31 Mayıs 2011 Salı

Boş vermişim dünyaya

Aslında her sabah kahvaltı sonrası kahve yanına dinlemeli bu şarkıyı.Öğlen çayının yanına ya da akşam yemeğini hazmetsin diye.Tüm gün yorgunluğunu silsin diye hayatın tüm ağırlığı omuzlarına geldiğinde.
Hastalık falan derken sümüklü sümüklü dolanırken insanın vücut direnci düşünce hayat daha da zor gibi oluyor.Kıyı köşelerde görmediğin tozlu düşünceler sana daha da batıyor.
EE o zaman ben de diyorum,sık sık da diyeyim istiyorum.
BOŞVERMİŞİM DÜNYAAAA

29 Mayıs 2011 Pazar

Demir hasta ben hasta

Evet bütün kış boyunca hasta etmediğim çocuğu hasta ettim.Mevsim hastalık mevsimi diyeceksiniz ama ben kendime kızıyorum.Bebek olunca havalar da böyle gidince kaloriferleri en kısık da yakmaya devam ettik.Demir yerlerde gezinince evde hafif bir sıcaklık olması iyi diye düşünüyorduk.Taa ki cuma gününe kadar.O kapalı rüzgarlı havaya rağmen kaloriferi kapadım.Artık cereyanda mı kaldık,kaloriferi kapattığımızdan mı,sıcak soğuk farklılıklarından mı bilemiyorum cuma gecesi boğazım fena oldu.Kalktım kaloriferi açtım ama nafile.Olan olmuş.Demir de uyandı sabah.Hafif bir gıcık var sanki boğazında kıh kıhh burunda akıntı.Ben de soğuk algınlığına kapılmışım.Nefes alamadım tüm gün.Ancak bugün kendime biraz geldim.İlaç da içemiyorum.İyi ki zencefil ve bal var.Öyle bir ağız tatsızlığı ki zencefilin tadını bile hissetmiyorum.Bel ağrısı sonrası mutlaka böyle rahatsızlanıyorum.Vücudum bir anda iflas ediyor.Vücut direnci düşünce oluyor tabi.Bir kez daha anladım.Annelik ne fena eskiden böyle olsa yorgan döşek yatardım.Ama illa kalkman gerek evde birileri olsa da.
Demir de burun akıntısı sürdü tüm cumartesi biraz da bu sabah.Doktorumuzu aradık görmeden söylüyorum ama paniğe gerek yok dedi.Burnu tıkalı olmasın sürekli kontrol altında tutun dedi.Maşallah bugün iyi.Bir de keyfinde eksiklik,iştahsızlık var mı diye sordu tabi.Maşallah o bakımdan da iyiyiz.Termometre sürekli elimde ateş ölçüyorum.Çok şükür ateş yok.Evde maske ile dolaşmamı söyledi doktor.Ama ne mümkün Demir sürekli elini götürüyor almaya çalışıyor maskeyi.Temastan uzak durduk ama beslenme seanslarında zor.Geceleri bölük pörçük geçirmeye çalıştık bu bir kaç gündür.Neyse çok şükür daha iyiyiz.
Hafta sonunu hasta bakarak geçiren babaya ve anneanneye teşekkürler.Ne diyelim çok şükür yalnız değiliz.

26 Mayıs 2011 Perşembe

Komedi isteyenler ya da romantik komedi diyenler

İki komedi filmi var komedi filmi izlemek isteyenlere ilk olarak.Ama en çok Due Datede güldük belirteyim.Filmin en komik sahnelerinden biri.

Hangoverdan sonra dikkat çeken Zach Galifianakis ve Robert Downey Jr. başrollerde.Eğlenceli bir komedi.
Diğer film ise bir devam filmi.Little Fockers.Robert De Niro ve Ben Stiller başrollerde oynuyor.Filmde bazı sahneler cidden çok komik.İlk iki filmi izleyip beğenenler bu filmi de beğenecektir.

Romantik komedi olsun diyenler için de iki film önerebilirim.
Just Go With İt.
Jennifer Anistonı çok severim.Friends kolik olmamdan ötürü belki.Jennifer Anistona Adam Sandler eşlik ediyor.
Filmde farklı olan hiçbir şey yok.Öylece izlenmelik.
No Strings Attached.
Ashton Kutcher ve Natalie Portman başroller.Natalie Portman Black Swandan sonra farklı bir rolle bu sefer bir doktor rolünde.Bu filmde diğer film gibi hatta bir çok romantik komedi gibi bilindik hikayeye sahip.Bu tarz filmler kafa boşaltmak için birebir olabiliyor bazen benim için.



