30 Ağustos 2009 Pazar

pazar klasiği

Hafta sonu,özellikle pazar günleri dışarıdan eve gelince dergilere gömülüp,sayfaları karıştırmak beni çok rahatlatır.Özellikle her ay başında dergilerin yeni sayıları çıkmışsa eve gelip okumak için sabırsızlanırım.Son iki sayıdır Women's Health dergisini takip ediyorum.Geçen ay ilk defa aldım ve çok sevdim.Bugün de D&R den yeni sayısını hemen aldım.Derginin içinde güzelllik,sağlık,bakım,yaşam ve daha bir çok konu hakkında yazılar var.Makaleler ve fotoğraflar çok ilgi çekici.Derginin her ayın her günü için bir de kendi internet sitesinden hediye kazanma şansınız var.Ben de yeni üye oldum.

Bu arada kahve çikolata sevenler Temponun bu ayki sayısını alsın.Çok güzel bir ek vermiş Tempo dergisi.Kahve ve çikolata adına hemen hemen herşey güzel resimlerle,şık küçük bir kitapta yer almış.


Ben bu satırları yazmaya çalışırken bir yandan da sivri sinek avındaydım..Bir çok insanın olduğu ortamda herkesten önce beni gelir sivri sinek dişler.Kan emici gelsin ısırsın dedik ama böyle bir kan emici değildi talebimiz.Hayır kanım tatlı madem gelsin başka birileri:)Bu vampir merakım ne olacak bilmem artık.Belki de ölümsüz olmaları cezbediyor.Hayat güzel,bırakıp gitmek zor.
Kan emiciden kastımın ne olduğunu bilenler bilir.
Ahhh gitti dizimden ısırdı hem de.Duvara kondu şimdi de,gitti duvar boyam,elimdeki dergi ile vurdum duvar boyandı.Duvardaki mavi lekeleri zor çıkardım.
Neşeli bir şarkı ile iyi geceler...

27 Ağustos 2009 Perşembe

en sevdiği renk mor olan kadın

Rüyalar...



Ne tuhaf rüyalarım var benim ya anlamıyorum.Üstü açık kalacak biri de değilim:))Her daim üşürüm,her daim sarınırım pikeme,yorganıma.Hep üşüyengillerden oldum.Özendim hep kışın rahat giyinenlere.O yüzden üstümün açık kalmasından değil bu rüyalar.
Bazı rüyalarımı oturup bir yerlere yazsam güzel filmler çıkar diye düşünürüm.Bazı rüyalarımı yazsam,yok bir halt çıkmaz.Oradan buradan birbiriyle alakasız insanlar üstüne üstlük hiç tanımadığım insanlar da işin içine girince hepten değişir.Bir yandan uçurumun kenarında (hem de öyle böyle bir uçurum değil) manzara seyreden insanlar,bir yanda kırmızı günler.O kırmızı gülleri hiç anlamadım zaten sayısız gül vardı odanın içinde.Hepsi de benim içindi.Kadın her yerde kadındır derler.Rüyada da kendi kendime ya ben kırmızı gül çok sevmem ama neyse ya ne güzel sürpriz,ama gerçekten çok güzeldi.Bir beğenmeme,bir şımarıklık.Kadınlık hallerine rüyada da devam yani.
Bazı rüyalarım da çıkar.Şaşılacak derecede,çıkar hem de.Çok uzaklarda olan bir yakınımı görsem,mutlaka haber alırım.
Ne olursa olsun,güzel yorumlarım rüyalarımı.İyiye yormak gerek.
Ama tuhaf rüyalarımı neye yorumlayacağımı bilemiyorum gerçekten:))

26 Ağustos 2009 Çarşamba

eski bir kitap arasında kurumuş bir çiçek

Akşam vakti yürürken eski kitap satan bir tezgahın yanından geçtim.Tezgahta yer alan en eski kitabı elime aldım.Kitabı açar açmaz kurumuş mor kuru bir çiçeği sayfalar arasında gördüm.O an kalakaldım,kimbilir hangi zamanda kim tarafından konulmuş,kurutulmuş,unutulmuştu.Kitap en az 30 senelik vardı.Belki çiçek o kadar eski değildi.Düşündüm bir an,kitaba koyarken çiçeği ne düşünmüştü acaba kitap sahibi ya da çiçeğin sahibi?Neydi ruh hali?

family bed

Düşler ayağıma takılır olmuş,pranga gibi.Sağa döndüm,sola döndüm,uyku tutmaz olmuş.

