayıldı.

12 Ekim 2012 Cuma

Demir Artık 2 Yaşında!

Yupppiii 2 yaşındayım!Bu dünyaya geleli,annemi,babamı tanıyalı 2 sene oldu.Büyüdüm artık ben.Boyum uzadı,bıcır bıcır konuşuyorum.
En sevdiğim oyuncak atlarım.
En sevdiğim yer park ve atlıkarıncalar
En sevdiğim içecek süt
En sevdiğim yemek yoğurt çorbası
En sevdiğim kitap atların olduğu kitabım.
İlk defa duyduğum kelimeleri tekrarlıyorum.Sonra aklıma gelenleri de söylüyorum yeri gelince.Başımdan geçenleri de anlatmaya bayılıyorum.
Yaramazlık yaptığımı bildiğim anlarda anneme gider sarılırım çoğu zaman.
Dans etmeye bayılıyorum.Hareketli sevdiğim bir müzik duyunca mutlaka dans etmeye başlarım.
Geceleri hala uyanıyorum.

                                                                                                                         Demir
Son bir kaç haftadır hep bugünü bekliyorum.Yapacağımız doğum günü için falan değil.Bu 2 yıl nasıl geçti,neler yaptık diye.Nasıl geçtiğini anlayamadım desem.
Anneliğimin de 2.senesi.Doğum günleri hep önemliydi bizim için.Annem mutlaka bize özel bir şeyler yapardı ve bunları görmek,hissetmek benim çocukluğumun eşsiz mutluluklarından biriydi.Şu yaşıma geldim annem hala özel bir şeyler yapmaya gayret eder doğum günlerimde.Anne olunca daha iyi anladım,insanın evladı olunca nasıl hissedermiş doğum günlerinde diye.
Özendiğin,düşlediğin bir çok şeyin yanında tek bir düşüncede toplanıyor tüm yaptıkların,çocuğun mutlu olsun.Özel olduğunu hissetsin.
Anne mi oldum ben şimdi diyorum,biri anne,anneee diye seslenirken.Bana dün anne,anneee diye sesleniyor bir yandan da ses vermeyince efendim diyor.Yani benim efendim dememi mi bekliyor.Büyümüş karşılıklı oturup konuşuyoruz.Tüm bunların içinde ben anneyim diyorum kendime.Garip,sanki daha önceden ben yoktum.
Aslında vardım.Unutmuş da değilim.Bir parçam da oğlum hep içimdeydi.Ben hep bir oğlum olacağını biliyordum mesela.Rüyalarımda bile.Oğlum olacak benim derdim.Ama anneliği bilemezdim.Annelik emekli olmadan yaptığın,tam zamanlı bir iş.İş de değil ya aslında gönül işiymiş bu.
Yorulduğum,ağladığım,uykusuz kaldığım bir sürü gece oldu.Ve olacaktır da.
Sıkıldığım,bunaldığım kendimi kötü hissettiğim günlerim de oldu.Olacaktır da.
Deli gibi bağırıp,öfkelendiğim zamanlar da.Olacaktır da
Zor işte,kolay değil.Kimse de kolay olacağını söylemedi.Gittikçe kolaylaşan bir şey de değil.Hatta sürekli bunlar iyi günlerin diyen anneler de var.
Anlatmaya kalksan tüm bunlar ne için diye,işin içinden çıkamazsın.Sadece sevdiğim için de diyebilirsin.
Enteresan bir şey işte bu annelik.
Ama düşününce son 2 senede beni en çok güldüren sen oldun bu dünyada.O yüzden ne kadar teşekkür etsem az bu hayata,seni bana gönderdiği için.

                                                                                                      Yıldız


4 Ekim 2012 Perşembe

Ah bu gönül şarkıları


Canım Sibelim beni mimlemiş.O kadar uzun zaman oldu ki mim yapmayalı.Mimin konusu şarkılar.Eskisi kadar müzik dinleyemesem de biraz düşünerek cevaplayacağım bu mimi.

Sesinizin çok güzel olduğunu farzedin ve ideal sahne performansınızı tarif edin. (Hangi şarkıyı söylerdiniz, nasıl giyinirdiniz, size kimler yada hangi aksesuarlar eşlik ederdi?)

Bu elbette Sezen Aksu şarkısı olurdu.

Sezen Aksu-Seni Kimler Aldı bir siyah gece elbisesi,loş ışıklı bir sahne






Özel bir gününüzde bir koro yada özel bir kişi sizin için süpriz bir parça hazırlamış. Parçanın özelliği sizi tarif etmesi. Hangi parça olurdu bu?