Geri döndü!

Ne mi geri döndü?Benim şiddetli bel ağrılarım geri döndü.
Ben çok şom ağızlıyım.Bir kaç gün önce ne güzel bel ağrım eskisi gibi olmuyor derrrrrrkennn dün tutuldum kaldım.Şimdi sol tarafımdan oturmak kalkmak bir işkence.Bir de her yeri keşfetme aşkı ile yanan bir bebe var evde.Oradan buradan toplamaya çalışıyorum Demiri ama her eğiliş bir acı dolu an.Emzirme döneminden dolayı ağrı kesici iğnemi de olamıyorum.Kendi kendine geçer mi bilemiyorum.Umarım iyi olurum.Bir de yatıp dinlenebilsem.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Siyah-Beyaz film izle ruhun dinlensin hele de Audrey Hepburn filmi ise

Son günlerde klasik filmleri arar bulur,izler oldum.Bunların başında Audrey Hepburn filmleri geliyor.Bu zamana kadar neden izlemedim dedim Sabrina için.Bir İstanbul Masalı adlı dizinin konusu bu filmden esinlenerek yazılmış.Siyah beyaz filmleri izlerken nasıl dinledim,nasıl yorgunluğumu üzerimden aldı.Konu fakir kız zengin erkek aşkı.Ama Audrey Hepburn izlemek ayrı bir keyifli.
Filmlerinde giydiği her kıyafeti uzun uzun inceleyesi geliyor insanın.Bir çok blogda fotoğraflarını görüyoruz.İzledikçe insan zarif bir insan elbette bu kadar seveni olur diyor.
Breakfast at Tiffany's de ikinci izlediğim film oldu.Bu filmi aslında çok uzun zamandır izlemek istiyordum.Filmde giydiği elbiseler en çok bilinen Audrey Hepburn fotoğraflarında görülebilir.
Şimdi My Fair Lady yi izleyeceğim.Film müzikal.

Bu arada izlenmeyi bekleyen Rita Hayworth filmleri de var.




Demir tırmanma şeridinde

Yahu bebeğim dur daha yeni başladın emeklemeye.Ne zaman geçtin tırmanma şeridine?
Bir bakarım ki tırmanıyor bir şeylere tutunuyor asılıyor.
Sonra dönüp bana gülüyor,özgürüm anne der gibi.
Dün mutfakta bütün elmaları,muzları oldukları büyük kase ile bir çekti üstüne geliyordu tek tek.Ben tabi tek gözüm onda tek gözüm muslukta hemen atladım.Normalde sadece devirse iyi  devirsin,zaman geçirsin diyeceğim.Hepsi kafasına doğru gelirken hemen durrr anneciğimm dedim ve yatay halde tuttum meyve kasesini.
Daha neler atıp,tutacağız,nerelerde yakalayacağım değil mi?

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Kaşif Demir için öneriler

Demir artık emekleme seferlerinde hızlandı.TV modülü en sevdiği hedef.Köşeler için koruyucu alacağız.Ama kenarları da alçak ve masa kenarı gibi keskin.Yastık koysak daha çok ilgisini çekecek.Şimdilik bir şey yok.Bir şey koymasak kafa çarpma olasılığı yüksek.Bantla bir şey yapıştırsam çok çirkin duracak.Tabi ki çarpmayı da öğrenecek,öğrenecek ki bir şeylerden kaçınacak.Artık ne kadar sakınırsa.
Ben de bir şeyleri pek sakınma gayretinde değilim.Özellikle annem çok panik.Bana da ne kadar sakinsin diyor tabi.Bir de bugün düşerse aahhh düştü diye bağırıp panik yapma,bağırma kızım dedi.Ben de onu sen kendine söylesen anne dedim.Kendi kendine şimdiden empoze et dedim.Şimdi tv modülüne bir çözüm bulalım diye söylenip duruyor.
Şimdi elimizde kaşif bir bebe var.Tehlikeli şeyler ortadan kalkıyor da bazı fotoğraf çerçeveleri dvdler de durmalı diyorum.Bir şeylerin olduğunu da fark edip gittiğimiz yerlerde aman Allahım bizim ev gibi dümdüz değil her yer karıştırayım demesin düşüncesindeyim.Elbette bebek bakmak dokunmak isteyecek.İlla duracak bakmayacak demiyorum.Bakacak,dokunacak ki tanıyacak.
Siz neler yaptınız bu dönemlerde anneler?Önerilerinizi,düşüncelerinizi paylaşmanızı rica ediyorum sevgili bloggerlar.