Neler hayal edermişim meğer eskiden,meğer neler düşünürmüşüm eskiden.Şimdi düşlerim de yatak gibi küçülmüş mü,bilemiyorum.Bu benim yatağım mıydı?Ben büyüdüm mü?Sığmaz oldum bu yatağa.

Hayal kurmak ne zevliymiş eskiden,tadını çıkara çıkara..Hayalleri bırak,uyku bile yakışmaz olmuş aklıma.

Düşler içine dalmak ne zormuş,müzik çareymiş eskiden,yok şimdi uyumak daha zorlaşmış,şarkılarla.

İşte tam o anda kısacık bir zamanda family bed sıradaymış,kulaklığında..

Nasıl bir tesadüf,kısaa bir an,uzaklarda..

Sevgilisini özlemiş..


25 Ağustos 2009 Salı

Şanslı,sağlıklı,huzurlu, güzel haftalar!

Karma felsefesine ne kadar inanırsınız?Çağırınca ne kadar gelir istediğiniz şeyler?Secret,karma derken hayatınıza ne kadar girdi bu kavramlar?

Rahmetli babaannem her zaman sana taş atana sen ekmek at kızım derdi.Her defasında söylerdi bu cümleyi,ben ilk duyduğumda belki çok anlayacak yaşta değildim.Sonraları ise hayat felsefelerimden biri oldu.Birine yaptığı kötülüklerden dolayı karşılık verme huyum yoktur.Allah'a havale ederim çoğu zaman:))Haksız yere ne zaman üzülsem,bir şekilde beni üzen kötü bir hale girmiştir.Beddua ettiğimden değil.(Tam Ramazan konusu gibi oldu:) )Zamanın bir vaktinde yapılan iyilikler döner bulur beni.

Geçen gün yakın bir arkadaşımla tuhaf bir şey geldi.Artık olumsuz konuşmak yok dedim.Olumlu cümleler söyleyeceğiz dedim.Bir kaç kere tekrar ettim cümleleri,ona de söylettim.Yarım saat geçti söylediğimiz cümleler içinde yer alan isteğimizle ilgili haber aldık:))Nasıl bir tesadüf dedim bu.

Karma mı desem,secret mı desem ne desem bütün bu olanlara bilemiyorum.Hangi pencereden bakarsan,manzaran ona göre şekilleniyor.Düşüncelerin enerjisi var buna inanıyorum.Beynimizde yer alan her düşüncenin bir enerjisi var.Bazen saçma salak bir şey düşünsem,hemen oluverir.Sonra da ben ne kadar şom ağızlıyım derim.

Bu konu çok derin,yaz yaz bitmez aslında.

Pazartesiler zordur çoğumuz için.O yüzden şanslı,sağlıklı,huzurlu,güzel haftalar dileyerek başlamak istiyorum.Güzel haberler aldığımız,güzellikler yaşadığımız bir hafta olur umarım..