Parça beni tarif etmese de..

November Rain -Guns N Roses

İçinizde kalmış, söylenmemiş bir takım şeyler var. uygun şartların biraraya geldiğini hayal edin. O kişiye (yarım kalmış bir aşk, kırgın olduğunu bir dost vs.) duygularınızı anlatabileceğiniz bir fırsatınız var. Ona hangi şarkıyla duygularınızı anlatırdınız?

Çok düşündüm bu soru üzerine de.   Dido-White Flag aklıma geldi nedense.

Sizi şu an okuyanlara göndermek istediğiniz parça?

Boşvermişim Dünyaya

Sibelim bir de 3 videoyu ekleyebilseydim güzel olacaktı ama.

Pinkimi ve Syhnmı mimliyorum ben de;)


Bir de vasiyetim olan bir şarkı var sözlerini yazmak isterim

Kıran Kırana
Unutma

Sen yine sardunyalara su ver

Ben yokken

Unutma

Gazeteleri oku kahvaltı ederken

Unutma

Haberleri dinle her saat başı lütfen

Sen ki acı çekmenin

En kibarını bilirsin

Sen ki mum gibi

İçine içine erirsin

Dayan gözümün nuru

Kavuşacağız elbet bir bağ bozumu

Kıran kırana bu hayat

Yaşayacağız boynumuzun borcu

Unutma bahardır kışın sonu

Sezen Aksu

1 Ekim 2012 Pazartesi

Yeni bir ay,yeni bir hafta

Yeni başlangıçlar sevilir,sevinçle de karşılanır.Kafamda düşünceler gel-git şeklinde.Öyle yoğun haller aldı ki şu 2 günde.Dolunayın da çok etkisi olur diye okudum dün.Bu zamana kadar dolunayın insanlarda çok etkisi olduğunu okur kendimde gözlemleyemezdim.Ama etkiliyormuş işte.
İyi düşünmek gerekir.Belki yarım kalmış tüm hikayeler yolunu bulur.Zorlamamak gerek.
Bir anda böyle düşünürken pat beynimde hayır,ama olmuyor işte diyor.Bir iyi bir kötü.Hepsi dolunayın etkisi dedim.Belki suçu ona attım.Derledim,topladım.
Sağlık olsun dedim.Öyle dedim,böyle dedim.
Bir sürü baş ağrısı çektim.Ağrı kesiciler işe yaramadı.Hala da başım ağrıyor.Ara ara gidip geliyor 3 gündür bu baş ağrısı.Biraz da fazla düşünceden bilirim kendimi.
Sonuçta neye bağladım ben de bilmiyorum.
Haah şimdi hatırladım,iyi olmak gerek diyen iç sesi baskın çıkarmaya çalışıyordum.Sonra kendimi öyle bir hale koydum ki,acaba Greys Anatomy mi izlesem yoksa Leyla ile Mecnunu mu dedim.Sanki tek derdim oymuş gibi hummalı düşünerek.

Büyüyorsun işte hayat hızla geçerken!



Gece gece oturdum,fotoğraflarını düzenliyorum.Ne kadar büyüdüğünü ancak fotoğraflardan görüyorum.Şaşırıyorum bu kadar minik miydin diye.
Bir çok şeyimin eksik olduğunu düşünürken aslında ne kadar zengin olduğumu hatırlatıyorsun bana.Ve ne kadar kıymetli olduğunu pek çok şeyin.
Ne şanslıyım ben şanssız olduğumu düşünürken.Ne çok hayatla doldum seninle birlikte.Ben en çok seninle benim.
Kızdığım,senin yüzünden diye düşündüğüm anlarım oluyor,olmayacak da değil.Yorulduğum da doğru,an gelip tırlatacağımı düşündüğüm de.Milyonlarca kez kendimi sorguladığım zamanlarım da var.Başımı alıp kaçma hissi ile dolduğum da.
Ama sen varsın diye değil de,sen bana ihtiyaç duyduğun için değil de,en çok benim sana ihtiyacımın olduğundan.
Bana,benim yaşamıma gönderildiğin için binlerce şükürler olsun.
Bir gün nasıl iyi annem vardı değil de ne kafa bir annem vardı demen için yaşam daha güzel olsun!Birlikte hep eğlenelim!Ağlarsak da gülmeyi bilelim!