20 Mayıs 2011 Cuma

Demirin emekleme seferleri

Demir emeklemenin ilk evresinde ya da ikinci de diyebiliriz.Çünkü geçen haftalara göre istediği yere daha seri varabiliyor.Artık aylardır gözüne kestirdiği televizyon modülü onun ilk hedefi.Modülün üzerindeki süsler çerçeveler sırası ile kontrolden geçiyor.Ben annecim onlar süs onlar böyle dedikçe oyun oynadığımızı sanıyor.Bu eşyaları tamamen kaldırma işinden yana değilim ama zarar verecekleri kaldırıp,bazılarını bırakmak düşüncesindeyim.Çünkü bir kaç hafta içinde iyice serileşip bizim müdehalemize kalmadan istediğini çekip alacak.Zaten dün de modemi aldı çekti elindeydi.Benim kelebekli örtümü sürekli alıyor eline.Bir de bana dönüp bakıyor,gülüyor,anne bak der gibi.Tabi sivri köşelere çözümler de bulmalıyız.Bizim ev bir bebek için hiç güvenli değil.Yerdeki vazolar,mumlar falan kalkmalı tamamen.Kitaplık sabitlenmeli.Asıl problem evin her yerini saran kablolar.Taşınmadan önce düşünmediğimiz,müteahhitin de gerekli yerlere elektrik prizi koymamasından dolayı uzatma kabloları dolu her yer.Çok gıcık olup hiç bir çözüm üretmediğimiz bu konuya Demir çözüm buldurtturacak.
Ben bu satırları yazarken salonun ortasından masaya kadar geldi yanıma Demir.Anne benimle ilgilen der gibi.O yüzden Demirsel mevzulara sonradan devam edeceğim.

Herkese iyi hafta sonları

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Keyfiniz bol olsun

Kahve keyfi hem de balkonda keyfi,
Yanında anne sohbeti,
Saçımda bahar çiçekleri,
Demirde bahar sevinci,
Üstümüzde bahar kıyafetleri,
Rotamızda sevdiklerimizin evi,
İşte dünün özeti...

keyfiniz daim olsun,baharınız bol olsun,neşeniz eksik olmasın..

görsel

17 Mayıs 2011 Salı

Nereden başlamışım,ne zaman başlamışım blog alemine

Bir mim geldi canım Tibetimin annesinden bloğa nasıl ve ne zaman başladığımızla ilgili olarak.
Ben bile nasıl başladığımı ne yazdığımı unutmuşum aaa gider bir görürüm ki balıklama dalmışım merhaba bile demeden.Burada ilk yazım.İkinci yazım kelebeklere selam ediyor tabiki.
Çünkü ilk zamanlar biraz kendim çal kendim oyna tadında yazmışım.Hakikaten de öyle başlamıştım.Kimse okumazsa ben okurum.Zaten bu kadar kişinin okuyacağı yorumlar bırakacağı da aklıma bile gelmezdi.İş hayatımda inanılmaz sıkıntılar yaşadığım bir dönemdi.İnternet üzerinde çok araştırma yapıyordum birden alakasız bir konuda karşıma bir blog sonra başka blog derken aaa ne hoşmuş benim neden daha önceden haberim yoktu dedim.Derken okudum uzun zaman sonra ben de yazayım zaten yazmayı çok seviyorum dedim ve başladım sevdiklerimden,hissetiklerimden,yaptıklarımdan söz etmeye.İlk kime yorum yaptığımı bilmem ama bloglardan biri var ki bir çok kişi ile tanışmamı da sağlamıştır.Canım Karakızım canım Görkemsanım.Karakızla birlikte Tibetimi tanıdım,Pinkimi,Damlocanımı ve sonra sizleri.
Ehh iyi ki okudum tanıdım sizleri ve diyorum ya sanal falan değil bir çoğunuz çok iyi arkadaşım oldunuz,hayatımın içindesiniz.
İyi ki varsınız canım arkadaşlarım.
İyi ki varsınız beni okuyan sevgili bloggerlar.
O zamanlar Demir yoktu bir kelebek vardı şimdi annesi kelebeklere aşık oğlu ise bir tırtıla.