22 Ağustos 2009 Cumartesi

cumartesiden notlar

Bütün gün uyuyan ben güneş battıktan sonra hayata başladım.Normalde bu kadar çok hayatta uyumam.
Arada sadece True Blood izledim.Yoksa bu vampirli dizilerini seğrede seğrede ben de mi tuhaflaştım.
Lost,Grey's Anatomy,How I Met Your Mother gibi sevdiğim diziler sezon arasında olunca ben de True Bloodu seğretmeye başladım.Çok fazla küfür içeriyor.Ayrıca bazı sahneler soft porno tarzında olması ile tartışmalara yol açan bir dizi.
Değişik bir vampir dizisi çünkü vampirlerin varlığı insanlar tarafından biliniyor.Ayrıca kendi aralarında sendikaları bile var.Diğer insan ırkının sahip olduğu haklardan talep ediyorlar.Başrollerde yer alan Sookie beni deli etse de Burak Hakkıya benzeyen diğer erkek başrole sahip Bill de tuhaf olsa da vampirlerin insanların arasında olması fikri enteresan geldi.Birinci sezonda 12 bölüm var.2. sezondan şu an devam ediyor.Vampirlerin yanı sıra şekil değiştiricilerden tuhaf,kötü yaratıklara kadar her türlü değişik yaratıklar da mevcut.Dizi vampir öyküleri ardında ırkçılık gibi çok önemli konulara da sürekli göndermeler yapıyor.İlk sezonda tempo yavaştı.2.sezon ile birlikte hızlandı.Diziden kısaca bahsedecektim ama kendimi kaptırdım:))
Gerçekten son günlerde vampir öykülerine çok fazla merak salmış oldum.
Bu satırları yazarken maden suyumdan içiyorum.Nilin reklamı çok mu işe yaradı yoksa bilemiyorum çok sık maden suyu içiyorum:)Gerçi ben eskiden de çok maden suyu içerdim.Nil demişken az önce televizyonda Nili ve onun devasa kolyesini gördüm.Kocaman bir kolye kendine özgü olmak budur dedim.Nil yapınca yakışıyor.Son zamanlarda çok tartışmalı günler yaşadı.Ama ben her zaman iyi niyetli,kendine özgü yaşayan biri olarak değerlendirdim.Ayrıca şarkılarını da severim.
Bilgisayar başına geçmeden önce dışarıdaydım.Yine sahil kenarında yürüdük.Bir saatten fazla,hızlı tempoda.Nasıl iyi geldi.Kendime geldim resmen.Kafam kazan gibiydi açıldı:))
Bir kaç gündür çok etkileyici değişik bir kitap okuyorum.George Orwell-Animal Farm.Yazar rus devrimini hayvanlar üzerinden resmederek anlatmış.İçinden geçen şu söz gerçekten beni çok etkiledi.
"All animals are equal.Some animal more equal than the others."

21 Ağustos 2009 Cuma

Ramazan gelmiş,hoşgelmiş

Herkese hayırlı ramazanlar öncelikle.Bir sene ne kadar çabuk geçti anlayamadım.Bir sene önce neler düşünüyordum oysa....

Çok uykuluyum,sabah kahvem yok tabi:)Bu sene oruç tutarken zorlanırım biliyorum,günler çok uzun.Akşama kadar vakit gelmez değil mi?  THE IFTAR THAT  NEVER  COMES

O kadar çooook zaman var ki,bir de sabah erken kalkınca.Tabi böyle söylenirsem ne sevabı kalır o da ayrı tartışılır.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

seni empatik şey;))

Nihayet bitti!

Kitabın sonunu bir türlü getirememiştim.Benim huyumdur araya hep başka kitaplar alırım.Bir anda 4-5 kitap okumaya çalıştığım olur.Sonra kitapların sonu da haftalarca bekler.Empati de bitti nihayet.Kitap enteresan bir şekilde bitti.Eminim bir kaç yıl içinde filmi çekilecektir.
Adam Fawer diğer kitabında da bana aynı etkiyi vermişti.Olasılıksızdan da güzel bir film çıkar demiştim.
İkisi de sürükleyici bir kitap benim kitabı bitirememem tamamen benden kaynaklanıyor.
Kendime empatik derdim,yok demiyorum.Zira bende renkler,sesler patlamıyor;)Naçizane anlamaya çalışırım,başkasının penceresinden bakmaya çalışırım.Ama kitaptaki empatlar artık olayı aşmış durumdaydılar.Hani belki renkler,sesler olmasa da bu kadar karşısındaki insana hakim olacak insanlar var mıdır diye çok düşündüm.
Düşüncelere hakim olan insanlar olmasa da enerjisiyle hakimiyet kuran ya da bezdiren insanlar olduğuna inanırım her zaman.
Son günlerde hep bunları düşünüyorum enerjimi nasıl doğru kullanırım?
Bütün akıp giden hayat kargaşasında daha doğru nasıl yaşarım,hayattan nasıl zevk alırım?
Belki sadece soru aşamasındayım.Belki biraz uyguluyorum.Evet basite indirgemek demiştim.
Kendimi bazı duygulardan arındırmaya çalışıyorum.Yargılamaları bir kenara bırakıp,olduğu gibi kabulleniyorum.Anlamaya çalışıyorum.Zor biliyorum.Daha fazla ne yapabilirim diye sorular soruyorum.Öğrenecek çok şey var biliyorum...

18 Ağustos 2009 Salı

düşünceler....