Mimi kimler cevapladı bilemem ama isteyenler alsın cevaplasın;)

12 Mayıs 2011 Perşembe

Demir bugün 7 aylık oldu

Bugün 7 aylık oldum ben :) 
Annemlere yemek yedirmiyorum,ellerinde ne görsem yemek istiyorum,tadına bakmak istiyorum.Sebze ile aram yok.Annem sebzeyi türlü şekillerde bana hazırlıyor ama ben 3-5 kaşık sonra bırakıyorum.Ama meyve yemeyi çok seviyorum.Meyve filemi görür görmez mutlu oluyorum.
Annemle şakalaşmaya bayılıyorum.O bana şakacı mısın sen dedikçe kahkahalar atıyorum.Bana komik çocuk diyor sürekli.Anneannem de annemle aynı fikirde. 
Babam eve geldi mi sevinçten deli oluyorum.İstiyorum ki beni hemen kucağına alsın.Anneannem de gelince çok seviniyorum.Sevincini bu kadar belli eden bebek görmedim diyor.
Emeklemeye başlamadım ama hızlı bir şekilde ilerliyorum ayaklarımı ite ite,sürünerek.Bana salonun ortasına koydukları battaniye sınırı işlemiyor artık beni başka yerlerden bulabiliyorlar.Çünkü ben o sınırları aşmayı istiyorum ve merak ediyorum bütün çevremdekileri.Mesela annem dün beni sehpanın altındaki süsle oynarken buldu.O da yetmedi kendi oyuncak kutumu aldım sehpanın altından oyuncaklarımı devirdim ve içinden oyuncaklarımı aldım.Geri geri de gidiyorum.Ben bir emekleyeyim beni tutana aşk olsun.Annem hedef 1-2-3 diye oyuncaklar sıralıyor.Yok artık ben hedeflere istediğim gibi gidiyorum.Şimdi kendi gözüme kestirdiklerimin peşindeyim.Anneciğim benim hedeflerim büyük artık.
Mutfakta annemi izlemeyi seviyorum bazen de sıkılıyorum.Ona seslenip gülücükler atmayı da çok seviyorum.
Baa-baa dışında yemek gördüğümde de ma-maa demeye başladım.
Çığlıklar atıyorum çok sevinince ya da çok kızınca.
Annem bir şeyler yedirirken elinden kaşığı kapmaya bayılıyorum.
                                                                                                                      Demir


Ben anne olduğumu aslında son bir kaç aydır daha iyi anladım.Karşımda bir küçük insan artık ciddi ciddi tepkileri var.Mutluluğunu,kızgınlığını,can sıkıntısını öyle güzel belli ediyor ki bu küçük insan içimi titretiyor her yaptığı ile.Elini elimin üzerine koyuyor bazen masal okurken,bazen tatlı gülücükler atıyor aniden yüzüme dokunuyor o da kendince sevdiğini belli ediyor.
Nasıl geçti zaman diyorum kendime sanki bir kaç hafta olmuş gibi doğum yapalı.Hatta hamileliğim her ayrıntısı ile aklımda.Zaman hızlıca akıyor,bebek hali geçip gidecek diyorum tadını çıkarayım diyorum.Öyle bir sevgi ki sevmeye doyamıyorum.
Bir şeyler yapma gayretindeyken hayranlık duyuyorum.Hani başardıkları için değil.Bir küçük insanın gelişimini böyle izlemek,insan olarak aldığımız yolun başa sarması sanki.Büyümek kolay değil diyorum.
Sen şimdi bir çok şeyi bilmiyorsun ama gün be gün yeni şeyler öğreniyorsun ve ne güzel biz de tanıklık ediyoruz.Ben de yeni şeyler öğreniyorum sayende bebeğim.Okuyorum,soruyorum,araştırıyorum.Ama en çok bütün bunları harmanladığım kalbimin sesine kulak veriyorum.Bilemiyorum ama kendimce doğal bir anne olma yolunda ilerliyorum.Kasmıyorum kendimi şimdi şu olsun bu olsun diye.Sevgiyle geçirelim zamanlarımızı istiyorum.
Seni çok seviyorum oğlum.
                                                                                                                                Annen