İç sesim sürekli konuşuyor.Hiç susmuyor.Kafamdan binlerce düşünce geçerken,kendimi sürekli eleştiriyorum.Ama sen de başkasına derken aynısını yapıyorsun diyorum.Düşüncelerimi kovuyorum.Çünkü artık yalınlaştırmak istiyorum içimdekileri.Daha basit olsun.Arınayım insani kaygılarımdan.İnsanlara karşı bitsin önyargılarım,negatif düşüncelerim.


Basit olsun istiyorum,çok basit,yormadan...

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Son günlerde çok dinliyorum..



17 ağustos

İyi haftalar konulu bir şeyler yazmak varken aklımda takvime baktım.Üstünden 10 sene geçmiş.Kilometrelerce uzaktaydım buradan.Depremi yaşamadım.Ama ailem,akrabalarım yakınlarımın hepsi İstanbulda olduğu için yaşadıklarımı unutamam.Özellikle o gün hissettiklerimi düşününce.17 ağustos sabahı sıkıntı ile uyandım.Annemleri bir kaç kez aradım.Sanki bir şeyler olmuş benden saklıyorlar gibiydi.İçimde korkunç bir sıkıntı vardı.Geç vakitlere kadar oturmuştum.Balkona çıktım,hayvanlar,ağaçlar herşey tuhaf gibiydi.İçim daha da sıkıldı.Deprem olacak galiba dedim.Saçmalama burada olması zor,ama ya İstanbulda olursa ya da İstanbul çevresinde.Kendi kendimi zor susturdum,yatağa sıkıntıyla yattım.Yarım saat sonra telefon çaldı.Ev arkadaşım baktı.Annem aramış,panik yapmasın biz iyiyiz demiş,telefon kesilmiş.Cep telefonları ise hiç çalışmıyordu.Televizyonu açtık,ilk görüntüler Avcılardan gelmişti.Ve neredeyse yerle bir olmuş,kimsenin birbirinden haberi yoktu.Delirdiğimi düşündüm o an.Saatler sonra çalışan telefonla haberleşebildim çoğu yakınımla.Ve daha net televizyon haberleri gelmeye başladı.
O günler yanımızda da bir başka arkadaşımız vardı,bize misafir olarak gelen.Gölcüğü görünce benim ablam var orada acaba ne yaptılar dedi.1-2 gün içinde haber geldi.Bulamamışlar ablasını,eniştesini,yeğenini.Arkadaşımız Gölcüğe gitti.Enkazdan kendi elleri ile çıkardı.Anlattığı an hala kafamda.Ablası ve eniştesi yatakta birbirlerine sarılmış,korkudan öyle can vermişler.

Böyle çok kötü anımız var değil mi hepimizin?Yaşananlar unutuldu mu?

Bence unutuldu,ne yaptık Allah aşkına depremden sonra?Ne yaptık?Ne gibi tedbirler aldık?Ölümlerin,yıkımlarının ruhumuzda açtığı derin çizikten başka ne değişti?Devlet ne yaptı?


İnsanoğlu yaşar unutur çoğu zaman.Sonra bir gün hatırlatır kendini yine ölüm.Umarım böyle kötü olaylar yaşamayız tekrar umudum bu.Duam ise yakınlarını kaybedenlere..

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Ortaköy kapalı başka bir zaman bekleriz:)

Uzun zaman olmuştu Ortaköy'e gitmeyeli.Haydi dedik yolumuz düşmüşken gidelim.AA bir de ne görürüz,demezler mi Ortaköy kapalı,sonra gelin:))Tabi öyle demediler.Ama hemen girişte bulunan otoparkın önünde bir polis geri döndürüyor.Elini de sallıyor,yer yok dolu manasında.Hani kapalı der gibiydi.Neyse Rumeli Hisarına doğru gittik.Arabayı park ettik.Sahilde 2-3 kilometre yürümüşüzdür en az.Rüzgar nasıl güzeldi.Umarım hasta olmayız.Sevgilim sürekli bak bu rüzgar bizi hasta etmesin dedi durdu.Annecim de yok boğaz havası hasta etmez dedi durdu:)Neyse uzun uzun yürüdük.Öyle iyi geldi ki.Sanki rüzgar ruhumun derinliklerine de esti.Bir ara arabalar azaldı,sesler kesildi boyut değiştirir gibi oldum.Öyle anlarda gerçekten kendimi çok iyi hissediyorum.

Şimdi eve gelince bir uyku hali çöktü üstüme.Kendime gelmek için güzel bir Türk kahvesi yaptım.Hem de damla sakızlı.Bunu ilk defa evde deniyorum.Kokusu muhteşem.Bakalım tadı nasıl:)

Ne zaman bitecek?

Dün akşam yemek sonrası televizyon karşısına geçtim sevdiğim yabancı dizilerden birini seğretmeye başladım.Yok biraz haberlere bakayım ben en iyisi dedim.Kanallardan birine geçtim.Son günlerde yaşanan karışıklıklar malum.Şehit aileleri de bu duruma tepkilerini sürdürüyor.Oğullarınının,yakınlarının yanlarına Şehit mezarlığına gitmişler.Ağlıyorlar,tepkilerini anlatmaya çalışıyorlar.İçlerinin hala nasıl yandığı belli.Dayanamadım hıçkırarak ağlamaya başladım kendimi toplayamadım.İçim sızladı,kendimi aciz hissettim.Evet ben kendimi çok aciz hissediyorum.Elimden gelen bir şey olsa,yok işte,çıldıracak gibi oldum.Büyüt,askere gönder,yeri geldiğinde sen saçının teli incinmesin diye kendini hırpala,sonra haince öldürülsün.Ya da sev,evlen gitsin askere,sen bekle sevdiceğini.Kendisi geleceğine bir gün kara haber gelsin.Yok,yok bunlar adil değil.Adil olmayan çok şey var.Ama bu hiç adil değil.Allah sabır versin,hem de çok sabır versin.Özellikle son günlerde daha fazlasına ihtiyacımız var.

Kendimi bildim bileli bu sorunlar,değişmedi,bitmedi.Ne zaman bitecek?Ben bu şekilde kalbime taş saplanmış gibi acı duyuyırsam aileler nasıl dayanıyor,yakınları nasıl dayanıyor?

Sorunların bu şekilde çözümlenmeyeceğini biliyorum.O zaman çözüm nerede?

14 Ağustos 2009 Cuma

Hadi şimdi uyandır beni

Ne bileyim bir şarkı söyle mesela,sesini duyayım,yoksa uykulara dalarım.En sevdiğim gelmiş sesini duyunca mutlaka uyanırım.

Hadi şimdi uyandır benii,şöyle bir sarmala beni,kaldır olduğum yerden,seni çok seviyorum,özledim hemen de,hadi uyandır şimdi beni.

Yoksa gözlerim açılmayacak,derinlere dalacağım.

Hadi duysana beni!

13 Ağustos 2009 Perşembe

süper şarkı,süper klip

süper süperrr,bayıldım....şarkıyı zaten çok severdim,çok güzel bir klip..

http://www.coldplay.com/videostrawberry.php

Kendini cuma zanneden perşembe

Anlamadım içimdeki garip mutluluktan mıdır desem,yoksa başka bir sebepten midir bilemiyorum,ama bugünü cuma gibi düşünüyorum.Daha bir sevinesim geliyor.Sonra yooooo bugün perşembe diyorum,oturuyorum yerime.

Kendini cuma zanneden perşembe ne diyeyim sana,bir şey dersem bozulur sanki...

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Wii ile kandıramadım

Olmadı kurtulamadım şu World of Warcrafttan.Sevgilimin bilgisayarı bozuldu,günlerdir uzak kaldı WOWundan.İşten eve geldi,gerginim dedi.Sabah uyandı gerginim dedi.Meğer benim yapamadığımı WOW yapıyormuş.Ne oyunmuş pehhhh!
Dün akşam Nintendo Wiiyi açtım.Tabancaya kumandayı adapte ettiğimiz bir oyun vardı.Benim 4.etapta hep takıldığım oyun:))Sevgili eşim aa öyle mi oynanır diyerek tam ben oynarken elimden aldı.Aslında tam olarak öyle olmadı.Benim telefonum çaldı ve tabancayı eline tutuşturdum.Sonra otomatikman o oynamaya başladı.O sırada da öyle mi oynanır bu oyun,bak gör şimdi dedi:))8 etapla oyunu bitirdi.Evet oyunu bitirdi.Zavallı ben sadece 4 etapla oyunu her defasında tekrarlayıp durdum aylardır.Evet ben oyun oynama konusunda beceriksizim.Kabul.Ama zaten tabanca ile boşa atmaman gerekiyor oyunda.Bense boşa atmaktan habire ateşlemekten zevk alıyorum ne yapayım:))Sevgilim oynarken dünyanın en iyi oyunu dururken ben neler yapıyorum dedi durdu.