8 Mayıs 2011 Pazar

Anne olarak geçirdiğim ilk anneler günüm

Demir uyuyordu,yine de kendimi bir anda yanında buldum gece gece,bir baktım ki ağlamak üzereydi,ağlamadan kucakladım uyanmaması için kucağımda salladım.Kucağımdayken dolanırken bir anda fotoğraflarını gördüm arkadaşımın hani günler önce üzüldüğüm arkadaşımın.Bebeğini kucaklamış öpüyordu,o an öyle bir sevindim mutlu oldum ki,bana anneler günü hediyesi oldu dedim.
Öyle ya onun için de en güzeli yavrusunu koklamak,öpmekti.Ben de onların iyi olmalarına sevindim.Sonra kendime dedim annelik içinde her şeyi kucaklar,yaraları sarar,hastalıklara merhem olur.Annelik anne olunca anlanır.Annelik bir kadının dünyadaki en güzel ünvanıdır.
Kucağımda Demir içimi huzur kapladı.Saate baktım 12 yi geçiyordu.Bu benim ilk anneler günüm dedim.Anneliği tattırdığı için oğlumu kokladım öptüm yerine yatırdım.İçim coştu bir an uyuyamadım bile.
Sabaha da annemle ve Demirle uyandım.Rüyamda bile görmüştüm ikisini.
Anneler gününü kutluyorum tüm annelerin,anne adaylarının.
Hani bir gün yetmez falan denir ama anneler de bekler bir gün bile anılmayı.

İyi ki annem oldun sayende doğdum ben de anne oldum canım anneciğim...

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Demirin Kahvaltısı-ek gıda durumları

Bundan bir kaç ay önce Demir uyuduğunda kahvaltı yapıyordum.Uyanma saatleri değişince Demiri karşıma oturtup öyle yiyordum.Son aylarda yeme olayını kavrayınca bu pek mümkün olmadı.Doktorumuz çoktan kahvaltıya başlayabilirsin dedi.Ben de son 2 haftadır kahvaltılarıma Demiri de dahil etmeye başladım.Zaten ne yesek bir uzanma elimizden alma çabasında ve ağzında yutma hareketleriyle bizi takip etmesinden ötürü Demiri yemeye dahil etmemek mümkün değil.
Ek gıdaya geçişle ilgili yazıları okudukça insana bir an darlık geliyor.Elinde listelerde olsa bebeklerin de seçimleri var ve olmalı.Ne yedirsem,sağlıklı mı organik mi olsun gibi soruların sonu yok.En sağlıklısı küçük bir yerde bahçe içinde yaşayıp kendi ekip biçtiğini yedirmen.Bu da mümkün olmadığına göre bulabildiğin sağlıklı yiyecekleri bebeğinin hayatına sokma düşüncesindeyim.
Şu an Demirin ana öğünleri tabi ki anne sütü.Bu yedikleri ara öğün hatta tadımlık yiyecekler.Hem tadını alması için hem de taneli yemeye alışması için.
Kahvaltısını kendime hazırlar gibi hazırlıyorum.Ne yediğini anlamak için bir tabağa tuzu alınmış keçi peyniri bir-iki tuzsuz zeytin içi biraz tuzsuz ya da normal ekmek içi koyuyorum ki bunların hiçbiri bitmiyor.Tadımlık oluyor daha çok.En son bir kaşık pekmez.Karışım yapmaya şu an karşıyım.Şu an karşıyım diyorum çünkü çocuklar annelerin de dediklerini yutturmak da bir numaralar.
Tabi yumurta yemesini istediğimde durum nasıl olur bilmiyorum.O zaman da minik ekmeklerin üstüne yumurtayı ezip sürerim diye düşünüyorum.Ihlamur hazırlıyorum bir kaç kaşık ıhlamur veriyorum.Biberonla bir şeyler içerken artık içmeyi reddedip daha çok dişini kaşıyıp biberonu atıyor.Aynı şey kaşıkla da oluyor kaşığı elimden kapan Demir dişini kaşıyor.(Pinkim dediğin gibi adı üstünde Ka-şı-----k :))Ihlamur yapmadıysam da bir kaç kaşık su veriyorum.
Böyle yedirmek çok zor belki tek tek.Fakat yediklerinin tadını tek tek almasından dolayı mutluyum.Neyi sevip sevmediğini de takip edebiliyorum.Mesela pekmezi çok severek yiyor.Sonra peyniri de seviyor.Zeytinin tadı tuhaf geliyor sanırım.Zeytini ilk zamanlar pek bebek kahvatılarına koymuyorlar ama ben koydum.Biraz daha büyüsün kahvaltısını önüne koyacağım minik parmakları ile yemesini sağlayacağım.
Bu tadımlık kahvaltıları bazı günler yedirmiyorum bazı günler yemiyor.Bugünse ana kucağından sarktı ve yediği kahvaltıyı kustu.Demir ana kucağında öyle bir aşağıya sarkıyor ki yere kadar.Oyuncağı düşüyor ya eğilip alıyor ya da almaya çalışıyor.Daha mama sandalyesi almadık.Alsak oturur mu diye geçen gün arkadaşım da denemesini yaptık ve oturdu.Gerçi alsak oturmak da istemeyebilir.Ana kucağında Demiri oturmak mesela çok zor.Hele dediğim gibi de yaptığı için yalnız bırakamıyorum üstünde.Mutfağa gittim bir gün bir geldim salona tepe aşağı Demir.Oyuncağını alıyor yerden.Ana kucağı da alçak bir model değil bu arada.
Mama sandalyesi ile ilgili önerileri ve görüşleri bekliyorum efendim:))