Neyse bugün garip bir şekilde bilgisayarına çözüm buldu.Mucit gibi ekledi,taktı yetmedi kablolar uzattı.Beni de sinir etti.Benim sinirler geri döndü.Onunsa gerginliği bitti.Oynasam anlarmışım,hiç denememişim falan filan.Yok ben anlamıyorum zaten oyun oynamaktan.En iyi oynadığım oyun Sims2 idi zaten.O da hani hangi oyun sıfatına koyulur bilmem.Bir çeşit evcilik oyunu gibi.
Ama ne oyunmuş ki bana bu yazıyı yazdırdı,sevgilimin gerginliğini aldı..
EE boşuna dünyada milyonlar oynamıyor:))

Sanki kelebekler havalanacak:))

İçimde anlamadığım bir sevinç var.Kelebekler havalanıyor sanki,yükseliyor..Ama sanki anlık dalgalanma değil.Devamı var gibi.Anlamı var gibi.

Meraktayım..

August Rush

Kaç zamandır bu filmi yazmak vardı aklımda.Ancak fırsatım oldu.Uzun zamandır filmin dvdsi dvd çekmecemde bekliyordu.Aylar önce kuzenimden almıştım.Al mutlaka seyret sen seversin zaten dedi.Ama nedense sıra gelmedi.Geçen gün dikkatimi çekti ve seyretmeye başladım.Türkçe ismine Kalbini Dinle demişler.Her zamanki gibi farklı bir isim vermeyi uygun görmüşler.Bu arada bu isimlere kim karar verir hep düşünmüşümdür:))
Filmde müziğin hayatımızı nasıl etkilediği ne derece önemli olduğu,kalpler arası bağı bile kurabileceği anlatılıyor.(Belki de o yüzden Kalbini Dinle demişlerdir:))Sonu biraz Türk filmi tadında bitse de bütüne baktığımızda içimi ısıttı diyebilirim.Farklı bir öykü ve çok güzel müzikler.Filmde klasik müzikten de parçalar var.Hele bir tanesi içime işledi.Ama bulamadım internette bir türlü.Filmde geçen diğer şarkılar var.Bir çok filmde aşina olduğumuz çocuk yıldız (Charlie'nin Çikolata Fabrikası ve Düşler Ülkesi filmlerinde Johnny Depp ile birlikte oynamıştı) Freddie Highmore gerçekten çok yetenekli.Filmde Robin Williams da çok farklı bir rolde karşımızda.


Farklı bir konu,sıcak,kafamı yormayacak bir şeyler olsun derseniz,mutlaka izleyin derim..

7 Ağustos 2009 Cuma

Bugün cumaaaa

Cumaları oldum olası severim.En sevdiğim gün hep cuma günü olmuştur.

Yağmur delicesine yağdı İstanbulda.Gökyüzü değişti,güneş geldi,şimdi geri gitti.Camı açıp bir kaç saniye yağmur kokusunu içime çektim.Keşke toprak bir yolda yürüyebilseydim yağmur sonrasında dedim.Huzur doldu içim,hayalini kurarken bile..

Gözüm yeşil üzümlere takıldı masamda duran.Nasıl güzel parlak,hayat dolu sanki içinde her zerresinde!

Berrak,güzel,yağmur kokulu cumalar..

4 Ağustos 2009 Salı

bir renk mi?bin renk mi?

Hangisi soldu bilmem ama üzülme canım?Neşen kaçmış,hüzün geldi gelecek göz pınarlarına,ama ağlama gülüm.Bir rengin solmaya görsün,sonra arkasından diğer renklerin solar.Solmasın yüzün,neşen kaçmasın,haydi gülümse.

Sen iyisi mi şarkılardan fal tut kendine..Hangisi gelirse şansına,dinle bak ne diyor sana?Sadece dinle,duy dediklerini,yeter..