3 Mayıs 2011 Salı

Demir artık kendi başına oturuyor

Evet ben de şunu ilk yaptı bunu ilk yaptı diye konuşan annelerdenim.Her yaptığı ilk bir öncekini eskitecek belki de önemsizleştirecek.Şu var ki gün be gün yaşanan ilklerin sevinci tarifsiz.
Aslında epeydir oturuyordu destekle ya da bir kaç saniye.
Dün  yerde oyuncaklarıyla oynuyor ve bana destekle oturuyordu.Telefonum çaldı,bıraktım.Evet kendi kendine oturmaya devam etti.
Tabi bir süre sonra devrilebiliyor ama yine de oturabiliyor.
Bakalım bir sonraki ilkimiz ne olacak:)

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Demirsel mevzular-6 levellik Demir

0 kilometre işte.Her şeyi adım adım öğreniyor.
Gidecek çoook yolu var.Bir şey yaptığında duruyorum ne biliyor ki öğrenecek işte diyorum.Neler neler bilecek diyorum.
Çok hareketli bir bebek durmuyor yerinde.Emeklemeyemese de tam olarak istediği hedefe mutlaka ulaşıyor.
Adı gibi Demir öyle güçlü ki.
Aylar önce belirtileri başlayan dişten bir haber yok.Doktor demişti aylar sürebilir diye.Ben 5-6 aylıkken çıkarmışım.Eşim de 6-7 de çıkarmış sanırım.Diş konusunda anne-baba ne zaman çıkardıysa bebek de aynı zamanlarda çıkarırmış.Eninde sonunda çıkar da yarattığı sıkıntılar çok kötü.Uykuları bölünmeye başladı geceleri.Ağlayarak uyanmazdı ağlıyor geceleri.Tabi gündüz yaşadığı duygular da etken olabilir.Bebekler çok hassas,her şey etkileyebilir kırılgan yapılarını.
Bir bebekle empati kurmak çok zor.Çünkü hatırlayamıyoruz bebeklik zamanlarımızı.Ne düşünüyor,ne istiyor tam olarak diyerek onu doğru yorumlamaya çalışıyorum çoğu zaman.

Yeğenime de dedim o daha 6 level,hepsi kısım kısım ancak yapacak bazı davranışları birden bekleme.Çok hoşuna gitti tabi bir oyun sever olarak bu benzetmem,arada söyleyip gülüyor.

Gün be gün etap etap kendini geliştirip yapabilirliklerini arttırıyor.
7 level olunca evde rahat rahat gezinen Demir bakalım neler yapacak:)

Bir Doğum Günü Ardından

Neredeyse 1 hafta olacak ancak yazabiliyorum.
Doğum günü sabahı ilk sürprizim geldi.Kimden mi?
Kızlar sizi çok seviyorum çok çok teşekkür ederim...Çok düşüncelisiniz ve beni çok mutlu ettiniz.En yakın zamanda sizi ve bıdıklarımı görmek istiyorum güzel Yazım ve bir tanem Tibetin anneleri;)
Arkasından arkadaşım eve gelmiş beni bulamamış sürpriz yapmak için.Aynı tatlı meyve çiçeğim gibi kimse beni bulamadı evde o gün.Neyse ki annemdeydik.Canım arkadaşımla hasret giderdik bol bol kaynattık.
Uzun zamandır ertelediğimiz bir telefon konuşması yaptık ve mutlu olduk.
Ardından hediyelere boğulduk

Pastamızı üfledik dileğimizi diledik.
Bu benim anne olarak kutladığım ilk doğum günümdü.


Herkese çok teşekkür ederim...